| İfaden her zamanki gibi galibiyet ya da yenilgiyi belirleyecek. | Open Subtitles | سيضعونك على المحك شهادتك ستنقذنا أو تطيح بنا |
| Dün geceki olayların en yakın ve tarafsız gözlemcisisin, bunu senin ifaden belirleyebilir. | Open Subtitles | ربما يكون هذا هو بناء شهادتك و كما تبدو انك اكثر المراقبين هنا نزاهه |
| Senin ifaden olsa da olmasa da hapse girecek. | Open Subtitles | حسنا، هو سيذهب إلى السجن عن طريق شهادتك أو بدونها. |
| Merkeze gelip söylediklerini yazılı ifaden olarak imzalamanı istiyoruz. | Open Subtitles | سنود منك الحضور إلى المركز للتوقيع على إفادتك لتأكدي ما قلتيه لنا |
| Dur tahmin edeyim, ifaden karşılığında anlaşma talep ediyorsun? | Open Subtitles | ولنفترض أنك تريد صفقة مقابل إفادتك |
| - Resmi ifaden bu mu? - Yanlış olan bir şey mi var? | Open Subtitles | -أهذه أقوالك الرسمية؟ |
| Söylesene Jack, ifaden bir istifa anlamına mı geliyordu? | Open Subtitles | أخبرني يا جاك أكانت شهادتك يقصد بها أن تكون إستقالة ؟ |
| Ona fırsatı vermeyeceğiz bile. İfaden onun işini bitirir. | Open Subtitles | نحن حتى لا نعطيه الفرصة شهادتك ستخرجه من المعركة |
| İfaden önemliydi. Müdür Yardımcısı Skinner tarafından bir toplantıya çağrıldım. | Open Subtitles | شهادتك كانت مهمة لقد كنت فى إجتماع |
| Onların yaptığı dava ile ifaden bir anlam taşımayacak. | Open Subtitles | شهادتك لن يهمّ. ليس بالحالة هم يبنون. |
| Senin ifaden diskin Müfettiş Desilva'da olduğunu kanıtlayacak. | Open Subtitles | شهادتك ستثبت ان ديسلوا كان بحوزته القرص |
| İfaden hakkında daha fazla şey bilmek isteyecekler. | Open Subtitles | حسنا، سيريدون معرفة المزيد عن شهادتك |
| İfaden hatırladığın kadarına dayanıyor. | Open Subtitles | شهادتك هي تقريباً افضل ذكرياتك |
| Üç yıl önce, senin ifaden oğlumu hapse soktu. | Open Subtitles | قبل 3 سنوات شهادتك وضعت ابني في السجن |
| Mahkeme ifaden için teşekkür eder. | Open Subtitles | المحكمة تشكر لك شهادتك. |
| BayıIdın, Clyde. Senin ifaden güvenilir olmayacaktır. | Open Subtitles | لقد فقدت وعيك (كلايد)، شهادتك لن تكون فعالة |
| Bayıldın, Clyde. Senin ifaden güvenilir olmayacaktır. | Open Subtitles | لقد فقدت وعيك (كلايد)، شهادتك لن تكون فعالة |
| Çoktan ifaden alındı. | Open Subtitles | لقد تحصّلوا مسبقاَ على إفادتك |
| İfaden gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج إلى إفادتك. |
| İşte ifaden. | Open Subtitles | هذه إفادتك |
| İfaden burada. | Open Subtitles | هذه أقوالك |
| Değerlendirme raporun ve ifaden dikkatle incelenecektir. | Open Subtitles | و هذا التقرير وشهادتك ستؤخذ بدقة لذا يجب أن تكون مستعداً |
| Doğuştan gelen soru ifaden sinirlerimi zıplatıyor. | Open Subtitles | حسناً تعبير وجهك الخاص بالإستجواب يفقدني اعصابي |
Arabe 
Anglais 
Français 
Espagnol 
Allemand 
Portugais 
Turc 