| Eğer kapakların erimelerini yavaşlatabilirsem havalandırmayı kullanarak, gazın bulaştığı bölgeleri temizleyebileceğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه يمكنني إبطاء تاكل العوازل ويمكنني شفط الغاز من المناطق الملوثة |
| Önümüzdeki bir kaç dakika içinde kapatabilirsek, gazın güvenli bölgelere girmesine engel olabiliriz. | Open Subtitles | من إطفائه خلال الدقائق القادمة، فسيمكننا إيقاف الغاز من التسرب إلى المناطق الامنة |
| gazın toksin oranı düşük. Bu yüzden kapalı bir alanda etkili olacaktır. | Open Subtitles | مستوى السم في الغاز منخفض لذا هو أكثر فاعلية في منطقة مغلقة |
| Bu sebeple, sindirim sürecinde ürettiği gazın tahliyesini vücut gerekli kılıyor.. Ooo. | Open Subtitles | و ذلك مترافق مع عملية الهضم الضرورية لجسمهِ ليطرد الغاز المنتج واو |
| Ona kanalizasyondan sızan gazın halüsinasyon görmesine neden olduğunu söyledim. | Open Subtitles | . اخبرته بأنه كان غاز المجاري , وقد كان يُهلوس |
| Şirketler kaya tabakaları arasına sıkışmış doğal gazın çıkartılmasını sağlıyor. | Open Subtitles | تحفر الشركات تحت الأرض وتكسّر الصخور الطينيّة لإطلاق الغاز الطبيعيّ. |
| Bazı bölgelerde bu gazın yoğunluğu azıcık daha yüksekti. | TED | في بعض المناطق، كثافة هذا الغاز كانت أكبر من مناطق أخرى. |
| gazın bir kısmı da aşağıda bize doğru hareket ediyor, üstteki kısım da bizden uzağa. | TED | مما يجعل بعضًا من ذلك الغاز يتحرك صوبنا من الأسفل ويبتعد عنا من الأعلى. |
| gazın yeniden dönüşüme uğradığı bütün ekosistemleri görebiliriz. | TED | نرى أنظمة بيئية بكاملها يعاد فيها تدوير الغاز |
| Bu süreçte, gazın, hasta askerlerin kemik iliklerine geri döndürülemez biçimde zarar verip kan hücreleri üretme yetisini durdurduğunu keşfettiler. | TED | في غضون ذلك، اكتشفوا أنَّ الغاز يقوم بإتلاف نخاع عظم الجنود المصابين بوضع حد لقدرتها على صنع خلايا الدم. |
| Galiba kurbanlar orada gazın daha şiddetli olduğunu sandılar. | Open Subtitles | ربما عرف الضحايا هذا ان الغاز كان أكثر فاعلية في هذا المكان |
| Çok komik biliyor musun, tek gözlü bir adam göz yaşartıcı gazın ortasında, karanlıkta ne görebilir ki. | Open Subtitles | هذا مُضحِك، تعرفين ما الذي يراهُ رجلٌ بعينٍ واحدة في الظَلام، خِلالَ الغاز المُسيل للدموع |
| gazın deri rengini yeşerttiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولونَ أن الغاز يُحولُ جِلدكَ إلى اللون الأخضَر |
| Boyle kanunu der ki, sabit bir sıcaklıkta ideal hapsedilmiş bir gazın hacmi, basınçla ters orantılı değişir. | Open Subtitles | قانون بويل ينص على انه فى ظل الحرارة الثابتة يختلف حجم الغاز طرديا مع ضغطه |
| Askeri istihbarat, rüzgarın ters yönde estiği ve havanın gazın işe yaramayacak kadar soğuk olduğuydu. | Open Subtitles | لحكمة ما فقد كانت الرياح تهب في الاتجاه الخاطئ.. و الجو أبرد من أن يعمل الغاز |
| gazın serbest bırakılmış olması ihtimaline karşın, tıbbi ekipler hazırda beklesinler. | Open Subtitles | ولتبق فرق طبية على استعداد في حالة إذا ما انطلق هذا الغاز |
| gazın yayılmasını durdurmayı başardım ama birazı havalandırma sistemine girdi. | Open Subtitles | لقد تمكنت من إيقاف انطلاق الغاز ولكن بعضاً منه دخل عبر نظام التهوية |
| En azından gazın bir kısmı, alışveriş merkezine yayıldı. | Open Subtitles | على الأقل بعض من الغاز قد انطلق في المول |
| gazın yayılmasını durdurmayı başardım ama birazı havalandırma sistemine girdi. | Open Subtitles | لقد تمكنت من إيقاف إنطلاق الغاز ولكن بعضاً منه تسرب عبر نظام التهوية |
| Parlak gazın zeminine karşı kurulmuş olan kara deliğin büyük çekimi kuvveti ışığı halka şeklinde büker. | TED | في الخلفية يوجد غاز متوهج، قوة الجاذبية الهائلة لهذا الثقب الأسود تشكل الضوء على شكل حلقة. |
| Ve hareket tarzı bir gazın hareket tarzından farklı olur. | Open Subtitles | لذا يكون لها سلوك مميز عن الغازات فى تلك الحالة |
| Hafif yağmur, yağ ve gazın zemindeki çatlaklara iyice nüfuz etmesine yol açar. | Open Subtitles | وهل دش ضوء _ قضية النفط والغاز تتسرب جديد |
| Genişleyen süpernova şok dalgası yıldızlar arası ortamda elementsel birikintiyi ileriye doğru iter ve yeni yıldızlara ve gezegenlere yoğunlaşan gazın ve tozun girdaplı dansını tetikler. | TED | تنشر موجة السوبرنوفا الاهتزازية المتسعة الركام العنصري عبر الوسيط بين النجمي ، مثيراً رقصة مغزلية من الغاز والغبار والتي تتكثف وتتجمع في النجوم والكواكب الجديدة. |