"kaldırdı" - Traduction Turc en Arabe

    • رفع
        
    • رفعت
        
    • يرفع
        
    • ورفع
        
    • أزالت
        
    • رفعني
        
    • رفعوا
        
    • برفع
        
    • ألغى
        
    • ورفعت
        
    O anda, bana vurmak için tüfeği kaldırdı. Tereddüt ettiğini gördüm. TED رفع بندقيته في تلك اللحظة ليضربني، لكني رأيت أنه كان مترددًا.
    Hakem parmağını kaldırdı Hint Kaplanları bir kale daha aldı! Open Subtitles لقد رفع الحكم يده حصل النور الهنود على ويكت أخرى
    Gruba bir baktı ve şöyle dedi, pardon unuttum, önce elini kaldırdı, yumruğunu sıktı, ve gruba "Teşekkür ederim." TED كان يتطلع عبر المجموعة وقال- أولاً رفع يده، ونسيت ذلك- رفع يده، قابضاً إياها، ثم قال للفريق، "شكرا لكم.
    Başını kaldırdı ve yüzünü gördüm, merhaba dedim ve hemen, burun kemerinin üzerinde kırışıklık gibi bir şey fark ettim. TED رفعت رأسها للأعلى ورأيتُ وجهها، وقلت مرحبا ثم لاحظت مباشرةً شيئًا ما على طول أنفها تجعّد في جلدها
    Bana yalnızca iki kez el kaldırdı. İkisinde de içkiliydi. Ayrıca sevdalı bir ifadeyle ve şefkat dolu sözlerle yaptı. Open Subtitles ولم يرفع يدًا عليّ إلّا مرّتيْن، وفي كلتي المرّتيْن كان مخمورًا، وفعل ذلك بكلماتٍ مُحسنةٍ وابتسامةٍ متيّمةٍ بي.
    Yüzünü görebilmem için kafasını kaldırdı, böylece gözlerini görebildim. TED ورفع رأسه كي أرى وجهه، ولأستطيع رؤية عينيه.
    Bunu yaptığı zaman, baykuş kanadını kaldırdı ve ona salladı. TED وعندما قامت بذلك، رفع البوم جناحه ولوّح لها.
    İzleyicilerin yarısına yakını sol ellerini havaya kaldırdı. TED لقد رفع نصف الحضور يدهم اليسرى، لم ذلك؟
    Gözlerini kaldırdı ve baktı ve iki yabancının şehre geldiğini gördü. Open Subtitles و رفع عينيه و نظر رأى غريبين قادمين إلى المدينة
    Ve üçüncü günde İbrahim gözlerini kaldırdı ve uzaktan o yeri gördü. Open Subtitles ثم فى اليوم الثالث رفع إبراهيم عينيه ورأى المكان من بعيد
    Yanlız bi kere başını kaldırdı... ve konuşacakmış gibi yaptı. Open Subtitles رفع يده وكأنه يتوجه الي وتحرك وكانه كان يتكلم
    En sevdiğim kısım. "İyi doktor kötü adamı kulağından kaldırdı ve 'Görgü kuralı dersine ihtiyacın var! Open Subtitles هذا جزئي المفضل بحركة واحدة رفع الطبيب الوغد من أذنيه معلناً
    Karım bunu duyduğunda, bir taransta imiş gibi yüzünü kaldırdı. Open Subtitles عندما سمعت هذا رفعت زوجتى وجهها كما لو كانت فى غيبوبة
    25,00 doları verdim, ayakkabısının içine soktu ve eteğini kaldırdı. Open Subtitles عندها اخرجت الـ 25 دولارا فالتقطتها واضعة اياها في حذائها ثم رفعت التنورة
    Annem yastığı kaldırdı ve ses birden kesildi. Open Subtitles رفعت والدتي الوسادة وفجأة لم يعد هنالك ضجة
    Hanuman, maymun tanrı Lakshman'ı kurtarmak için bütün bir dağı kaldırdı. Open Subtitles هانومان.. الإله القرد يرفع الجبل لينقذ صديقه لاكشمان
    Arabaya gitti, tezgahın arkasındaki eleman kafasını kaldırdı... Open Subtitles وذهب للسيارة وهذا الولد الذي خلف الكاونتر يرفع رأسه
    Gözlerinden yaşlar damlıyordu. Elini şu şekilde kaldırdı ve... "Biliyordum! Open Subtitles والدموع تنهمر على وجهه ورفع يده ناحيتى هكذا
    Teknoloji engelimi ortadan kaldırdı ve bana yeni bir tırmanma hüneri verdi. TED التكنولوجيا أزالت عجزي ومنحتني براعة تسلق جديدة
    Beni yerden havaya kaldırdı ve kanepeye fırlattı. Open Subtitles رفعني من على الأرض، و رماني على الأريكة.
    Sonra birden herkes kadınla konuşmak için ellerini kaldırdı, ...gerçekte kadının aracılığıyla dünyadan göçmüş sevdikleriyle konuşmak için. Open Subtitles وكلهم رفعوا أيديهم ليرغبوا في التحدث إلى المرأة في الواقع .. يتحدثون لأحبتهم الموتى من خلالها
    Ancak o zaman, tel gibi tüylerinin evrimleşmesinden belki de 50 milyon yıl sonra, tüyler bu dinozorları gökyüzüne doğru kaldırdı. TED عندئذ فقط، ربما خمسين مليون سنة بعد أن تطور الريش المبكر الأول، قام الريش برفع تلك الديناصورات في السماء.
    Altıncı Bölüm hit dört Zabıta için başlıkları ortadan kaldırdı. Open Subtitles القسم ستّة ألغى ألقاب الشرطة الأربعة الكبار.
    Sonra kapıyı kapatıp bluzunu kaldırdı. Ne? Open Subtitles عندها أغلقت الباب ورفعت قميصها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus