Bir ebeveyn yavruya bakarken, ...diğerinin denize kadar uçup sığ sulardan küçük balıklar ve mürekkep balıkları toplaması gerekir. | Open Subtitles | بينما يعتني أحد الوالدين بالصّغير، يتعيّن على الآخر السفر بعيداً عن الشاطيء ليصيد السمك الصغير والحبّار من سطح الماء. |
Bazı olası ebeveyn adayları gençlik merkezine gelecek, onlarla görüşmeliyim. | Open Subtitles | ثمّة والدين بالتربية، سيأتيان إلى الأصلاحيّة ، و عليّ مقابلتهما. |
Yaptıkları aşağı yukarı buraya kadar gelip yüzümüze karşı sizden ebeveyn olmaz demekti. | Open Subtitles | جميل جداً لـ حضروهم هنا و أخبارنا في وجوهنا أننا سنكون آباء فاشلين |
Bir çocuğun mutluluğu, ebeveyn için oldukça adaletsiz bir yük olur. | TED | سعادة الطفل عبء ليس عدلًا أن يحمله الأباء على عاتقهم |
Sanırım içimde devamlı korkak bir his olacak ama bu ebeveyn olmaktan. | Open Subtitles | أعتقد أن جزءً مني سيظل خائف قليلاً لكن هكذا يكون الوالد دائماً |
ebeveyn olduğunda evladının senden nefret etmesinin ne demek olduğunu anlayacaksın. | Open Subtitles | حين تصبحين والدة يوما ما ستتفهمين شعور الحصول على إبن يكرهك |
ebeveyn haklarını çocukları üzerinde karar vermede kullanma konusunda iyi. | Open Subtitles | كانت على معرفة بحقوقها الأبوية لتقدم على اختيار القرار لأبنائها |
ebeveyn yatak odasının dışında koridorda, kocaman bir gömme dolap var. | Open Subtitles | هناك مخزن رائع في الخزانة في الرواق خارج غرفة النوم الرئيسية |
ebeveyn olmaya hazır değilim; özellikle de çocuklarını terk edecek bir ebeveyn. | Open Subtitles | أنا لست مستعداً لأكون والداً . بالأخص ليس النوع الذي يترك أبنائه |
Çok az insan benim ebeveyn olarak nitelendirdiğim özelliklere sahip. | Open Subtitles | قليل من البشر لديهم غريزة الأبوة والأمومة, كما أفعل |
Bunun nasıl olduğunu bildiğini sanıyorum ebeveyn sevgisinden yoksun halde büyümeyi yani. | Open Subtitles | أظن أن تعلمين كيف هو الأمر أن تنضجي محرومة من حب الوالدين |
Anlaşılan o ki, uygulamanızda herhangi bir ebeveyn izni gerekmiyor. | Open Subtitles | ومن الواضح أيضا أنه ليس لديك أي متطلبات لإذن الوالدين. |
Ve genellikle bana yakınlarda yaşadıkları bir kayıptan bahsederler.. ölen bir ebeveyn, ve çok erken ayrılan bir arkadaş, doktordan kötü haber. | TED | وغالبا ما يحكون لي قصصا عن خسائرهم الأخيرة كوفاة أحد الوالدين أو صديق غادر بسرعة أو خبر سيء عند الطبيب |
Çocuklarını senden farklı yetiştirdikleri için kötü ebeveyn olduklarını düşünüyorsun. | Open Subtitles | تظنهم والدين سيئين لأنهم يريدون تربية طفلتهم بطريقة مختلفة عنك. |
Bu sözün ne demek istediğini bir ay önce eşim ve ben yeni ebeveyn olduğumuzda anladım. | TED | استوعبت معنى هذه العبارة الحقيقي قبل شهر بالضبط عندما أصبحنا أنا وزوجتي والدين جدد. |
Fakat nasıl ebeveyn olunur hakkında çok öğrenmeniz gereken şey var. | Open Subtitles | لكن لديكم الكثير لتتعلموه عن: كيف تصبحوا آباء |
Bir kaç ebeveyn toplandık, hemen serbest bırakıldıktan sonra... onu izledik ve bulduk. | Open Subtitles | مجموعه من الأباء تعقبوه بعد أن أطلق سراحه |
Sanırım, bir ebeveyn için en zalim zaman, ...Çocuğunu kaybettiği an. | Open Subtitles | أعتقد أن أقسى مصير يمكن أن يواجهه الوالد هو فقدان الأبن |
Artı, Charles ve Gina'nın ebeveyn düğününde garip romantik bir an yaşadık. | Open Subtitles | وايضا حضينا بلحظة برومانسية غريبة في زواج اب تشارلز من والدة جينا |
Tüm saygımla, diplomatik becerilerinizin mükemmel olmasına rağmen sanırım ciddi ebeveyn tavsiyesine ihtiyacınız var. | Open Subtitles | مع احترامي، رغم إيماني بأن مهاراتك الدبلوماسية جيدة.. إلا إنني أظنك تحتاج لبعض النصائح الأبوية. |
Yukarıda oğlanın yatak odası, kızın yatak odası ve ebeveyn yatak odası var. | Open Subtitles | ،في الطابق العلوي هناك حجرة للفتى أخرى للفتاة وغرفة النوم الرئيسية |
Harika bir ebeveyn olmak istiyorum ve ve bunları harika bir başarı için kurban etmeyeceğim." | TED | أريد أن أكون والداً جيداً، ولن أضحي بذلك في سبيل الإنجازات العظيمة |
Civardaki tüm ebeveyn siteleri övgüyle bahsediyor. | Open Subtitles | له تصنيف عالي جدا من جانب جميع مواقع الأبوة والأمومة المحلية |
Kurallar ve teşvikler nasıl iyi arkadaş olunacağını, nasıl iyi ebeveyn olunacağını, nasıl iyi bir eş olunacağını ya da nasıl iyi bir hekim ya da iyi bir avukat ya da iyi bir öğretmen olacağınızı söylemez. | TED | القوانين والحوافز لا تقول لك كيف يمكنك ان تكون صديقاً جيداً .. ولا كيف يمكنك ان تكون أباً جيداً وكيف يمكنك أن تصبح زوجاً جيداً او كيف يمكن ان تصبح محامياً .. او طبيباً جيداً او مدرساً جيداً |
Bugün aramızda bu acıyı acıların en fecisini bilen iki ebeveyn var. | Open Subtitles | هناك أبوين معنا اليوم. من يعلم ذلك الألم، الجرح الأسوء على الإطلاق |
Buradaki hangi ebeveyn, bir cinayet soruşturmasında oğlunun veya kızının nerede olduğuna dair soruya yalan cevap vermez? | TED | من من الآباء الحاضرين معنا اليوم قد لا يكذب عندما يتعلق الأمر بأين كان إبنه أو إبنته في تحقيق متعلق بجريمة قتل؟ |
ebeveyn olarak olaylara karışmama sanatında mükemmelliyete ulaştığını söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل قلت لك سابقا أنك فضلت فن عدم التدخل الأبوي ؟ |
Neyse bu gecelik bu kadar ebeveyn taktigi aldigimiz yeter. | Open Subtitles | ربما تكون المرة الأخيرة نصيحه أبوية منذ هذه الليلة ؟ |