"ediyordu" - Traduction Turc en Arabe

    • كانت
        
    • وتساءل
        
    • كان يرقص
        
    • كان يساعدك
        
    Beni koleksiyonuna eklemek istiyorsa her şeyi gayet iyi idare ediyordu. Open Subtitles إذا كانت تحاول إضافتي إلى مجموعتها, فهي تمسك بزمام الأمور بإحكام.
    20 milyon insan öldü ama dört yıl sonra bile devam ediyordu. Open Subtitles مات 20 مليوناً و بعد أربع سنوات و كانت ما تزال مستمرة
    Kadın odanın dışındayken küçük kardeşine bu geceki işini yapması için ısrar ediyordu. Open Subtitles عندما كانت خارج الغرفة أصر شقيقه الأصغر على أن يعمل بدلاً منه الليلة
    Cildi, acı veren yara kabuklarıyla doluydu ve bu ıstırabın neden yalnızca kendisine verildiğini merak ediyordu. TED كان جلده مغطى بقروح مؤلمة، وتساءل لماذا كان وحده من يحمل هذه الإصابة.
    Daha erkeksi. Franco böyle kadın gibi dans ediyordu. Open Subtitles فرانكو كان يرقص ، كما تعلم مثل هذا مثل النساء
    Polis olmadan önce de sana yardım ediyordu. Open Subtitles و لكنه كان يساعدك قبل أن تكون شرطياً
    Evet kaçtı çünkü hayatından endişe ediyordu ki bu çok normaldi.. Open Subtitles لقد فعلت ذلك لأنها خافت على حياتها التي كانت على المحك
    Akşam yemeği sonrası konuşmaları sabahın erken saatlerine kadar devam ediyordu. Open Subtitles مُحادثات بعد العشاء كانت حول ما يحصل في الساعات الأولى للنهار,
    Evet, annen limonata döküldügü sirada vaazimi yazmama yardim ediyordu. Open Subtitles أمك كانت تساعدني ،في تنقيح خطبتي وحسب عندما سكبت العصير
    Evet, annen limonata döküldüğü sırada vaazımı yazmama yardım ediyordu. Open Subtitles أمك كانت تساعدني ،في تنقيح خطبتي وحسب عندما سكبت العصير
    Bir fırtına gibi ateş ediyordu kendisini arabanın önüne attı. Open Subtitles كانت تطلق عاصفة من النار، رمت نفسها أمام تلك السيارة.
    Niye, son 18 yıldır kişiliğini o mu kontrol ediyordu? Open Subtitles ماذا؟ لأنها كانت تتحكم في طباعك طوال الـ18 عاما الماضية؟
    O bir teslimatı takip ediyordu, ve bu adres aradığı yer olabilir. Open Subtitles نعم ، كانت تتبع اثر توصيلات وهذا العنوان قد يكون اي وقعت
    Baş ağrılarından şikâyet ediyordu ama bu onu konuşurken gördüğüm nadir anlardan biriydi. Open Subtitles و كان يشتكي من الصداع و لكن كانت تلك أكثر مرة تحدثت معهُ
    Bazı taş kafalar, sokak sanatçılarının işlerini satmaya cüret ediyordu. Open Subtitles إذا، أحمق هناك كانت لديه الجرأة ليحاول بيع فنون الشارع.
    Bugün, kızımı okula bırakırken bir araç beni takip ediyordu. Open Subtitles كنت اوصل ابنتي إلى المدرسة اليوم وإذ بسيارة كانت تلاحقني.
    Zaman makinesinde sarı tenli lezboş kız arkadaşıyla dans ediyordu. Open Subtitles في آلة الزمن، حيث كانت ترقص مع حبيبتها السحاقية الصفراء.
    Annem ölüm döşeğindeyken babam otelinde bir kokteyli organize ediyordu. Benim için mi? Open Subtitles عندما كانت تحتضر أمّي على فراش الموت، كان يفتتح أحد الفنادق من أجلي؟
    Evet, işler böyle tam gaz devam ediyordu, ta ki iki hafta önceye kadar, bir olay yaşanana kadar. TED كانت الأمور تسيرُ إلى الأمام بحماس، وبأقصى سرعتها قدمًا، حتى قبل أسبوعين، عندما حدث شيء ما.
    Henry aynı zamanda, son seks için hangi pozisyonun uygun olduğunu da merak ediyordu. Open Subtitles # وتساءل (هنري) كيف كانت الوضعية المناسبة لفعلها #
    Santino kuru çalılığın yakınında bir meşaleyle dans ediyordu. Open Subtitles سينتيانو كان يرقص ومعه الكشاف بالقرب من فرشاة التجفيف
    Tekrar dekore etmene yardım mı ediyordu? Open Subtitles كان يساعدك جدّد؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus