Bu örnek Uganda'da yaptığımız bir çalışmadan, haberleşme cihazlarını ortak kullanan insanların bu cihazları nasıl kullandığı hakkında daha karmaşık bir örnek. | TED | هذا المثال معقد إلى حد ما، وهو من دراسة قمنا بها في أوغندا عن كيفية استخدام هذه الأجهزة بين الأشخاص الذين يتشاركونها. |
Mühendisliği ve nesnelerin nasıl çalıştığını, okulda değil, parçalarına ayırarak ve bu inanılmaz derecede karmaşık cihazları inceleyerek öğrendim. | TED | تعلمت عن الهندسة وكيفية عمل الأشياء، ليس في المدرسة لكن من خلال تفكيك ودراسة هذه الأجهزة المعقدة بشكل رائع. |
Ben de aynı şeyi düşünüyordum, ancak bu kopyalama cihazları yüksek koruma altında. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر في نفس الشيء لكن لكن أجهزة المقلدون تحت حراسة مشددة |
Röntgen cihazları gibi yeni tıp teknolojileri geliştirildi. | TED | واخترعت معدات طبية جديدة كأجهزة التصوير بالأشعة السينية. |
Büyük salonda dinleme cihazları var, belki telefonlarda da. | Open Subtitles | و ضعت اجهزة تنصت في غرفة الاجتماعات وربما الهواتف. |
Bu cihazları esrar içmek için de kullanabilirler. | TED | وبمقدورهم حتى استخدام هذه الأدوات لتدخين الماريغوانا إلكترونيًا. |
Peki ya cihazları düşünmeyi bırakıp da çevreyi düşünmeye başlarsak ne olur? | TED | لكن ماذا لو توقفنا عن التفكير في الاجهزة وفكرنا بدلاً من ذلك في البيئات؟ |
Ben Daley cihazları'ndan Larry Daley ve birazdan izleyeceğiniz tanıtım programıyla dünyanızı yerinden oynatacağız. | Open Subtitles | أنا (لاري دايلي) من (دايلي للأجهزة)، وسنقضي الوقت القادم من هذا البرنامج نهزّ عالمكم. |
Her vezne memurunun çekmecesinde boya paketleri ve takip cihazları olur. | Open Subtitles | وقد تم تجهيز كل درج درج مع حزم صبغ وتتبع الأجهزة. |
Daha önce izlediğiniz bütün cihazları ve tüm formatlarda demek. Prensip olarak, nakledilebilir ve yok olur. | TED | ما يعني أن كل الأجهزة التي رأيتم من قبل وكل الأشكال، يمكن مبدئيا، زرعها فتختفي. |
Kesinlikle şunu söyleyebiliriz ki bugün tüm doktorlar, ben de dahil, tamamen bu cihazları güvenle kullanıyorlar. | TED | إذن فبالتأكيد ، أطباء اليوم ،بما فيهم أنا، يعتمدون كليا على هذه الأجهزة. |
Bu şekilde bir grup teknoloji bir araya getiriliyor. Böylece bu hantal cihazları takmak yerine, küçük bir bant yapıştırabileceğiz. | TED | ويجري وضع سلسلة كاملة من هذه التقنيات معا. إذن، فبدل وضع كل هذه الأجهزة غير المتناسقة ، يمكننا إضافة تعديل بسيط. |
Bağlantı yapabilceğimiz ve haberleşebileceğimiz cihazları yapmaktan hoşlanıyorum. | TED | أحب أن أصنع الأجهزة التي يمكن أن تستخدم مع الوسائل التي تتعلق بنا ونتواصل بها. |
Nesnelerin İnterneti dünyasında toplumumuzun doğru işlev göstermesi için bu birbirine bağlı cihazları destekleyen sisteme olan güven çok önemlidir. | TED | ليضمن مجتمعنا الفعالية الصحيحة في عالم الأجهزة المتصلة بالإنترنت، فإن الثقة في الأنظمة التي تدعم الأجهزة المتصلة هي أمر حيوي. |
Çok düşük teknolojili veri toplama cihazları kullanarak belli bir bölgeden bilgi topluyorum -- genellikle hırdavatçıdan bulabileceğim herhangi bir şeyle. | TED | أستخرج المعلومات من محيط معين باستخدام أجهزة غير متطورة لتجميع البيانات -- و عادة كل ما أستطيع إيجاده في متجر المعدات. |
Teknolojiyi hafıza için bir metafor olarak düşünmek çok kolay ama beyinlerimiz teknoloji kadar mükemmel saklama cihazları değil. | TED | من السهل التفكير بالتكنولوجيا وكأنها كناية عن الذاكرة ولكن عقولنا ليست ملائمة لتحوي أجهزة تخزين مثل التكنولوجيا |
Hâlâ yanında James Bond cihazları taşıyorsun. | Open Subtitles | الأمر فقط أنتَ مازلت تحمل معدات جيمس بوند |
Şimdi gerçekten işe yarayan güvenlik cihazları alabilirsin. | Open Subtitles | الآن يمكنك شراء معدات السلامة التي تعمل فعلاً |
Bunu önlemek için, ısıtma cihazları entegre ettik. | Open Subtitles | اذا, لكي نتجنب ذلك قما بتثبيت اجهزة للحرارة. |
Isıtma cihazlarının soğutma cihazları ile değiştirildiğini keşfettim. | Open Subtitles | اكتشفت ان اجهزة الحرارة أستبدلت بنظام تبريد. |
Sigorta 24 saat bakımını ve cihazları ödüyor. | Open Subtitles | التأمين يتحمل العناية 24 ساعة وكذلك الأدوات |
cihazları almak için saat 1.00 civarında bir araç göndereceklermiş. | Open Subtitles | وراح يرسلون احد ياخذ الاجهزة الساعه 1: |
Ama şaka olmayan bir şey var ki, o da Daley cihazları'nın patronu ve vazgeçilmez ürünlerin yaratıcısı olman. | Open Subtitles | لكن الأمر الحقيقي أنّك مدير شركة (دايلي للأجهزة)، مبدع أغراض أساسية كعظْمة الكلب الكبيرة! |
Efendim, sinyal cihazları etkiliyor. | Open Subtitles | الإشارة تشوش على معدّاتنا. |
Buna karşılık, sürekli takip cihazları konumuzu kolayca yollayabilir ve hareket halindeki bayanlar için, müthiş bir cihaz olup, çok fazla pil harcamaz. | Open Subtitles | "أداة تعقب ولديه نظام رنين" "من ناحية أخرى" "يستطيع إرسال موقعك و ينفجر" "ولا يمتص كثيراً من الطاقة" |
Ve şimdi gözetleme, çağrı cihazları, yeminli ifadeler kıçıma batıyor. | Open Subtitles | هذا كل ما طلبته والآن لديّ أجهزة تنصّت وأجهزة طنّانة بديلة وعدد هائل من الشهادات الخطية |
İnsanlar konuşur konuşmaz mikrofonlar açılıp ofisimde kayıt cihazları kaydetmeye başlayacak. | Open Subtitles | بمُجرّد التقاط لاقط الصوت لحديث الناس، تبدأ المسجلات في مكتبي بالتسجيل. |