Ancak öğrendiğim bir şey var: sevgi, intihara meyilli birini, kendini yaralamasını engellemek için yeterli olsaydı, intiharlar çok nadir olurdu. | TED | ولكن هناك شيء قد تعلمته: إذا كان الحب كافيًا لإيقاف شخص ما يفكر بالانتحار من إيذاء نفسه، الانتحار بالكاد سوف يحدث. |
Acil servisten gönderdiler, bir binanın tepesinden atlayarak intihara teşebbüs etmiş. | Open Subtitles | جاء هذا الرجل من غرفة الطوارئ حاول الانتحار بالقفز من مبنى |
diyoruz. Şey, iki yıl önce bu benim problemimdi. Çünkü daha önce milyonlarca defa oturduğum yatağımın ucunda oturuyordum ve intihara eğilimliydim. | TED | قبل سنتين كانت هذه مشكلتي، لأنني جلست على حافة سريري المكان الدي جلست فيه ملايين المرات من قبل وكنت أرغب في الإنتحار. |
Size şu soruyu yöneltmek istiyorum: Eğer ailenizin bir üyesi, arkadaşınız veya sevdiğiniz biri intihara meyilli olsaydı ne yapardınız? | TED | سأطرح عليكم هذا السؤال : ماذا ستفعلون لو كان أحد أفراد أسرتكم أصدقاءكم ومن تحبون يحاول الإنتحار ؟ |
Korkunç derecede moralim bozulmuştu, ...ve intihara yeltenmeyi bile düşündüm. | Open Subtitles | شعرت بتمّكُن اليأس مني وتزايد إعتبار اللجوء للإنتحار |
Bir intihara yardım etmek mevcut yasalarımıza göre suç teşkil etmiyor. | Open Subtitles | المساعده في عمل عملية انتحار اختياريه لا تعد جريمه وفقاً للقوانين |
Hayata yenilen biri mi, intihara meyilli biri mi öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول فقط معرفةَ ما إذا كان يريد الانتحار أم أنّه محبط |
Bildiğim tek şey bir gece onu yalnız bıraktım ve o intihara kalkıştı. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أني تركتها ليلة واحدة وفي هذه الليلة حاولت الانتحار |
Araştırmalara göre intihara kalkışan 20 kişiden 19'u başarısız oluyor. | TED | الابحاث تظهر ان 19 من كل 20 شخص من المقدمين على الانتحار سوف يفشلون. |
İntihara eğilimliydim ve hayatıma yukarıdan şöyle bir baksaydınız beni intihara eğilimli bir çocuk olarak görmezdiniz. | TED | كنت أود الإنتحار، وإذا نظرتم لشريط حياتي، لن يخطر على بالك أنّ طفلا يفكّر في الانتحار. |
Abdüllatif'in bali çekme ve intihara teşebbüs geçmişi var. | TED | وعبد اللطيف له تاريخ من التخدير بشم البنزين ومحاولة الانتحار. |
İyi ruhları telepatiyle intihara sürükler. Çok tehlikeli. | Open Subtitles | :المُظلِم يجبر الأرواح الطيبة على الإنتحار بواسطة اقتراحات تخاطرية، خطيرة جداً |
Sevgili bay veya bayan, İntihara niyetli tekerlekli sandalye kullanıcıları olarak koşulların yetersizliğini protesto ediyorum. | Open Subtitles | الى من يهمه الأمر ، بالنيابة عن المعاقين الراغبين في الإنتحار |
Hava alanında mı? Küçük bir kızken olan bazı şeyleri hatırlamaya başlamış. Eve'in annesi intihara teşebbüs etmiş. | Open Subtitles | لقد بدأَتْ بتذكر أشياء من و هى كانت طفلة صغيرة حاولت والدة إيف الإنتحار |
Söylemiştim, poliçe intihara ödeme yapmıyor. | Open Subtitles | لقد أخبرتك , لن أحصل علي التأمين في حالة الإنتحار |
Bak, belli bir tür kara ışıklı olası beyaz ışıklıları intihara sürükler. | Open Subtitles | " هنالك نوع من " المُظلِمين يقود " المُضيئين " المُستقبليِّين للإنتحار |
Beslenme dengeleri bozulmaz, kimse intihara kalkışmaz. | Open Subtitles | ليست اضطرابات من الطعام ليست محاوله انتحار |
Bakalım kendine uygulamadığı intihara karşı orospu çocuğu nasıl tepki verecek. | Open Subtitles | ' دعنا نرى كم إبن العاهرة يرد إلى إنتحار الذي هو لم يؤدي نفسه. ' |
Kimden bahsettiğini biliyorum sanırım. İntihara meyilli, şiirler yazan tuhaf bir kız. | Open Subtitles | أعلم ما الذي تتحدثين عنه إنها فتاة كاتبة قصائد انتحارية وغريبة الأطوار |
Yabancılaşma ve depresyonun intihara kadar yolu var. | TED | التهميش والاكتئاب يمكن أن يؤديا للانتحار. |
Bunlar seni intihara meyilli hâle getiren mantıksız düşüncelerdir. | Open Subtitles | هذه أفكار لا تـُصدق ثم تتحول إلى إنتحارية |
intihara kadar sürüklüyor bu ilaç. | Open Subtitles | حاول الكثير الأنتحار في أحد تلك الولايات |
Ama, Dago, o intihar etmiyor, sadece intihara niyet ediyor. | Open Subtitles | انظر يا ديغو. لن ينتحر بل هو ينوي ذلك فقط |
O zamandır aklımda olan en büyük soru, seni neyin intihara sürükleyebileceği. | Open Subtitles | وكان هذا السؤال الأكبر في خاطري ... ما الذي سيجعلك تنتحر ؟ |
Parmağında 3 dakikalığına nişan yüzüğü vardı ve parmak intihara kalkıştı. | Open Subtitles | أعني ، أصبعك عليه خاتم خطوبة لثلاثدقائق، و حاول قتل نفسه. |
Elimizde beyaz, 30 yaşlarında, dördüncü katta intihara teşebbüs eden biri var. | Open Subtitles | حسناً. لدينا ذكر أبيض، في ثلاثينات العمر يهدّد بالإنتحار من الطابق الرابع. |
Ben profesyonellere bakınıyorum, intihara meyilli birkaç serseriye değil. | Open Subtitles | كنت أبحث عن محترفين، وليس حفنة من الأشرار الإنتحارية. |
Burada intihara meyilli olduğun ve yardım istediğin yazıyor. | Open Subtitles | مكتوب هنا أنك انتحاري و يجب أن تقيم بالمستشفى |