| Bu harika içkiyi yudumlamak. İnsan acı çekerken ve arzularken yudumlamak. | Open Subtitles | رشفة من هذا الشراب الرائع تخلّص الروح من المعاناة الإنسانية والرغبة |
| Bu harika içkiyi yudumlamak. İnsan acı çekerken ve arzularken yudumlamak. | Open Subtitles | رشفة من هذا الشراب الرائع تخلّص الروح من المعاناة الإنسانية والرغبة |
| Bayanlar baylar, görünüşe göre misafirlerimizden biri içkiyi fazla kaçırmış. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي ،يبدو أن أحد ضيوفينا قد أَثقَلَ في الشرب |
| Bazı erkekler evlenince içkiyi bırakır. Bazıları da başlar. | Open Subtitles | بعض الرجال العزاب يقلعون عن الشرب حين يتزوجون بينما يبدأ البعض الاخر |
| Sevgilim... İrlandalılar dünyaya hükmetmesin diye Tanrı'nın içkiyi nasıl yarattığını biliyor musun? | Open Subtitles | تعرفين ان الله اوجد الخمر لكى لا يحكم الايرلنديون العالم |
| Ya bu içkiyi içersin ya da dişlerini ağzına dökerim senin, tamam mı? | Open Subtitles | اشرب هذا المشروب او انا سوف اقبض على اسنانك و احذفهم فى حلقك,حسن؟ |
| artık içkiyi bırakmış olduğuna göre dürüst ve samimi bir ilişki kurabileceğin birini bulmaya çalışmanın vakti gelmiştir belki de. | Open Subtitles | الآن و أنت لا تشربين الكحول ربمـا عليك البـدأ بالتفكيـر في إيجـاد أحـد يمكنـك أن تقيمـي معـه علاقـة حميمية صـادقـة |
| Siz özel kuvvetlerin içkiyi kaldırabilen sert adamlar olduğunuzu sanırdım. | Open Subtitles | لقد إعتقدت انكم ذو المهمات الخاصة انه يمكنك تحمل الشراب |
| İyi bir yemeğin yanında iyi bir içkiyi ve edepsiz kızları severim. | Open Subtitles | أحب الشراب اللائق، و الأكل اللائق كما أني أحب معشوقتي غير محتشمة |
| - Neden? İçkiyi fazla kaçırırsan insanda akıl bırakmaz. | Open Subtitles | كمية كبيرة من هذا الشراب قد تخرجك عن صوابك |
| Sen içkiyi bırakırsın. Komünizmle daha kolay olur. | Open Subtitles | . ستترك الشراب . مع الشيوعية، سيكون هذا سهل |
| Kara piç bu beyefendinin üstüne içkiyi döktü. | Open Subtitles | حسنا , هذا النذل الاسود اراق الشراب على هذا السيد المحترم |
| Belki içkiyi geri alabilirim. | Open Subtitles | ربما قد يكون بمقدوري الحصول على ذلك الشراب |
| Bazı erkekler evlenince içkiyi bırakır. Bazıları da başlar. | Open Subtitles | بعض الرجال العزاب يقلعون عن الشرب حين يتزوجون بينما يبدأ البعض الاخر |
| Fakat bundan sonra dürüst olmanızı ve içkiyi bırakmanızı istiyorum. | Open Subtitles | لكن يجب أن نكون انقياء الان و أريدكم أن تتوقفوا عن الشرب |
| İçki sorunun var. Ve bence içkiyi bırakmalısın. | Open Subtitles | لديكَ مشكلة شرب وأقترح بأنك تتوقف عن الشرب |
| İçkiyi bıraktım. Ya alkolik olsaydım? | Open Subtitles | لقد توقفت عن الشرب ربما أنا مدمن على الكحول |
| İçkiyi en çok tüketenler bu ülkelerdeki insanlardır. | Open Subtitles | لأنها تحتوي على أعلى نسبة من شاربي الخمر |
| Hırsızlıktan, tecavüzden hükümlüydü. Ama şimdi içkiyi bıraktı ve teoloji okuyor. | Open Subtitles | سرق واغتصب الفتيات لكنه الآن، يتجنب الخمر |
| Şu andan itibaren içkiyi sadece iki haftada bir Perşembeleri satacağım. | Open Subtitles | من الآن وصاعداً أنا فقط أقوم ببيع المشروب كل يوم خميس |
| İçkiyi karakola Stensland'la siz getirdiniz. | Open Subtitles | أنت وستانلاند أدخلتما الكحول إلى المركز. |
| İçkiyi kaldıramayan bir insan gibi, Küçük Chubby de testosteronu kaldıramadığını fark etmişti. | Open Subtitles | ومثل شخص ادرك عدم استطاعته على التعامل مع شرب الخمور تشبي الصغير ادرك بأنه لا يمكنه التعامل مع هرمون التستوستيرون |
| Elbette bazı avantajları da var, örneğin istediğim eyalette isteğim içkiyi içebilirim. | Open Subtitles | قد يكون لها بعض المزايا، مثلا إذا أردت مشروب في مكان جاف |
| İçkiyi hakkettin. Bu piyasanın en çalışkan zencisi bu. | Open Subtitles | تستحق شراباً هذا أفضل عمل في مجال المخدرات بالنسبة لزنجي |
| Sonra işte akşamüzeri vardiyam sırasında bir tepsi içkiyi üzerime döktüm. | Open Subtitles | وهكذا، أثناء نوبتي بعد الظهر سكبت صينية المشروبات كلها على نفسي |
| Dansı ve içkiyi severim. Basılmış olsak da sadece yengeç yemeğe gelmedik ya. | Open Subtitles | أنا أستمتع بالشراب و الرقص، بالرغم من أنه تم الإمساك بنا، فقد أتينا فقط لنأكل سلطعون متبل. |
| Sanırım içkiyi biraz fazla kaçırdı. | Open Subtitles | اعتقد انه كان القليل من الكثير للشرب. |
| Biliyor musun ben orada sadece bir köpek görüyorum. Sanırım içkiyi fazla kaçırmışım. | Open Subtitles | هل تعلم, عندما أرى كلباً واحداً فقط, أعرف أنني أفرطت كثيراً بالشرب |
| Veya geçen seneki Sparkle Klasik'te içinizden birinin bir, diğeriyle öpüşecek kadar içkiyi fazla kaçırdığını? | Open Subtitles | أو تلك الحكاية التى حدثت فى حفلة العام الماضى حيث شربت أحدكم حتى الثمالة و مارست الحب مع أخرى منكم أيضاً ؟ |
| Bu içkiyi içeceğim. | Open Subtitles | سَأَشْربُ هذا الشرابِ. |
| Sherrod içkiyi seviyor. İçeride parti var. | Open Subtitles | شيرود يحب شرابه الأمر غاية في الروعة هناك |