Bu kadının her şeyden önemli olduğuna... karar verdiğin zaman kaybetmiştin. | Open Subtitles | لقد ذهبت عندما قررت أنها كانت مهمة أكثر من أي شيء |
karar verdiğin zaman ve her ikimizde içip, kimin haklı kimin ölü olduğunu anladığımızda müsabaka biter. | Open Subtitles | انتهت عندما قررت أنت و كلانا سيشرب و سنكشف من منا على حق و من سيموت |
Endişelenmemeye karar verdiğin andan daha endişeli görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تبدو أكثر قلقا الآن مما كانت عليه عندما كنت قررت التوقف عن القلق. |
Beş, on ya da bilmem kaç yıl sonra buraya geliyorsun, ve bugün senin bırakmaya karar verdiğin gün olduğu için, tüm dünyanın durması mı gerekiyor? | Open Subtitles | تدخل هنا بعد خمسة عشرة أو مهما كان عدد السنوات ولأنك اليوم قررت الأقلاع عنها يجب أن يتوقف العالم بأسرة |
Senin için benden nefret etmenin ne kadar önemli olduğunu karar verdiğin zaman haberim olsun. | Open Subtitles | لذا إن قررتِ كم هو مهم لكِ أن تكرهينني أخبريني بهذا فقط |
Sen Storybrooke'da kalmaya karar verdiğin zaman ben oradaydım. | Open Subtitles | هناك كنت. ''عندما قرّرتِ البقاء في ''ستوري بروك. |
Beş yıl önce St. Petersburg'a gelmeye karar verdiğin zaman senden çok korkmuştum, sen evlenene kadar bu beni rahatsız edecekti. | Open Subtitles | لقد ارتعت منك عندما .. منذ 5 سنوات قررت أن تأتي إلى سانت بطرسبرج |
Hayır, sen karar verdin. Tıpkı oğlumuzun bir kız olduğuna karar verdiğin gibi. | Open Subtitles | لا أنت التي قررت مثلما قررت أن أبني فتاة |
Gelmeye karar verdiğin için çok memnunum, küçük kızkardeş, bence senin için iyi olacak. | Open Subtitles | أنا سعيدة جداً بأنك قررت أن تحضري يا أخيتي أعتقد بأنه سيكون مفيداً لك |
Hayır, bu özel günü benimle paylaşmaya karar verdiğin için müteşekkirim. | Open Subtitles | لا أنا شاكر لأنك قررت أن تشاركني هذا اليوم المهم |
Durumum hiçte iyi değildi. Çocukları göremeyeceğime karar verdiğin gün, polisi aradım. | Open Subtitles | ذات يوم عندما قررت أننى لا يمكننى رؤية الأطفال و قمت بإستدعاء البوليس |
İkinci olarak, penis sahibi olmaya karar verdiğin an bu konuşmanın dışında kaldın. | Open Subtitles | ثانياً، فقدت حق المشاركة بهذه المحادثة في اللحظة التي قررت فيها أن تنمي فيها قضيباً |
İlk iş olarak yapmaya karar verdiğin şey şehrin en büyük uyuşturucu çetesinin peşinden gitmek miydi? | Open Subtitles | وأول أمر قررت عملههو مطاردة أكبر منظمة مخدرات في البلدة ؟ |
Öyleyse bu biyografimi yazmamaya karar verdiğin anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | أهذا يعني أنك قررت عدم كتابة سيرتي الذاتية؟ |
Herhangi bir şey ters giderse Tanrı'ya yeminler olsun ki avukatlığın yüz karası olmaya karar verdiğin güne lanetler okuyacaksın. | Open Subtitles | و إذا حصل أي شيء خطأ أقسم لك أنك ستندم على اليوم الأسود الذي قررت فيه أن تصبح محامياً |
Kendi hükümetinden mal çalmaya karar verdiğin gün korkuyla yaşamaya başladın. | Open Subtitles | لقد أصبحت حياتك مخيفه عندما قررت ان تسرقي من حكومتك |
Beni enayin olarak kullanmaya karar verdiğin gece benden tam anlamıyla aptal olmamı istedin. | Open Subtitles | من الواضح أنك أردتني أن أكون غبية في تلك الليلة التي قررت أن تستعملني وكأني مغفلة |
Ama bunun ona söylemeye karar verdiğin gece olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | ولكنك قلت انها الليلة التي قررت اخباره بالأمر |
Umarım Joker davasında beraber çalışmaya karar verdiğin için aramıza dönmüşsündür. | Open Subtitles | آمل أن تعود لأنك قررت العمل معا على قضية جوكر. |
Tıpkı oğlumuzun bir kız olduğuna karar verdiğin gibi. | Open Subtitles | تماماً كما قررتِ أنّ ابننا فتاة |
Yasaklama emri çıkarmaya karar verdiğin için geri çekilmeyeceğim. Bu hiç-- | Open Subtitles | ــ بسبب أنّك قرّرتِ أن تحرّري أمر تقييدي ــ هذا , هذا ليس |
Sarışın, ilk defa çeneni kapatmaya karar verdiğin an bu olamaz. | Open Subtitles | لا تتخذي من هذه اللحظة الوقت الوحيد الذي تقررين فيه الصمت. |