Evet, içeri girdi. Yüzünün sol yanında koca bir bandaj vardı. | Open Subtitles | نعم لقد دخل و ضمادة كبيرة على الجزء الايسر من وجهه |
İçeri girdi, biz de onun Drummondlarla birlikte geldiğini sandık. | Open Subtitles | لقد دخل . و نحن اعتقدنا انة مع عائلة دراموندز , كما تعلمون |
Lisa içeri girdi, büyük olasılıkla odur. | Open Subtitles | ليسا لقد دخلت إلى المنزل من المحتمل أنها هي |
- Oh, Bayan Benson, demin içeri girdi. | Open Subtitles | - - أوه ، السيدة بينسون ، لقد دخل للتو. - |
Nöroloğun odasına girdik, oturduk dört doktor içeri girdi ve baş-nörolog oturdu. | TED | دخلنا إلى مكتب طبيب الأمراض العصبية، وجلسنا ودخل أربعة أطباء وجلس الطبيب المسؤول |
Şimdi içeri girdi. Seni tekrar arayacağım. | Open Subtitles | لقد أتى للتـو سأعـاود الإتصـال بك |
Davet edilmeden içeri girdi, dolaptan bira aldı, oturdu. | Open Subtitles | انا اقصد , لقد دخل بدون دعوه اخذ البيرة من الثلاجة وجلس |
Doğu Almanya temsilciliğine. Ön kapıdan yürüyüp içeri girdi. | Open Subtitles | في البعثة الدبلوماسيّة الألمانيّة الشرقيّة لقد دخل من البوابة الأماميّة |
Onlarla birlikte içeri girdi ve bana, beni sevdiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد دخل ... برفقتهم و قام باخباري انة يُحبني |
Kapıdan içeri girdi, tepeden tırnağa sırılsıklamdı... | Open Subtitles | لقد دخلت إلى المنزل مبللةً من رأسها حتى أخمص قدميها |
Öylece içeri girdi. Tırnakları her zamanki gibi kırmızıya boyanmıştı. | Open Subtitles | لقد دخلت هنا أظافرها حمراء كما هى دائما |
Şimdi gözünü dört aç. Görünüşe göre "Adam" az önce içeri girdi. | Open Subtitles | أنظر جيدا الآن , يبدو بأن "الرجل الكبير" قد دخل للتو |
Dün gece sen onu getirdikten sonra, ben oradayken o adam kapıya vurmaya başladı Rose kapıyı açtı ve o içeri girdi. | Open Subtitles | عندما كنت متواجدة بعد أن عادت هناك شاب طرق الباب وذهبت للباب وقامت بفتحه ودخل هذا الشاب |
Çocuk içeri girdi. Mink'i arıyordu. | Open Subtitles | لقد أتى طفلٌ إلى هنا كان يبحث عن (ماينك ) .. |
Lily'nin sayesinde mutlak çakışa engel olabilecek tek şey kapıdan içeri girdi. | Open Subtitles | حسناً ، الشكر يعود لها الشيء الوحيد القادر على إفساد ماكنت أفعله كان على وشك أن يدخل من ذلك الباب |
Öğrenici üniformalı iki genç az önce içeri girdi. | Open Subtitles | شابان فى زى طلاب العسكرية دخلا منذ فترة بسيطة |
Gecelikleriyle iki kadın içeri girdi. | Open Subtitles | . إمرأتان تدخل بالأرواب |
Şansına, Diaz'a kelepçeli halde kapıdan içeri girdi. | Open Subtitles | من حسن الحظ, الخطة دخلت من الباب (وكبلة اليدين من قبل (دياز |
Anahtarı Mary buldu, kapıyı açtı ve içeri girdi... | Open Subtitles | ولقد فتحت الباب ودخلت |
-Geddes tekrar içeri girdi. | Open Subtitles | جيديس) عاد للداخل) - واحد - إنتظروا، إنتظروا. |
İçeri girdi, birden çöktü kaldı. | Open Subtitles | أعني أنه انهار حالما دلف إلى الداخل |
Öylece içeri girdi, büyük bir hayranım olduğunu ve ürünlerimi çok sevdiğini söyledi. | Open Subtitles | دخل إلى هنا , قال أنه معجب كبير وأنه أحب أغراضي |
En sevdiğin kereviz sapı az önce içeri girdi. | Open Subtitles | مثل ساقك المفضله من الكرفس التي دخلت للتو |