"istememişti" - Traduction Turc en Arabe

    • يرد أن
        
    • لم يرد
        
    • لم يقصد
        
    • تردني
        
    • لم ترغب
        
    • ترد أن
        
    • تكن تريد
        
    • يُرد
        
    • يشأ
        
    • يكن يريد أن
        
    • يكن يقصد
        
    • لم يكن يريد
        
    • لم تقصد أن
        
    Ya konudan haberdardı ya da renk vermek istememişti. Open Subtitles : لدرجة أننا بدأنا نتساءل هل كان يعرف بالأمر مسبقاً ؟ أم أنه لم يرد أن يُظهر رد فعل أو أعتبار لما توصلنا اليه ؟
    Benim hatam çünkü... Bir şey diyeyim mi? Bu arada, kardeşin de ona bulaşmak istememişti. Open Subtitles آسف، لأنّه حتى أخوك لم يرد أن يعبث به بالمناسبة.
    Önceden Sophie'yi de istememişti değil mi? Ama şimdi istiyor. Open Subtitles لم يرد صوفي قبل اليوم، لكنه أرادها الآن، لماذا ؟
    - Hey, onu öldürmek istememişti. - Enseme öksürüyordu. Open Subtitles هاي، هو لم يقصد قتله لقد كان يسعل على رقبتي
    Fakat Karma ondan kurtulmamı istememişti. Open Subtitles لكن العاقبة الأخلاقية لم تردني أن أتخلص منها
    Hayır, o konuşurdu, her zaman konuşurdu, ...ama bu videoyu izleyene kadar bunu gerçekten istememişti. Open Subtitles لا، تَكلّمت , لطالما كانت تتكلم لَكنَّها لم ترغب حقاًً في القيام بذلك إلا بعد مشاهدتها الفديدو
    Kalbinin derinliklerinde aslında hiç bir zaman cadı olmak istememişti. Open Subtitles في داخل قلبها لم ترد أن تصبح ساحرة أبداً
    Onu buraya zorla getirdim. Yapmak istememişti. Open Subtitles لقد جعلتها تأتى إلى هنا لم تكن تريد أن تفعل ذلك
    Biraz farklı hissettirse de, daha önce kimse benim gibi olmayı istememişti. Open Subtitles ..بالرغم من أنه شعور غريب لم يُرد أحد أبدا ً أن يكون مثلي
    Yıkılmıştı. Sizlerin bilmesini istememişti. Open Subtitles لم يكن يشأ أن تعرف الفتيات
    Yaptığın yasa dışı olduğu için de herhangi bir kayıt olmasını istememişti. Open Subtitles بما أنّ ما كنت تفعله غير قانوني، فإنّه لمْ يرد أن يكون هناك أيّ سجل له.
    Yani herhangi bir testi yapmamı istememişti. Open Subtitles أعني، فهو لم يرد أن أُجري له أيّة تحاليل
    Dharma, Greg o zamanlar ilişkimiz hakkında konuşmak istememişti. Open Subtitles (دارما)، إن (غريغ) لم يرد أن يتحدث عن علاقتنا في حينها
    Geçen gün seni aradı ya... Benle konuşmak istememişti hani. Open Subtitles لقد أتصل بك يوم أمس لم يرد ان يتحدث معي حتى
    Öncelikle şunu bil ki baban buraya gelmek istememişti. Open Subtitles أول شيء يجب أن تفهمه أنّ أبّيك لم يقصد الإنتهاء بهذا المكان
    Öncelikle şunu bil ki baban buraya gelmek istememişti. Open Subtitles أنّ أبّيك لم يقصد الإنتهاء بهذا المكان رغم انه فعلها مرّتين
    Dee gelmemi istememişti ama gizlice geldim ve arka sıraya oturup sadece gülümsedim. Open Subtitles دي لم تردني أن احضر لكني تسللت على أي حال ووقفت في الخلف وأنا مبتسم فقط
    O akşam dışarı bile çıkmak istememişti. Open Subtitles لم ترغب بالذهاب حتى في تلك الليلة
    Annen ölmek istememişti derken ne demek istediğini anlamadım. Open Subtitles لا افهم ما الذي تعنينه عندما قلتِ أنها لم ترد أن تموت
    Dinle, şu aptal oyuna katılmak istememişti. Open Subtitles انظر، هيا لم تكن تريد لعب .هذة اللعبة الغبية
    - Orada dur kurumuş Noel ağacımızı da dışarı taşımak istememişti... Open Subtitles -حسناً, أتعلم؟ لم يكن يُرد أن يُخرج شجرة الميلاد الميتة
    Kocam Donald'ın buraya gelmesini istememişti. Open Subtitles لم يشأ زوجي قدوم (دونالد) إلى هنا
    Hitler ilk başta bu krizin stratejik planının sonunu getireceğine inanmak istememişti. Open Subtitles ...هتلر" فى البدايه" ...لم يكن يريد أن يصدق أن هذه الكارثه... هى نهاية كل خططه الأستراتيجيه ...
    İşini ihmal etmek istememişti. Sadece bana nazik davranmak istemişti. Open Subtitles . لم يكن يقصد إهمال عمله حاول فحسب أن يبدو لطيفاً فـي نظريّ
    İhtiyacı olana kadar, etrafta bir erkek bulunmasını istememişti. Open Subtitles وقالت إنها لم يكن يريد رجل حول في الصباح، حتى انها في حاجة واحدة.
    Beni incitmek istememişti. Söylediklerimden hoşlanmadı. Open Subtitles هي لم تقصد أن تؤذيني هي لم يعجبها ما أقولة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus