Bu bağlantıyı kestik ve ardından petrol fiyatından daha düşük bir fiyatla bütçemizi ayarlamaya başladık ve bunun üzerindekilerden tasarrufa gittik. | TED | قمنا بفك الإرتباط ، وبمجرد فعلنا لذلك بدأت بموازنة بسعر أقل قليلا من سعر النفط وإدخار كل ما هو أعلى من هذا السعر. |
Daha sonra bizde almak için ödediğimizden fazla bir fiyatla piyasaya satarız. | Open Subtitles | و نبيعه نحن لأي جهة عمل بسعر أعلى من ثمن شرائه |
Yazılımımı sizin sıkıştırma algoritmanızla birleştirmek zamandan ve paradan tasarruf etmemi sağlayacak ve müşterilere daha düşük fiyatla satmamıza olanak sağlayacak. | Open Subtitles | الجمع ما بين برنامجي وخوارزمية الضغط خاصتكم سيوفر علي الكثير من الوقت والمال وسيمكنني من بيعه إلى المستهلك بسعر أقل |
Bana çok iyi fiyatla köleler sattın. | Open Subtitles | لقد بعت لي عبيدا بسعر معقول جدا |
Evet, ona satarım. Ama uygun bir fiyatla. | Open Subtitles | نعم سأبيعه إياه، لكن بسعر منصف |
Ona çok iyi bir fiyatla çok kaliteli bir mal ayarlayabilirdim. | Open Subtitles | وأذهب إلى الرؤساء حتى وأشتريه بسعر جيّد |
Yüksek bir fiyatla, borçlarımı ödeyebilirim. | Open Subtitles | بسعر عال حتى أستطيع أن اسدَد ديوني |
Düşük fiyatla yüksek kaliteli antikalar hattı üretmek. | Open Subtitles | خـاصّة مـا قدّمته لورا آشلي) للأنسجة) تَنتج تحف عـالية الجودة بسعر رخيـص |
bu arada, güneyli dostum o ülkeye gitmemizin tek nedeninin... o ülkede bize iyi fiyatla petrol satacak bir hükümet kurmamız olduğunu anlayacak. | Open Subtitles | فى هذه الأثناء, يُدرك السبب الوحيد ... الذى كان من أجله هنالك فى المقام الأول كان أن نضع نصاب حكومة تبيع لنا النفط بسعر جيد |
- Düşük fiyatla sattığınızdan haberdarım. | Open Subtitles | بسعر منخفض، بحكم معرفتي بك. |