| Sen kendinkini getirdin mi? Böyle davrandığın zaman hiç hoş değilsin, McKay. | Open Subtitles | أتعلم أنك لا تكون لطيفًا عندما تتصرف بهذا الشكل؟ |
| Senin son zamanlarda davrandığın gibi davranmayı sevmiyorum. | Open Subtitles | نعم ، لا تعجبني الطريقة التي تتصرف بها مؤخراً |
| Tek bildiğim çok garip şekilde davrandığın. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنك تتصرفين بطريقة في غاية الغرابة |
| Eğer herkes senin davrandığın gibi davransa, daha az sorunumuz olurdu. | Open Subtitles | سيكون لدينا القليل من المشاكل إذا تعامل كل شخص مثلك |
| Bir gün gelecek, hayatımın en güzel gününde böyle kötü davrandığın için seni affetmem için yalvaracaksın. | Open Subtitles | أتعلم يوماً ما سترجوني لأن أسامحك على تصرفك هذا |
| Senin ona davrandığın gibi sana karşılık verdiği ilk fırsatta, onu terk ettin. | Open Subtitles | في أول مرة اتصلت بك بعد معاملتك لها تركتها |
| Eğer ona da bana davrandığın gibi davrandıysan sonunuz pek de iyi olmamıştır. | Open Subtitles | إن كانت هذهِ هي الطريقة نفسها التي تصرفت بها معها, استنتج على أنّ علاقتكما لم تنتهِ جيّداً |
| Bazı durumlarda işyerinde uygunsuz bir konumda olmana rağmen dürüst davrandığın için sana daha fazla saygı gösterebilirler. | Open Subtitles | احيانا عندما لا تتصرفين بشكل مناسب في مجال العمل هم يحترمونك اكثر لكونك صادقة |
| Hey,Quagmire,böyle davrandığın zaman hiç eğlenceli olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | كواقماير كواقماير .. أنت تعلم إنها ليست متعة و أنت تتصرف بهذا الشكل |
| Bilgi matrisinden etkilenmiş 10 yaşındaki çocuk gibi davrandığın için... | Open Subtitles | بالطريقة التي تتصرف كأنّك في الـعاشرة من عمرك، كلّ الإعجاب بمصفوفة بياناتها. |
| Beraber çalışabileceğiz, tuhaf bir durum olmayacak diğer asistanlara davrandığın gibi bana da davranaksın diye söz vermiştin. | Open Subtitles | معاً سنعمل بأننا وعدتني بغرابة تتصرف لن وبأنك |
| Normalden daha tuhaf davrandığın hissine kapıldım. | Open Subtitles | بأنك تتصرف بغرابة أكثر من المعتاد ؟ كلا ، غريب ؟ |
| Ama son bir kaç gündür davrandığın gibi davranmadığın sürece ben her zaman yanında olacağım. | Open Subtitles | لكني سأبقى دوماً إلى جانبك ما لم تتصرف كما فعلت في الأيام القليلة الماضية |
| Bir hayvan gibi davrandığın halde, burada yaşamana izin verildiği için Tanrıya şükretmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تشكرى الله لرحمته ... فىالسماحلكبالعيشهنا وبالرغم من هذا تتصرفين مثل... الحيوان |
| Şimdi Yoon Ji Hoo denen çocukla çıkıyorsun, ve kararsız davrandığın için Gu Jun Pyo senden nefret ediyor, bu yüzden okuldan atılıyorsun, bu doğru mu? | Open Subtitles | ،تخرجين مع شخص يدعى هيونغ يون جيهو ،وانت تتصرفين بشكل مريب لهذا غو جونبيو يكرهك الآن إذا أنت ستطردين، هل تلك صحيح؟ |
| Niçin sevgilime, gezegendeki diğer bütün kadınlara davrandığın gibi davrandığın için kızayım? | Open Subtitles | كي نتمكّن لمَ سأنزعج إن كنتَ تعامل حبيبتي كما تعامل جميع النساء الأخريات على الكوكب؟ |
| Bana da tıpkı türüme davrandığın gibi davranmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعاملني تماماً كما تعامل بقية أبناء نوعي. |
| Hiç olmazsa bir anda içeri dalan bir sokak fahişesine davrandığın gibi davranırdın. | Open Subtitles | وعلى الأقل كنت ستعامله بالمثل كما تعامل عاهرة |
| Ne kadar delice davrandığın ve bunu düzeltilemeyecek şekilde nasıl batıracağın konusunda belki küçük bir konuşma yapmalıyız. | Open Subtitles | اعتقدت أنه ربما نحتاج لمحادثة صغيرة حول كيفية تصرفك بجنون وكيف أنك تفسد الأمر بلا رجعة |
| Canımı sıkan onların yanında ne kadar farklı davrandığın. | Open Subtitles | مايزعجني هو تصرفك المختلف حولهم |
| Jocelin'e bu kadar kibar davrandığın için sağ ol, hayatım. | Open Subtitles | , شكرا لك عزيزي على حسن معاملتك مع جوسلين |
| Ve olan biten karşısında bu kadar iyi davrandığın için de sağ ol. | Open Subtitles | ان اشكرك لأنك تصرفت كشاب صالح حيال الامر |
| Gördüğün gibi, 4 günlük gözetimi kabul etmiyorum ve sen de bana ve okul arkadaşlarıma sert davrandığın için herkesin önünde özür dileyeceksin. | Open Subtitles | ترى انا لن اقبل بأربعة ايام احتجاز وأنت ستعتذر امام العلن لكونك صارم معي واصدقائي في المدرسة |