Sabırsızlanıyorum. Bir dahaki sefere dikkatimi çekmek istersen, araman yeterli. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار إذا أردتِ لفت انتباهي في المرة القادمة |
Sefil biri ancak zekâsı ve keyifliliği dikkatimi çekmiş gibi. | Open Subtitles | ولد المزراب , لاكنه ذكي ويبدو لطيفاً , لفت انتباهي |
- Yaptığın ve sahip olduğun şeylerin görevime olan dikkatimi dağıtacağı bana öğretilmişti. | Open Subtitles | الأشياء التي لديك و التي تفعلينها لقد تعلمت أنها تصرف إنتباهي عن واجبي |
Yani, sorun Lily. dikkatimi dağıtıyordu. Dikkat dağılması işimde sorun yaratabilir. | Open Subtitles | إنها تشتت إنتباهي والتشتت لا يمكن أن يكون جزءاً من عملي |
Her hata yapışımda sinirleniyordu ama bir türlü dikkatimi veremiyordum. | Open Subtitles | وكان يغضب بكل مرّة أخطئ فيها لكنني عجزتُ عن التركيز |
dikkatimi cekti de, haritada kurukafa ve capraz kemiklerle isaret edilmis. | Open Subtitles | إن استطعت المساعدة فقد لاحظت على خريطة المستنقع شعار الجمجمة والعظام؟ |
Bununla birlikte, personel şefim, ...yeni bir rakibe dikkatimi çekti. | Open Subtitles | إلا أن كبير موظفي قد لفت انتباهي إلى متسابق جديد |
Yine de burs yazısının yolunda gittiğini fark ettim çünkü dikkatimi daha önceye kıyasla çok daha uzun süre canlı tutabiliyordum. | TED | ولكنني اكتشفت أنّ التقديم للمنحة حينها يجري بشكل جيّد، لأنّه كان بإمكاني أن أُركّز وأُحافظ على انتباهي لوقتٍ أطول من السابق. |
benim için oldukça zorlayıcıydı. dikkatimi cezbeden tek şey, Dünya denen gezegendi. | TED | شيء واحد فقط تمكن من جذب انتباهي. وهو أن كوكبنا يدعى كوكب الأرض |
Benim dikkatimi çeken ve bende böylesi bir devasa ölçek ekonomisini yakalayabilecek bir batarya icat etme takıntısı yaratan işte budur. | TED | إن هذا ما جذب انتباهي و استولى عليه إلى درجة أني أصبحت مهووس بابتكار بطارية تتمكن من الإستيلاء على هذا الاقتصاد الضخم. |
Deftere baktım, her sayfaya bastığı parmak izi dikkatimi çekti. | TED | تصفحت ذلك الكتاب، وما لفت انتباهي كانت بصمات إبهامها علي كل صفحة. |
Ancak uçan maymunlar havada süzülerek buraya gelirse dikkatimi çekebilirsin. | Open Subtitles | حين تحلّق القرود الطائرة عبر هذا القسم فسأوليك إنتباهي التام. |
Ben bununla çok ilgilenmiştim, ama sonra dikkatimi başka bir olaya çevirdim. | TED | كان لدي الكثير من الإهتمام بها، لكن اِسْتَرْعَت بعد ذلك ظواهر أخرى إنتباهي. |
Boşandığımızdan beri, dikkatimi çekmenin tek yolunun sorun çıkarmak olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | أعني منذ طلاقنا يظن أن الطريقة الوحيدة لجذب إنتباهي هي بإثارة الجلبة |
Peki ya dikkatimi sürdürmek ve sıkılmakla ilgili olan sorunlarım bir kusur değilse? | TED | ماذا لو كانت مشكلتي مع الحفاظ على التركيز والإصابة بالضجر ليست عيبًا بل العكس؟ |
İşteyken elimden gelenin en iyisini yapıyorum ama dikkatimi veremiyorum işte. | Open Subtitles | انا احاول ان ابذل قصارى جهدى هناك و لكنى لا استطيع التركيز فحسب |
dikkatimi çekti de, haritada kurukafa ve çapraz kemiklerle işaret edilmiş. | Open Subtitles | إن استطعت المساعدة فقد لاحظت على خريطة المستنقع شعار الجمجمة والعظام؟ |
Kadınlar dikkatimi çekiyor. Tümü çekiyor. Peki nedenini biliyor musun? | Open Subtitles | إنّي ألاحظ النساء، ألاحظ جميع النساء، أتريدي أن تعلمي السبب؟ |
Bu çok romantik gizli üs ortamı dikkatimi dağıtıyor da. | Open Subtitles | لقد فهمت احاول ان اصرف انتباهى عن طريق شىء رومانسى |
Sadece 15 dakika? Kendime 15 dakikalığına tüm dikkatimi versem ne kaybederim? | TED | ١٥ دقيقة؟ ما المشكلة في اعطاء نفسي اهتمامي الكامل لمدة ١٥ دقيقة؟ |
Ancak yine de,... bazılarınızın bunu dedektifçilik... oynamak için kullandığı dikkatimi çekti. | Open Subtitles | علي كل حال أسترعي أنتباهي أن بعضكم يعتمد علي نفسه ليلعب دور التحري |
Geçen sefer dikkatimi dağıttığın şeyin maçla hiç bir alakası yoktu. | Open Subtitles | في المرة الاخيرة شغلتي تركيزي باشياء ليست لها علاقة بالمباراة . |
Biraz dikkatimi verseydim ben de bundan bir şeyler öğrenirdim. | Open Subtitles | لكان بامكاني أن أتعلّم شيئاً من ذلك لو أنني كنت منتبهة. |
Bay Ling, lütfen yöntemlerinizi kesinleştirin Grand Slam operasyonu benim tüm dikkatimi alacak... | Open Subtitles | سيد لينج ، طمئن رؤسائك عملية جراند سلام ستحظى بكل إنتباهى , الآن ، توجد أمور أخرى |
Sizle buluştuğum gün şu adam dikkatimi çekmişti, bugün yine gördüm. | Open Subtitles | ذلك اليوم، لاحظتُ هذا الرجل حينما قابلتُكما، و رأيتهُ مجدّداً اليوم |
Şimdi, bu çarpıcı husus zaman içerisinde önemli I.Q. artışları ile dikkatimi çekti. Muazzam bir artıştan söz ediyorum. | TED | والآن، لفت نظري هذا التغير الجذري إلى زيادة هائلة في معدّلات الذكاء بمرور الزّمن، و لقد كان فعلا هائلا. |
Ben de bu yüzden dikkatimi ikinci olay yerine çevirdim. | Open Subtitles | لِهذا دُرتُ ي الإنتباه إلى مشهدِ الجريمةِ الثانيِ. |
Ama inan bana zamanı geldiğinde, dikkatimi toplayıp savaşa hazır olacağım. | Open Subtitles | ولكن صدقني عندما يحين الوقت سأكون منتبها ومستعدا لخوض المعركة |