Hevesli ama deneyimsiz birini buldu. Sizin ilginizi çekmez. | Open Subtitles | وجد فتى عظيم ولكن ليس لديه الخبرة لا بد وأنه سيثير اهتمامك |
İlginizi takdir etmekle ve hevesinize hayran olmakla birlikte sanırım meselelerle kendim başa çıkabilirim. | Open Subtitles | لذا فأنا أقدر اهتمامك و معجب بحماستك و لكن أظن أنه يمكنني تولي الأمور بنفسي |
Öyleyse bunun yerine belki de ilginizi çekecek bir şey önerebilirim. | Open Subtitles | مع ذلك ,على سبيل التعويض ربما يجوز لي أن أقدم لك شيئا، الامر الذي يثير اهتمامك |
Bir kayıp ihbarı dosyası üzerinde uğraşırken ilginizi çekebilecek bazı parmak izleri buldum. | Open Subtitles | إستلمتُ قضيّة شخص مفقود اليوم ووجدتُ بعض بصمات الأصابع التي قد تثير إهتمامك. |
Eğer bu konu ilginizi çekiyorsa tapabileceğiniz çok fazla ilah mevcut, Teğmen. | Open Subtitles | يوجد الكثير من المعلومات التي تهمك أيها العقيد |
Çocukları sokaktan uzak tutmak için kızak almak ilginizi çeker mi diye merak ettim. | Open Subtitles | إذا كان مهتما في التبرع بالمال لتنظيف الشوارع من المخدرات. |
Bu görüşü pratik bir gerçeğe dönüştürmemiz için bu konuya ilginizi çekerek sizin de katılımınızı davet ediyorum. | TED | أنا أدعو إهتمامكم وكذلك مشاركتكم في دفع هذه الرؤية للنقطة التي تصبح فيها أمراً واقعياً. |
Eğer çocuğunuz hemen suyüzüne çıkmazsa, muhtemelen sizin ilginizi çekmek istiyorlardır. | Open Subtitles | لو لم يطفوا الأطفال في الحال، فمن المحتمل أنهم يريدون لفت انتباهكم لا أكثر ـ مستعدون؟ |
Bu ilginizi çeker. Burada bir arsam var. | Open Subtitles | إن هذا قد يثير اهتمامك فانا لدى قطعة أرض هنا |
Marge Simpson'ın yine hamile olması belki ilginizi çeker. | Open Subtitles | ربما يثير اهتمامك معرفة أن مارج حامل ثانية |
Ve ilginizi çekecek bir nokta Katolik esprileri de yapması. | Open Subtitles | وقد يثير اهتمامك أنه يلقي أيضاً نكات عن الكاثوليكية. |
İlginizi takdir ediyorum ajan, ama profilcilik bir özelliktir. | Open Subtitles | اقدر اهتمامك ايها العميل لكن تحليل الشخصية هو اختصاص |
Kaptan ilginizi çekebileceği bir şeyi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لقد قال الكابتن أن بحوزته شيء قد يحوز اهتمامك |
Bu konulara ilginizi bildiğimden onu yanımda getirdim. | Open Subtitles | أعرف إهتمامك بهذه الاشياء وقد أحضرته معى |
İşin doğrusu, ben asla sizin ilginizi çekecek bir kız değilim. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا من النوع الذي لا يُثير إهتمامك إطلاقاً. |
Meşgul bir insan olduğunuzu biliyorum, ama ilginizi çekebilecek... bazı eğitim teknikleri üzerine bir araştırma yapıyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك رجل مشغول, سيدي لَكنِّي أقوم بَعْملُ دراسة على بَعْض تقنياتِ التدريب إعتقدتُ أُنها قَدْ تثيرُ إهتمامك |
Romanın yeni sonunun ilginizi çekeceğini düşündüm. | Open Subtitles | أظن أنه قد تهمك النهاية الجديدة |
Evimde ilginizi çekebilecek bir şey olabilir. | Open Subtitles | يوجد هناك شيء مثير للاهتمام في منزلي ربما تكون مهتما |
Hayır. Bence bu kadar beğendiğiniz şu film hakkında bir şey öğrenmek ilginizi çekebilir. | Open Subtitles | لا ، قد تهتمون بمعرفة شيء عن هذا الفيلم الذي تحبونه كثيراً |
Onu güzel, ilham ve heyecan verici buluyorum ve umarım sizin de ilginizi çeker. | TED | أجد أنه جميل ومُلهم وفاتن، وأتمنى حقاً أن أكون قادرة على إثارة اهتمامكم. |
Hazır dikkatinizi ve ilginizi çekmişken size söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | بينما أخذتُ إهتمامكِ و تعاطفكِ هنالك شيء أود قولهُ |
O zaman ilginizi dogrudan maskeli katilimizin altin kemerine yönlendireyim. | Open Subtitles | دعيني ألفت إنتباهكِ إلى الحزام الذهبي التي يرتديها الأبطال المُنفذين للقانون بيدهم، |
- Tamam, arabada okurum. - İlginizi çekecektir. | Open Subtitles | جيد , سأقرأها فى السياره انها ربما ستثير أهتمامك |
Bir çeşit tatlıya ilginizi çekebilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني أن ألفت إنتباهكما إلى أحد أنواع التحلية؟ |