Yerleşik hayata geçmek için hazır olduğumu sanmıyordum ama şu taşın boyutuna bakın! | Open Subtitles | يا إلهي، لم أظن أبداً أنني مستعدة للاستقرار انظروا لحجم هذا الحجر الكريم |
Tamam, ama sadece bunun için şu an hazır olduğumu düşünmüyorum. | Open Subtitles | حسناً ، لكن أنا فقط لا أعتقد أنني مستعدة لذالك الآن |
Madem hazır olduğumu düşünüyorsun, o zaman hazırımdır. | Open Subtitles | أن كن تعتقدين أني مستعدة فأنا أظن أني كذالك |
...her şeyi anlamaya hazır olduğumu, ama artık bir anlamı yok. | Open Subtitles | و أنني مستعد لتفهم أي شيء يحصل ولكن لا يبدو الأمر صائباً |
Ve size bu küçük işlemi yapmaya hazır olduğumu bildirmek istiyorum! | Open Subtitles | وأنا هنا لأخبرك أني مستعد لفعل هذا الشيء الصغير |
Hanımlar, beni böyle gözettiğiniz için minnettarım ama henüz buna hazır olduğumu düşünmüyorum, anlıyor musunuz? | Open Subtitles | انظروا سيداتي, أنا حقاً أقدر أعتنائكم بي هكذا لكنني لا أعتقد أنني جاهز حتى الأن |
Söz, sen hazır olduğumu söyleyene kadar gitara dokunmayacağım. | Open Subtitles | اعدك بأن لاالمس جيتار حتى تقولي انني مستعد |
Bu mevsimin etkinliği ve gerçekten dünyaya dönmek için hazır olduğumu hissediyorum. | Open Subtitles | انه حدث الموسم أنا أحس أنني مستعدة فعلا للعودة الى العالم |
Luc, ben gerçekten... tüm bunlara hazır olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | لوك ، أنا حقًا لا أعتقد أنني مستعدة لكل هذا |
Ve şimdi ise kesinlikle hazır olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | قاومي تلك الرغبة وأعلم أني مستعدة تماماً |
Good will hunting. Lsats sınavına tekrar girmek için hazır olduğumu ne zaman söyledim? | Open Subtitles | متى قلت أني مستعدة لدخول الإختبار مجدداً؟ |
Gece çayımı içmeye hazır olduğumu babalarıma mesaj atarım ama bu gece bunu atlayacağız. | Open Subtitles | اراسل والدي لأخبرهم أني مستعدة لشاي الليل حسنا, سنتخطى ذلك الليلة |
Tabii ilk başta almak istemedi, ama kavga etmek için hazır olduğumu söyledim. | Open Subtitles | لم يأخذ الأمر ببساطة و لكنني قلت له أنني مستعد للشجار |
Zayıf güneş politikasını desteklemeye hazır olduğumu söylerim. | Open Subtitles | سأخبره أنني مستعد لدعم قانونه حول الطاقة الشمسية. |
Her kime çalışıyorsan, anlaşmaya hazır olduğumu söyle. | Open Subtitles | أخبر من تعمل لصالحه أنني مستعد لإبرام صفقة |
Onlara git, tekliflerini görüşmeye hazır olduğumu söyle. | Open Subtitles | أحضرهما أيضاً أخبرهما أني مستعد لأن أقرر بشأن عرضهما |
Şimdi de, hafif bir boğaz temizleme ile onlara konuşmaya hazır olduğumu göstereyim. | Open Subtitles | والآن, تهيئة الحنجرة المحترمة لأعلمهم أني مستعد للتحدث |
Seanstan sonra bir anda hazır olduğumuzu, hazır olduğumu anladım. | Open Subtitles | بعد جلستنا، توضح لي أننا جاهزان أنني جاهز |
Seninle birlikte olmak için hazır olduğumu söylemiştim ama hayır. | Open Subtitles | اخبرتك انني مستعد ان اكون معك, ولم اكن مستعد. |
Ama babaannem yazdığına göre hazır olduğumu düşünmüş olmalı. | Open Subtitles | مع انه ان كانت جدتي كتبتها لا بد انها استشعرت أنني جاهزة |
Bunun büyük bir şey olmasına henüz hazır olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن اني مستعد لهذا ان يكون كما تعلمين, شيء كبير |
Ona suni tenefüs yaptım. Daha önemli işler için hazır olduğumu düşünüp beni buraya gönderdiler. | Open Subtitles | لذا اعتقدوا أننى مستعد لأداء مهام أكبر ونقلونى لهنا |
hazır olduğumu söyleyeceğin günü beklemekten yoruldum. | Open Subtitles | مُتعب من انتظارك لإخبارى أنى مستعد |
Bunun için hazır olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لست متأكدة أنّني مستعدة لذلك بعد |
Beckman hazır olduğumu düşünmüyor. | Open Subtitles | بيكمان لاتعتقد أني جاهز للخروج لميدان المهمّات لكن غير هذا , كل شيء جيد |
Dünyaya yeni bir can getirmeye hazır olduğumu düşünmüyorum ama ya kalanlar sadece tuhaf yumurtalarsa? | Open Subtitles | لا أعتقد أننى مستعدة لجلب حياة اخرى الى العالم , ولكن ماذا ان كان كل البيض المتبقى هو البيض الفاسد ؟ |
Onlara konuşmaya hazır olduğumu söyleyin. | Open Subtitles | اخبرهم انى على استعداد لاتحدث. |
Bilmek istiyordu, konuşmaya hazır olduğumu söyle. | Open Subtitles | انه يريد ان يعرف اخبريه اني مستعده للكلام |