Babanın hayranlık duyduğum bir yönü vardı, kazanmak imkansız senaryolarına inanmazdı. | Open Subtitles | ولذلك أنا معجب بأبيك لم يكن يؤمن بعدم وجود فرصة للفوز |
Onun hakkında şimdi gerçekten hayranlık duyduğum şeylerden biri de kolay bir hayatı olmamasına rağmen her zaman çok neşeli olması. | Open Subtitles | واحدة من الأشياء التي كنت حقا معجب عنه هو كيف انه لم يكن حقا حياة سهلة لكنه هو دائما متفائل بذلك. |
Uzlaşılmaz adamlar hayranlık uyandırırlar. | Open Subtitles | الرجال المتمسكين بمبادئهم من السهل أن يقعوا فى الإعجاب. |
Sende hayran olduğum şeylerden biri de hayranlık uyandıran dengen. | Open Subtitles | هذه أحد الأمور التي تثير أعجابي بك, توازنك المثير للإعجاب |
Fakat yaptıklarınıza büyük hayranlık duyan biriyim. | Open Subtitles | أنا لدى إعجاب شديد بما تقومون به يا رفاق على الرغم من ذلك |
Birini hayranlık duyunca, daima onu daha iyi tanımaya çalışıp fikir alışverişinde bulunmak filan isterim. | Open Subtitles | عندما أعجب بأحد أحب دوما أن أتعرف عليه بشكل أفضل لنتبادل الاراء ووجهات النظر |
Şu anki ruh halime göre, bundan daha hayranlık verici bir şey söyleyemezdiniz. | Open Subtitles | حاليا في نظري لا يمكنك القول ماهو أكثر لتثيرين إعجابي |
Ancak teorik çerçeveyi anlıyorum Catherine ve hayal gücüne hayranlık duyuyorum. | Open Subtitles | لكنني أفهم الإطار النظري للتجربة يا كاثرين و معجب من الخيال |
At sırtında kroket oynamanıza hayranlık duyuyorum. | Open Subtitles | انني معجب بقدرتك على لعب الكروكيت على ظهور الخيل |
Ona herkesten çok saygı ve hayranlık duyuyorum. | Open Subtitles | لذا فاْنا معجب به واحترمه اكثر من اى شخص اخر |
Buna hayranlık duyduğum bir yoldaşıma gösterdiğim hürmet de diyebilirsin. | Open Subtitles | أسميه.. تقديراً لرجل رحّال أنا معجب به بشدّة |
Günün ortasında kendinizi rahatlatmak için teknolojiyi böyle kullanmanıza da saygı gösteriyor ve hayranlık duyuyorum. | Open Subtitles | وأنا احترم و معجب بالطريقة التي تستعملون فيها التكنولوجيا لكي تلبو رغباتكم في منتصف اليوم |
Prens tüm kitaplarınızı okudu ve size hayranlık duyuyor. | Open Subtitles | الآن , الأمير قرأ كل إصداراتك و هو معجب بها |
Bu hayranlık ölçüsünü aşıyor. Elinde dolaştırdığı dilekçeyi gördün mü? | Open Subtitles | لقد ذهب أبعد بكثير من حالة الإعجاب هل ترى تلك العريضة التي ينشرها ؟ |
Ama sakın unutma, eğer Wagner'e karşı en ufak bir hayranlık belirtirsen vurulursun, yargılanmadan ve temyiz iznin olmadan. | Open Subtitles | لكن تذكّر، لو لم تبدي الإعجاب لواجنر ستلاقي حدفك بدون أي محاكمة وبدون أي تُهمة |
Geçici hayatımızın muhteşem sembolüne hayranlık duyun. | Open Subtitles | الإعجاب بهذا الرمزِ الجميل في حياتنا الدنيوية. |
hayranlık verici olsa da gerçek hava avcıları ile kıyaslandığında hiç kalır. | Open Subtitles | شيء مثير للإعجاب ، ولكن لا شيء بالمقارنة مع قمة البندقية الحقيقية. |
Kendini üstün görmek, empati sorunları, kendini bir şeylere layık görmek ve hayranlık ve ilgi duyulma ihtiyacı. | TED | تشمل نظرة متفاخرة للنفس، ومشاكل بالتعاطف وشعور بالاستحقاق و الحاجة للإعجاب والاهتمام. |
Diğer yandan, ona karşı garip bir hayranlık duyuyordum. | Open Subtitles | من الناحية الأخرى , l كان عنده نوع من إعجاب شاذّ له. |
Bazen zor olabiliyor, fakat çocuklarına karşı hayranlık duyduğum bir sevgisi var. | Open Subtitles | حسنا ً .. قد تكون قاسيه ولكن لديها الحب لأبنائها وهذا ما أعجب به حقاً |
Hayır, sadece şu motora hayranlık besliyordum. | Open Subtitles | كلا , أنا فقط أُبدي إعجابي بهذهِ الدراجة |
Tüm bu sebeplerden, her yerdeki insan avcılar kurda hayranlık duyar. | Open Subtitles | لكل هذه الأسباب، أُعجب الصيّادون من كلّ مكان بالذئب. |
- Ev işlerini yaptın mı? Sana ne kadar saygı ve hayranlık duyduğumu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل اخبرتك مؤخرا كيف اننى معجبه بك واحبك واحترمك؟ |
Annen bunun sebebinin bana hayranlık duyman olduğunu söylerdi hep. | Open Subtitles | قالت أمك دائماً أن هذا كان لأنك تعتبرينني قدوة لك |
Üstelik Konoha'nın tüm erkeklerinin de hayranlık duyduğu en arzu edilenler genel listesinde zirvede olan kişi mi? ! | Open Subtitles | الشخص الذي يحظى بإعجاب جميع الفتيان في كونوها والمُصنّف الأعلى في قائمة المُعلّم الأكثر طلبًا؟ |
Bir yabancı için dilinin hayranlık uyandıracak... düzeyde olduğunu gizlemeyeceğim. | Open Subtitles | ولا أنكر أن لغته الإيطالية هي محط اعجاب بالنسبة لأجنبي ولكن |
hayranlık ve saygı görmek, çaresizliğe ve değersizliğe... karşı bir korumadır. | Open Subtitles | ان تتلقى الاعجاب والاحترام انه حمايه ضد العجز ضد عدم الاهميه |
Dün gece yaptıklarınıza hayranlık duyduğumu söylemek isterim. | Open Subtitles | آنا يلزمني آن اقول بإنني كنت معجباً بالآحرى بعملك الجرئ الليلة الماضية ومن المؤسف |
Aşk olduğunu hissettiği duygularla Ona hayranlık duymakta ve adeta Ona tapmaktadır. | Open Subtitles | كانت تنظر إليه وتعبده ظنت أن شعورها كان حباً. |
Bak işyerinde yeterince hayranlık ve saygı gördüm. | Open Subtitles | اسمعوا، حظيت بالإعجاب والتقدير الكافيين في العمل |