Bazen, oraya gittiğinizde, hemen hemen bir hayal kırıklığı vardır. | TED | بعض الأحيان حينما تصل، هناك ما يقرب من خيبة أمل. |
Mars yerine Amerikan bayrağı olması biraz hayal kırıklığı mı yarattı? | Open Subtitles | إنها خيبة أمل أن تكون أميركية العلم بدلا من علم المريخ |
Ölümsüz olduğunda insanların nasıl değiştiklerini görmek hayal kırıklığı yaratıyor. | Open Subtitles | عندما تعييش للأبد سيكون مخيب للآمال أن ترى البشر يتغيرون |
Tüm hayal kırıklığı, korku ve yalnızlık, bir zamanlar hissettiğim ... | TED | اذ ان كل الإحباط والخوف والشعور بالوحدة والذي كنت أشعر به |
birer yetişkin olarak birbirimizi tanıyamadığımız için hayal kırıklığı duyuyorum. | TED | اشعر بخيبة امل انه لم يكن لدينا الفرصة لنتعارف كبالغين. |
Şu anda seni eve götüremediğim için düş kırıklığı yaşıyorum. | Open Subtitles | أنا محبط فقط لأنني لا أستطيع أخذك للمنزل في هذه اللحظة. |
Hayal kırıklığı için kusura bakma. Gelecek sefer, pencereden geleceğim. | Open Subtitles | حسناً ، انا اسف لتخييب ظنك في المرة المقبلة سأدخل من خلال النافذة ، حسنا ؟ |
Lemon ordövrlerde hayal kırıklığı yaşanmamasını garantiye almak için geldi. | Open Subtitles | أنه لتتأكد أتت ليمون الطعام في أمل خيبة يوجد لا |
Haklısın. Bizimkilerin 14 çocuğu var. Hatta birkaçı şimdiden hayal kırıklığı yarattı. | Open Subtitles | هذا صحيح انجب والداي 14 طفلا اثنين منهم كانوا خيبة امل هائلة |
Canım ya, şey hayal kırıklığı çok daha fazla seviyeye çıkmak üzere. | Open Subtitles | 42,765 ..حسنا إذا خيبة أمله على وشك ان تسوء 466 00: 20: |
Ama afet olmadı, çok büyük bir düş kırıklığı oldu. | Open Subtitles | لكنها لم تصبح جميلة، وهو ما كان مخيباً جداً للآمال. |
Kar ne kadar derinse avı tespit etmek o kadar zor olur ve bu çabanın ödülü hayal kırıklığı yaratabilir. | Open Subtitles | كلما كان الثلج عميقا ، و كلما كان من الصعب الكشف عن فريسة، ومكافآت للجهد يمكن أن تكون مخيبة للآمال. |
Hükümetin tüm bu olanları yapmış olması ve bizden gizlemiş olması büyük bir hayal kırıklığı. | TED | بالنسبة لي، أعتقد أنه من المخيب للآمال فعلا أن الحكومة قد قامت سرا بكل تلك الأشياء ولم تخبرنا. |
CA: Sizin konuştuğunuz bu dili seven, buradaki seyirciler gibi bir çok insanın yaşadığı hayal kırıklığı da bu bence. | TED | كريس: و لكنني أعتقد أنه الإحباط الذي يصيب الكثيرون، منهم الحاضرون هنا، هو الذي يجعلنا نتشوق إلى ما تتحدث عنه. |
Ve yine çok uzun zaman, bu çocuklar ve aileleri gereksiz hüsranlar ve hayal kırıklığı yaşamak zorunda kaldılar | TED | ولمدة طويلة, هؤلاء الأطفال وذويهم عانوا من الإحباط المفرط واليأس. |
Bu duygusal hayal kırıklığı ifadesini değiştirmek için ne gerekirse. | Open Subtitles | سأفعل أي شيء لتغيير هذا التعبير المليء بخيبة الأمل العاطفية. |
Bunu hep yapıyorum, son anda parti vermeye karar verip kimse gelmeyince de hayal kırıklığı yaşıyorum. | Open Subtitles | أنظم هذا في وقت متأخر جدا وانا محبط جدا لأنه لم يأتي احد لابأس، نحن نمرح |
Şimdi hayal kırıklığı yaşayacaksın, çünkü sadece şeker var. | Open Subtitles | حسناً، الآن سيكون ظنك خائب، لأنها مجرد حلوى. |
Düş kırıklığı için özür dilerim. Yaşayıp hayatın nimetlerini tadacaksın. | Open Subtitles | آسف أنني خيبت أملك، لكنك ستعيش لتستمتع بكل ثمار الحياة |
Senden ve senin küçülmenden hayal kırıklığı duyuyorum. | Open Subtitles | لقد خيبت أملي كثيراً بك, وبتفكيرك الصغير |
Hayal kırıklığı yaratmak istemem ama savaş bile var sayılmaz. | Open Subtitles | أكره أن أخيب أملك إذن ولكنها لا تعتبر حتى حربا |
Bazen teklifleri geri çevirmek, hayal kırıklığı yaşamaktan iyidir. - Başka birine teklif götürdün mü? | Open Subtitles | في بعض الأحيان أنه من الأفضل إيقاف تشغيل عروض، حتى لا يخيب. |
Gerçeğin arkasından koşmaları için onları cesaretlendirmem onları riske atmaktı -- zulüm ve hayal kırıklığı riskine. | TED | كنت بتشجيعهم لملاحقة الحقيقة اعرضهم للخطر خطر الاضطهاد، خطر تحطم قلوبهم. |
Şimdi, eğer Japonya'da bir iş yapmaya çalışıyor olsaydım bu sonsuz bir hayal kırıklığı olurdu. | TED | إن حاولت أن تبدأ عملك الخاص في اليابان، سوف يؤدي بك هذا الأمر إلى إحباط لا ينتهي. |
Hala kafasını sallıyor ve bunun kendi profesyonel kariyeri için bir hayal kırıklığı olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | وهو لا يزال يهزّ رأسه مردداً بأن ذلك أعظم احباط طوال مسيرته المهنية. |
Sürekli hayal kırıklığı yaratmanın bu kadar öngörü gerektirdiğini fark etmemiştim hiç. | Open Subtitles | لم أردك من قبل كمية التدبر التي تدخل في تخييب الآمال. |
Eve varınca nasıl bir hayal kırıklığı yaşayacağını düşünsene. | Open Subtitles | فكر فى كم سيخيب أمله عندما يصل الى المنزل |