"görüyor" - Traduction Turc en Arabe

    • ترين
        
    • يرى
        
    • رأيت
        
    • ترون
        
    • رؤية
        
    • تري
        
    • تراه
        
    • تراها
        
    • تَرى
        
    • أترى
        
    • رأيتم
        
    • ترينه
        
    • تراني
        
    • يرون
        
    • رؤيتي
        
    Şu çıkıntıların piramidin çevresinde nasıl bariyer oluşturduğunu görüyor musunuz? Open Subtitles هل ترين كيف يمكن لهذه التلال تشكيل حاجز حول الهرم؟
    - Hemen spinal füzyon yapmam gerek. - Bunu görüyor musun? Open Subtitles أحتاج لاجرآء عملية لدمج العمَود الفقري حالاً هل ترين هذا ؟
    Gözlükleri bir kenara attığı için kendini artık bambaşka bir ışıkta görüyor. Open Subtitles فجأة يرى نفسه في ضوء هاديء مختلف والآن هو غارق في المواصفات
    Temiz dişler. Dişçi koltuğunun yanında bir dişçi görüyor musun? Open Subtitles هل سبـق أن رأيت طبيب اسـنان يمـلك مثـل هذا الكـرسـى.
    Dondurma külahı şeklindeki büyük şeyler görüyor musunuz? TED هل ترون تلك الأشياء على شكل مخروط مثلجات؟
    bu yüzden çocuklar kabus görüyor, heryerde katili görüyorlar çocuklar... Open Subtitles إنها كوابيس الأطفال رؤية السفاح في كل مكان .. الأطفال
    Bu parmağın üstünde, dünyanın en değerli zümrütünü görüyor musun? Open Subtitles هل تري على هذا الاصبع أثمن زمرده موجوده في العالم؟
    Daha geniş bu bakış açısı ile ne görüyor olurdunuz? TED ما الذي تراه الآن من وجهة النظر الأوسع؟
    Çin liderliğine yaklaşımda Çin'in belki de merkeze daha fazla dönmesine yol açabilecek bir değişiklik görüyor musunuz, tıpkı Amerika'nın bir Çin modeline doğru daha fazla dönmesi gerektiği gibi? TED هل ترين تغييراً في أسلوب القيادة الصينية التي يمكن أن تقود الصين في الواقع إلى التأرجح ربما أكثر إلى المركز، مثلما ربما تحتاج أمريكا إلى التأرجح أكثر نحو النموذج الصيني؟
    Yeşil ışığın derinliklerinde parlayan mavi alevi görüyor musun? Open Subtitles هل ترين الشعلة الزرقاء تلمعُ في أعماق الضوء الأخضر؟
    görüyor musun? Geriye dönmüş konuşuyor... Open Subtitles كما ترين ، إنه يتكلم و يتكلم ثم يعود مرة أخرى إلى المدى
    sen artık cennettesin, hayatın ızdıraplarından uzak, acımızı görüyor, ağıtlarımızı duyuyorsun. Open Subtitles أنتِ في الجنة الآن بعيداً عن عذاب الحياة ترين ألمنا
    Büyük olanın yanındaki yıldız kümesini görüyor musun? Open Subtitles هل ترين مجموعة النجوم الصغيرة بجانب النجم الكبير ؟
    Eşyaların ve insanların bir anda kaybolduğu bir dünyada yaşadığını görüyor... Open Subtitles وهو يرى أنه يعيش في عالم حيث تختفي الأشياء والناس فعلاً
    Ama sadece bebek sahibi olmanın güzel yanını görüyor zor olanı değil. Open Subtitles ولكني أعتقد أنه يرى الجانب اللطيف من الأطفال وليس الجانب السيئ منها
    Kötü şeylerden fazlasını görüyor ve birbirine ihtiyaç duyan insanları bir araya getiriyor. Open Subtitles انّه يرى من خلال الكره و لديه موهبه بتجميع الناس الذين يحتاجون لبعضهم
    - Bir saniye lütfen. - Şu tabelayı görüyor musun? Open Subtitles ـ لحظة واحدة، من فضلكم ـ هل رأيت هذه العلامة؟
    Sarı sinüs dalgasında üç tane doruk olduğunu görüyor musunuz? TED هل ترون كيف انه هناك ثلاث قمم لموجة اقتران الجيب ذي اللون الأصفر؟
    Hayal edin ki bu fabrikayı dolaşıyor, deri veya etin nasıl üretildiğini öğreniyor, süreci başından sonuna kadar görüyor ve hatta tadına bile bakıyorsunuz. TED تخيل القيام بجولة في هذه المرافق حيث نتعلم كيفية إستزراع هذه الجلود أو اللحوم، رؤية العملية من البداية إلى النهاية، وحتى تجربة البعض منها.
    Yolun sonundaki büyük oteli görüyor musun? Open Subtitles هل تري هذا الفندق الكبير الذي هي نهاية الشارع؟
    Yılda iki kez onu görüyor. Open Subtitles أنها أم أيميل وهي تراه مرة أو مرتين في السنة
    Onu gey ve lezbiyen haklarını genişletmek için bir kılavuz olarak görüyor. TED فإنها تراها و كأنها مخطوطة لتوسع حقوق المثليّين.
    İki yıl istihbarat için çalışmanın bir kıza neler kazandırdığını görüyor musun? Open Subtitles تَرى ماذا عملت السَنَتِينِ في الإستخباراتِ للفتاة ؟
    görüyor musun? Bunlar geçen pazar oynanmış tüm futbol maçları. Open Subtitles أترى هذا هذه كل مباراة كرة قدم لعبت الأحد الماضي
    Ama sanırım bazı açıklayamadığınız ve korkunç şeyler görüyor, hissediyorsunuz. Open Subtitles ولكني أظن بأنكم رأيتم أشياء وأحسستم بأشياء ؤبما لا تستطيعون شرحها وذلك مخيف فعلاً
    Bu insanların hepsi görüyor da sen neden görmüyorsun? Open Subtitles إذا كان باستطاعة كل هؤلاء الناس رؤيته، لم لا ترينه أنت؟
    Ama o beni hâlâ hastası olarak görüyor sigorta otlakçısı olarak. Open Subtitles ولكنها لازالت تراني كمريض وعالة على تأمينها
    Terörizmden korunmak şart ama seçmen, daha büyük tehlikeler görüyor. Open Subtitles ،الحماية من الإرهاب طبعاً لكن الناخبين يرون مخاطر أكثر أهمية
    Beni hiç görmek istemese bile bütün ilişkimizi büyük bir yalan olarak görse bile ki beni öyle görüyor. Open Subtitles اذا لم تكن تود رؤيتي مره اخرى اذا كانت تعتقد كل العلاقه مزحه كبيره لانها تعتقد انني مزحه كبيره

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus