Bütün Hindistan'da halk, orucu bitirmen için dua ediyor. | Open Subtitles | الناس تصلي في كل أرجاء الهند أن تنهي صيامك |
Bütün bu kötü yaratıklar geldi ve onu korkuttular., ve o Rama'ya dua ediyor. | Open Subtitles | كل هؤلاء الناس الشر يأتي ونوع من الخوف ، وقالت انها تصلي الى رام. |
Ama senin bir Yaqui tarafından bağırsakların deşilirken o dua ediyor olacak, ve sen Yaqui'ler tarafından karının ırzına geçilirken seyredeceksin ve o, onun için hiç bir şey yapmayacak, çünkü o bir Rahip. | Open Subtitles | لكنكم سترقدون هنا عندما ينتزع الياكي أحشاءكم و هو يصلي و أنت.. |
Cehennem Ağzından yayılan ekstra kötülük yüzünden millet daha çok dua ediyor. | Open Subtitles | تبدو الهزة الإضافية الشريرة من فوهة الجحيم تجعل الناس يصلون أكثر |
Kardinal Hazretleri, bilin ki inançlı İngiltere halkı da bunun olması için dua ediyor. | Open Subtitles | سموك،صدقني هناك شىء يصلى من أجله المؤمنين من الإنجليز |
Bir boşanma yaşamış ve görünüşünü uzun süre korumak için dua ediyor ve bazı zavallılara takılıp birlikte beş yıl önce ölü bulunmuyor olurdu. | Open Subtitles | إنها خارجه من طلاق و تدعو أن يصمد جمالها لوقت اطول حتى يمكنها أن ترتبط بشخص فاشل لما قبلت به منذ 5 أعوام |
Jennifer silahı en yüksek namlu hızından aşağıya indiriyor ve teneke kutusunun ve içindekilerin hayatta kalması için dua ediyor. | Open Subtitles | تدير جينفر ابرة المسدس من سرعتها القصوة و تصلّي لنجاة العلبة و ما تحتويه |
Senin için hergün dua ediyor. | Open Subtitles | انها تدعوا لك كل يوم. |
İki dakika da bir dua ediyor. Allah onu görmekten bıkmış olmalı. Dua etmediği zaman ise, ihtiyaç gideriyor. | Open Subtitles | تصلي كل 5 دقائق ان لم تكن تصلي , فهي تتبول. |
Her işe çıktığımda benim için dua ediyor. | Open Subtitles | اعتقد مع ذلك هي تصلي لأجلي بغرابة |
Sabahtan beri dua ediyor. - Sabahtan beri mi? | Open Subtitles | إنها تصلي منذ هذا الصباح منذ الصباح؟ |
Herkes senin için dua ediyor. Herkes iyi dileklerini gönderiyor. | Open Subtitles | الجميع يصلي من أجلك يبعثون إليك بصلواتهم |
Ama hâlâ öldürdüğü kişilere dua ediyor. | Open Subtitles | لكنه مازال يصلي لأجل من يقتلهم إنها عاده قديمه |
Yol gösterilmesi için dua ediyor, ki bu iyiye işaret, ve onu onaylayanların sayısı sonuç olarak artışa geçti, | Open Subtitles | إنه يصلي لإنقاذ زواجه، وهذا شيء جيد، كما أن أرقامه ترتفع بسبب ذلك، |
Rahipler sürekli ingiltere'nin küfürden kurtulması için dua ediyor. | Open Subtitles | كلا يا أبي المقدس يصلون دائمًا أن تستعاد إنجلترا من البدعة |
O büyük salonda tanrısına dua ediyor. | Open Subtitles | اٍنه فى البهو الكبير يصلى لاٍلهه الواحد |
...okulların çizelgelerinden çıkmaması için dua ediyor." | Open Subtitles | و تدعو ألا تخل المدارس من الطباشير |
Bu bir teselliyse Baş Rahibe hemen yanda, ruhlarımızın ölümsüzlüğü için dua ediyor. | Open Subtitles | إذا كان هناك أيّ عزاء, الأم المسؤولة في الغرفة المجاورة, تصلّي من أجل أرواحنا الخالدة. |
Çocuklarımız olsun diye dua ediyor. | Open Subtitles | تدعوا لأجلنا بطفل |
Evet Ali Nasser. biri senin için dua ediyor | Open Subtitles | نعم يا ناصر علي, هناك شخص ما يصلّي لأجلك. |
Evet, Lordum. Kraliçe dua ediyor. | Open Subtitles | -نعم يا سيدى اللورد, فالملكة تقوم بالصلاة. |
İçtenlikle senin için dua ediyor ve... mum yakıyorum Meryem Ana'ya. | Open Subtitles | أنت حلمي الوحيد وحقا أصلي من أجلك وأضيء شمعة لمريم العذراء |
Yukarıda Abdullah, Marfourdi için dua ediyor. Sonunda Mofourdi tünele ulaşıyor. | Open Subtitles | بالعودةالىالسطح، يُصلي عبد الله لمافوردي أخيرا ً, قام مافوردي بالاختراق |
Antrenörleri çok dua ediyor. | Open Subtitles | المدربون يصلّون كثيرا |
dua ediyor. | Open Subtitles | هي تَصلّي الآن. |
Ona sık sık şapelde rastlıyorum sağ sağlim eve dönmen için ağlayarak Tanrı'ya dua ediyor. | Open Subtitles | كثيرًا ما مررت بها بالمصلى. تنتحب وتصلي في الخفاء من أجل سلامتك وعودتك. |
Hep senin için dua ediyor. | Open Subtitles | ابني (دايفيد) من أشد المعجبين بك, ويدعو لك |