Yani, ideal bir aday gibi görünüyor güçlü, alfa erkeği, koruyucu içgüdüleri var. | Open Subtitles | أعني ، انه يبدو ... مرشحا مثالياً قوي رجل شجاع غرائز حماية جيدة |
Umarım kendini koruma içgüdüleri duruyordur da kaçmaya çalışır, yoluna çıkan herkese ateş etmek yerine. | Open Subtitles | لنأمل أنّ لديه بعض غرائز الحفاظ على النفس باقية ويحاول التسلل إلى الخارج، بدلاً من فتح النار على أيّ شخص يأتي في طريقه. |
Annelik içgüdüleri yüzünden anne kurt ile bir problem yaşanmayacağını biliyordum ama babaları Rama'dan pek emin değildim. | Open Subtitles | كنت أعلم أنه لا يوجد مشكلة بالنسبة للأم والحمد الله على وجود غريزة الأمومة ولكنني لم أكن واثقاً بشأن الأب راما |
65 milyon yıllık içgüdüleri yok edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تكبت غريزة معدية عمرها 65 مليون سنة |
Genel amaçlı kullanılabilir ya da insanlardaki hayvansı içgüdüleri yok edebilmek için. | Open Subtitles | لصالح التقدم العام وكبح جماح الغرائز الحيوانية فى الرجال . والناس عموماً |
Ona şimdi vuracak olursak... bütün sokak içgüdüleri tekrar ortaya çıkar. | Open Subtitles | لو ضغطنا على الرجل الآن، فسنعزز جميع غرائزه المتوحشة للأبد. |
Merak etmeyin, içgüdüleri her zaman devreye girer. | Open Subtitles | ماذا تفعل؟ لا تقلقي، فدائماً ما تغلب الغريزة |
Onun içgüdüleri çağdaş kadının 20. yüzyıldaki ihtiyaçlarını karşılayacak ve dünyaya rahatlığın da göz alıcı olabileceğini gösterecek şekildeydi. | Open Subtitles | دفعته غريزته لتلبية حاجات.. المرأة المعاصرة إبتدع أزياء .. |
- Hayır, hâlâ iyi içgüdüleri olduğunu gösterir. | Open Subtitles | كلا، فقط دليلٌ على إنّه مازال لديه غرائز جيدة |
Diğer hayvan türleriyle paylaştığımız bütünleşik içgüdüleri... | Open Subtitles | غرائز الترابط الوثيق التي نتشاركها مع أنواعٍ أخرى. |
Onların koruma içgüdüleri sanki imdadımıza yetişti.. | Open Subtitles | أنه يبدو كما لو أنها لديها غرائز الحماية واستخدمتهم |
Genetik donanımları ve içgüdüleri yetersiz, milyonlarca yıldır bu böyle. | Open Subtitles | بملايين السنوات من غريزة برمجة هندسة الجينات |
Erkekler göz göze geldiklerinde bile kavga içgüdüleri vardır. | Open Subtitles | ..الرجال لديهم غريزة للقتال حتى لو تقابلت اعينهم |
Güvensizlik anlarında Cicim'in içgüdüleri onu Maksim'in tanıdık sularına sürüklüyordu. | Open Subtitles | وفى اوقات انعدام الأمان غريزة , شيرى كانت تعود مثل الحمام الزاجل الى الانحرافات المألوفة فى ماكسيم |
Bizim de atalarımız avcıydı. Fakat pek çoğumuz bu içgüdüleri kaybettik. | Open Subtitles | أجدادنا القدامى كانوا صيادين أيضاً, لكن أغلبنا فقدوا هذه الغرائز. |
Güçlü içgüdüleri onları yumurtlamak ve gelecek nesli döllemek için geri getirir | Open Subtitles | الغرائز قويّة جعلتهم يعودون لوضع وتخصيب البيض للجيل القادم. |
onun içgüdüleri hakkındaki konuşmasını ondan duyabilirdin. | Open Subtitles | كان ينبغي أن تسمعه عندما كان يتكلّم عن غرائزه |
Uçurumun aşağısında, anneleri, ona katılmaları için sesleniyor ve içgüdüleri gitmeleri için zorluyor. | Open Subtitles | في قاع المنحدر، تدعوها والدتها لتنضمّ إليها وتدفعها الغريزة لاتباعها |
Öğlen sıcağında, içgüdüleri ona, denemeye devam etmesini söylüyor. | Open Subtitles | في حرارة منتصف اليوم الحارقة تجبره غريزته على الاستمرار في المحاولة |
İnsanların içgüdüleri ile ilgili.Sen insanların göremediklerini onlara gösterebiliyorsun. | Open Subtitles | حدس حول الناس لكي تجعلهم يرون أشياء غير مدركين لها |
Eminim ki bu hayvanlar bir araya gelip toplandıklarında içgüdüleri onları kaçınılmaz son için uyarıyordur. | Open Subtitles | ل واثق أنه عندما و ساقوا هذه الحيوانات , غرائزهم تحذيرهم المصير النهائي. |
Senin içindeki iyi insan içgüdüleri o bebeğin ve annesinin hayatını kurtardı. | Open Subtitles | غريزتك البشرية الجيدة أنقذت حياة الطفل، وأمها كذلك. |
İçgüdüleri ona bir gizemi çözdüğünü söylüyordu ama aslında yaptığı şey bağımlı olduğu şeyden bir doz almaktı. | TED | أخبرتها غريزتها بأنها تحاول حل الغموض، لكن ما كانت تفعله في الواقع كان الحصول على جرعتها. |
İçgüdüleri onlara, dünyadaki ilk dakikalarında ne yapmaları gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | ترشدهم غريزتهم بما يتوجب عليهم فعله في أول دقيقة يعيشونها |
O çok iyiydi. Sadece atışı değil, içgüdüleri de çok iyiydi. | Open Subtitles | أداءه متميز, ليس بسبب الدقه إنها الغريزه |
-Daha öğreniyor. Ama iyi içgüdüleri var. | Open Subtitles | ماتزال تتعلم عملها الميداني لكن غرائزها جيدة |
Hayatta kalma içgüdüleri ile her şey mümkün olabilir. | Open Subtitles | حسنا, مع غريزه البقاء كل شئ ممكن |