Sen emirleri uygularsın. ve sen masum... bir sivili öldürmüş olamazsın. | Open Subtitles | بل أن تنفذ الأوامر ولأنك لم تفعل ربما ماتت مدنية بريئة |
Emirler en üst seviyeden verildi, Yüzbaşı. O emirleri uygulamak bizim görevimiz. | Open Subtitles | الأوامر قد أطلقت من القيادات العليا كابتن وواجبنا أن ننفذها بدون مناقشة |
Ya da cennete dönersin, Seraphim'e katılırsın,.. ... Sonsuza kadar emirleri yerine getirirsin. | Open Subtitles | أو يمكنك الرجوع إلى السماء لتصبح من حملة العرش وتقضي خلودك تتلقَّى الأوامر |
- Bu halkımızın iyiliği için. - Führer'in emirleri nihaidir. | Open Subtitles | ـ انها من أجل صالح الناس ـ أوامر الفوهرر نهائية |
Öyle olsun dedim, Cuma günü hazırdım. Öğrenciler talim emirleri doğrultusunda yürümeyi öğrenirken, hazırda durur, selam verir ve temel komutları alırken onları izledim. | TED | حسنا، لقد ظهرت في يوم الجمعة، شاهدت الطلاب يتلقون أوامر تدريب الزحف، مثل كيفية الوقوف بانتباه، وكيفية التحية العسكرية بشكل صحيح، وكل هذه الأساسيات. |
emirleri şerif veriyor. Ben onun yardımcısıyım. emirleri birlikte veriyoruz. | Open Subtitles | الشريف هو المسئول وانا الثانى فى القيادة وتستلموا الاوامر منا |
emirleri veren komutanı öldürmek gibi saçma bir karar aldı. | Open Subtitles | لقد جاء بفكرة مجنونة أن يقتل الرجل الذي أعطاه الأوامر. |
Buradakiler senin emirleri başka birinden aldığına inanıyorlarsa çok salaklar. | Open Subtitles | وقومك أغبياء لانهم آمنو انهم يأخذون الأوامر من شخص آخر |
Ama şimdi bütün emirleri yok sayacak bir şey yapmanız gerekecek. | Open Subtitles | لكن لدي شيء أحتاج للقيام به والذي يتعارض مع كافة الأوامر |
Bu şirket insanları öldürüyor ve emirleri veren de şu adam. | Open Subtitles | تلك الشركة تقتل الناس، و هذا هو الرجل الذي يصدر الأوامر |
Senin peşine düşme meselesi iş gereğiydi sadece. emirleri yerine getiriyordum. | Open Subtitles | أمر مطاردتك هذا، كانَ مجرد عمل لا أكثر أُطيع الأوامر فحسب |
Mor olana kadar sızlanabilirsin ama burada emirleri ben veririm. | Open Subtitles | قد يكون وجهك أزرق لكن أنا من يصدر الأوامر هنا |
Üzücü olduğunu biliyorum efendim ama biz sadece emirleri uyguluyoruz. | Open Subtitles | أعلم أن الأمر مزعج يا سيدتي ولكننا نتبع الأوامر فقط |
Bırakın, emirleri subaylar versin. | Open Subtitles | إسمح لضباط الملكه أن يعطوا أوامر لجنودها |
Ve şimdi aldığım emirleri yerine getirmek için biçilmis kaftansın. | Open Subtitles | لدى أوامر أيضاً والآن , لدى بعض الأوامر التى تبدو مناسبة لشخص مثلك |
Olcha'nın emirleri altında çalıştığına dair bir itirafname imzalarsan boynunu kurtarabilirsin. | Open Subtitles | لو قمتِ بتوقيع اعتراف أنكِ كنتِ تعملين تحت أوامر أولكا يمكنكِ أن تنقذي حياتك |
-Şuraya geç. Evrakları. emirleri biliyorsunuz, biletler de burada. | Open Subtitles | هذه أوراقه لديك أوامر لكل شيء والتذاكر هنا |
Olayı biz koordine etsek bile Shin Bet bizden gelen emirleri dinlemeyecektir. | Open Subtitles | حتى لو قمنا بتنسيق العمليات فأن شين بيت لا يأخذ الاوامر منا |
Genel Vali'nin emirleri uyarınca özel belgesi olmayan hiç kimse geçemez. | Open Subtitles | لا احد يمكنه العبور الا بأوراق سليمه. بموجب اوامر نائب الحاكم. |
Ve davayı alan benim, o yüzden emirleri benden alacaksın. | Open Subtitles | وأنا قادرٌ على الامساكِ بهِ لذا انتَ تأخذ أوامرك مني |
Ne masumlar ne siviller emirleri yerine getirmeme engel olamaz. | Open Subtitles | لا شيء يوقفني من انجاز أوامري .. ابرياء .. مدنيين |
Şef emirleri yanlış anlayıp anlamadığımı bilmek istiyor. | Open Subtitles | القائد يريد أن يعرف إن كنت أنا أسأت فهم أوامره |
emirleri dinlemediysen diye söylüyorum, Yıldız Filosu yasaları dışına çıkmıyoruz. | Open Subtitles | في حال لم تكن تستمع للأوامر مهمتنا لا تنطبق بالقوانين |
Yeni savaş emirleri yakında verilecek. | Open Subtitles | التعليمات الجديدة للمعركة ستصدر خلال فترة قصيرة |
Bizi çıkardılar. Yeni emirleri yakında alacağız. | Open Subtitles | ونحن قد استغنوا عنّا ستصلنا تعليمات جديدة قريباً |
Gemimi "yeni emirleri beklemek" için oraya götüremem. | Open Subtitles | لن أذهب بمركبى إلى هناك إنتظر فقط لأوامر أخرى |
Biz adaya sadece Çavuşun emirleri yüzünden geldik. | Open Subtitles | لقد أتينا إلى هذه الجزيرة بأوامر من سيادة العريف |
Simsarlar bu emirleri merkezdeki tüccarlara bildirir. | Open Subtitles | المراسلون يسلّموا تلك الطلبات إلى التجّار في قاعة التداول |
Senin tek işin ve tek düşünmen gereken sana verilen emirleri uygulamak. | Open Subtitles | عملك وما يجب أن تفكّر فيه هو أن تتّبع أوامرنا |
Geçen haftadan kalma açığa satış emirleri buldum. | Open Subtitles | لقد وجدتُ طلبات ببيع الأوراق الماليّة المُقرضة من الأسبوع الماضي، |