"güçlük" - Traduction Turc en Arabe

    • الصعب
        
    • الصعوبة
        
    • صعوبات
        
    • صعوبة
        
    • مشكلةُ
        
    • صعوبه
        
    • الصعوبات
        
    Bazen nasıl bir erkek olduğumu göstermekte güçlük çekiyorum. Open Subtitles إنه من الصعب عليّ أحيانا تخيل كيف أكون رجل.
    Lucille gündelik hayatına devam etmekte güçlük çekiyordu. Open Subtitles لوسيل وجدت انه من الصعب الاستمرار فى حياتها اليوميه
    Odaklanmakta güçlük çeken bir grup bu. Open Subtitles إنها مجموعة من الصعب المحافظة على تركيزها
    İnsanlara anestezi verebiliyorlardı, konvülsiyona sevkedebiliyorlardı, ancak gerçek güçlük oydu ki TED من الممكن أن يخدروا الناس، يجعلوهم يتشنجون، و لكن كانت الصعوبة
    Günümüzde gece göğü ile ilgili tek güçlük şehir ışıklarının görüşü engellemesidir. TED الصعوبة الوحيدة هي أن السماء ليلا أصبحت محجوبة بسبب وهج أضواء المدينة.
    Ev kiralamakta güçlük çektim, New York'ta bir daire kiralamak ve şirketlerin ortakları buna ne derdi acaba? Open Subtitles واجهت صعوبات في استئجار منزل أو شقة في نيويورك والشركات خشوا توظيفي حفاظًا على مساهميهم
    Ve eğer bir tür altyapıları varsa, bunu devam ettirmekte güçlük çekerler. TED وإذا كان لديهم بعض البنى التحتية، فأن لديهم صعوبة في الحفاظ عليها.
    Ve ben, sonunda onun evine gideceğine inanmakta hiç de güçlük çekmiyorum. Open Subtitles وأنا لَيْسَ لِدي مشكلةُ في تَخَيُّلك بسَماح لها بذْهابُ إلى البيت أخيراً
    Bazen buna inanmakta güçlük çekiyorum. Open Subtitles ثـمة أوقات عندما أجدها فمن الصعب أن أصدق إنها ستنتهيّ.
    Bazen buna inanmakta güçlük çekiyorum. Open Subtitles ثـمة أوقات عندما أجدها فمن الصعب أن أصدق إنها ستنتهيّ.
    Bozulmayı etkileyebilecek bitkilerin tarafınızdan fark edilmemiş olduğuna inanmakta güçlük çekiyorum. Open Subtitles أجد من الصعب أن أصدق أن هذه النباتات التي ستؤثر على التحلل لم تلاحظها أنتَ
    Sonuçta yabancı. Söylenenleri anlamakta biraz güçlük çekiyor. Open Subtitles كما تعلم ،من الصعب التعامل مع أجنبي مثله.
    Tek çarenizin şiddete başvurmak olduğuna inanmakta güçlük çekiyorum. Open Subtitles أجد من الصعب ان أصدق ان العنف كان الخيار الوحيد في ذلك الوقت
    İnsanların görmelerini istediğin şeye inanmakta güçlük çekiyorum. Open Subtitles أراه من الصعب التصديق أنكِ فعلًا من تدّعينه
    - Böyle deyip duruyorsun ama inanmakta çok güçlük çekiyorum. Open Subtitles أنت تستمر بقول ذلك لكن اجد انه من الصعب جدا تصديق ذلك
    Şu anda bu, Victor için aşılamayacak bir güçlük. Open Subtitles في هذا المستوى الصعوبة بالنسبة لفيكتور لا تحتمل
    Buna inanmakta güçlük çekebilirsiniz, ama onun için yaptıklarınızı takdir ediyordu. Open Subtitles أنت قد تجد من الصعوبة تصديق هذا، لكنّها قدرت كل شيء قمت بعمله لها.
    Kadınlarla konuşmakta güçlük çekiyorum veya kadınların etrafında konuşmakta hatta feminen erkeklerle bile konuşmakta. Open Subtitles ِأجد بعض الصعوبة في الحديث مع النساء أو في وجود النساء أَو حتى الرجال المخنثون في بعض الأحيان
    Kişileri veya nesneleri ayırt etmede güçlük çekiyor musun? Open Subtitles أو صعوبات في التعرف على أشخاص أو أشياء؟
    Mühim bir şey değil fakat kendime hâkim olmakta biraz güçlük çekiyorum. Open Subtitles انها ليست أمراً كبيرة ، ولكن لدي صعوبة في السيطرة على نفسي
    Bilmem Bay Mars, vitesleri kullanmakta güçlük çekebilirim. Open Subtitles أنا لا أعرفُ، سّيد مارس، لَرُبَّما لدي مشكلةُ في معالجة التروسَ.
    Fakat, ona rakip bulmakta güçlük çekiyorum. Ya da "kurban" mı deseydim? Open Subtitles لكني أجد صعوبه في إيجاد خصوم له بل ربما أقول ضحايا له
    güçlük nutku çekme bana! Ben her şeyimi kaybettim. Open Subtitles لا تلقي علي محاضرة في الصعوبات أنا خسرت كل شيء

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus