elçilikte çalışan Bay Cadogan bu konuda çok yardımcı oldu. | Open Subtitles | السيد كادوجان الذى يعمل فى السفارة متعاون جدا فى هذا |
Bayan Chernus'un kardeşi, Natalya'nın amcası Ukrayna'daki elçilikte benim için çalışmıştı. | Open Subtitles | شقيق السيدة تشيرنس عم ناتايا عملوا لدي في السفارة في أوكرانيا |
Şu an elçilikte silahlı kişiler 60 kişiyi rehin almış durumdalar. | Open Subtitles | لدينا ستون في السفارة, بمسدسات موجهة نحو جماجمهم في الوقت الراهن |
Kahire'de elçilikte o kitaba bir şeyler yazıyordun. | Open Subtitles | ... تكتب في ذلك الكتاب بالسفارة في القاهرة |
Kapını çaldım diye mi? Öncelikle adalete engel olmaya çalışmaktan! elçilikte olanların sorumlularından biriydin ve kaçtın! | Open Subtitles | لوقوفك عائقاً ضد العداله, لقد كنت شاهداً على ما حدث في السفاره, وهربت |
Aynı akşam, elçilikte, kendi ülkesinin büyükelçisi tarafından onuruna resmi bir resepsiyon ve balo düzenlendi. | Open Subtitles | أى إجهاد من الزيارات المتواصلة وفى سفارة بلادها ذلك المساء إستقبال رسمى وحفلة راقصة على شرفها |
Bu elçilikte de illa komik birşeyler oluyor. | Open Subtitles | هناك شئ مضحك يحدث دائماً فى هذه السفارة. |
Geçen Pazar seni elçilikte bekledim. Ne oldu? | Open Subtitles | لقد أنتظرتك في السفارة يوم الأحد الماضي, ماذا حدث؟ |
Salı akşamı elçilikte seçimler için parti verilecek. | Open Subtitles | هناك حفلة في السفارة يوم الثلاثاء بمناسبة الانتخابات |
Adamlarımın elçilikte sorun yaşamayacakları konusunda size güvenebilir miyim? | Open Subtitles | أنا أثق برجلي إنه لن يواجه أي مشكلة حتى في السفارة |
Yeterince risk aldın sen. elçilikte Plantieux'a : | Open Subtitles | لقد خاطرت بما فيه الكفاية أخبري السفارة فقط. |
Ailesi Roma'daki elçilikte annemle çalışmıştı. | Open Subtitles | والداه كانا يعملان مع امي في السفارة في ايطاليا |
Öğrencilerin, elçilikte olmalarına izin verilmemeli. | Open Subtitles | لم يكن يجدر بهم أن يُدخلو طالبان إلى السفارة |
elçilikte bir şey olduğunu hep biliyordum, ve kimsenin bunun hakkında konuşmadığını. | Open Subtitles | لطالما علمت أنك شخص ذو شأن في السفارة شخص لم يتكلم عنه أحد |
Oğlunu tehdit etmişler..o halde karıma da giderler..elçilikte | Open Subtitles | هددوا ابنه هذا يعني أنهم سيلاحقون زوجتي في هي السفارة |
Tüm bilgileri sizin için toparlama aşamasındaydım ki elçilikte ortaya çıktı. | Open Subtitles | من اجل زيارتك كنت اعمل على تجميع كل الحقائق معاً لإخبارك بها عندما عاود الظهور مرة أخرى في السفارة. |
Sormamın sakıncası yoksa, elçilikte tecrit uygulanması bu duruma nasıl yardımcı oluyor? | Open Subtitles | إذا سمحتِ لي بالسؤال، كيف يمكن للحظر المضروب على السفارة أن يساعد ذلك الوضع بأيّ شكل؟ |
Eğer elçilikte kalsaydım, sen tehlikede olacaktın. Bunu geçmişte bırakamam. | Open Subtitles | إن مكثت بالسفارة كنتي ستقعين في خطر |
Doğu Almanyadaki adamlarım... bana elçilikte kimliğini bulamadıkları bir köstebek olduğunu söylediler. | Open Subtitles | إتصالاتي الألمانية شرقية... أكتشفت أننا لدينا جاسوس مجهول بالسفارة. |
Hayır, Meksika'yı tercih ederim, elçilikte değil. | Open Subtitles | ... لا , انا افضل المكسيك ليس فى السفاره ... |
Eski bakanların, elçilikte rehin alınıp alınmadığı ise bilinmiyor. | Open Subtitles | من غير المعروف إن كان أي من الوزراء السابقين لربماقدلجأإلى سفارة.. |
Bu Robert Griggs elçilikte çalışıyor. | Open Subtitles | هذا روبرت جريجز .. من سفارتنا هنا |
Burada, İngilizce konuşulan bir elçilikte çalışması dışında size kimliğini açıklayamam. | Open Subtitles | ولا داعي لذكر اسمه، كل ما استطيع قوله، انه يعمل في احدي السفارات الناطقة بالانجليزية هنا |