"karmaşık bir" - Traduction Turc en Arabe

    • معقد
        
    • تعقيداً
        
    • معقّد
        
    • مُعقد
        
    • معقّدة
        
    • معقدة
        
    • متطور
        
    • تعقيدًا
        
    • المعقد
        
    • معقداً
        
    • مُعقدة
        
    • تعقدت
        
    • تعقيدا
        
    • يجعلوكم تضيعون
        
    • مُتقنة
        
    Şimdi, karmaşık bir sosyal sistem planlaması yapmak zor bir iştir ve size bir hikaye anlatmama izin verin. TED نعلم جميعا أن تخطيط أي نظام اجتماعي معقد هو من الصعوبة بمكان واسمحوا لي ان أسرد لكم القصة التالية.
    Ve kimyasal olarak karmaşık bir evrende, daha fazla şey yapmak olasıdır. TED و في كونٍ أكثر تعقيداً كيميائياً، يمكن صنع أشياءً أكثر.
    Yumurta ise güzel ve karmaşık bir şey ve çok daha karmaşık şeyler üretebilir. örneğin tavuklar. TED البيض شيءٌ جميلٌ و معقّد يمكن له أن يكون مصدراً لأشياء أكثر تعقيداً، كالدّجاج مثلاً.
    Modern dünya, karmaşık bir yer. Bazen çocukların bazı gerçeklerden korunması gerekir. Open Subtitles العالم الآن مُعقد جدًا واحيانًا يجب علينا كتم بعض الحقائق عن الأطفال
    Her şeyi bildiğimizi sanıyorduk ama birkez daha, çok karmaşık bir duruma bakıyorduk. Open Subtitles إعتقدنا بأنّنا عرفناه كلهّ لكن ثانية ، كنّا ننظر في حالة معقّدة جدا
    Bence, bu ufak değişiklikler bize bu artırılmış büyük değişikliklerin altında gelişmekte olan karmaşık bir hesaplama olduğunu gösteriyor. TED إذاً هذه التغييرات الصغيرة أعتقد أنها.. تشير إلى أن حسابات معقدة هي التي تؤدي إلى إحداث وتضخيم هذه التغييرات.
    Nerede olursa olsun Technodrome'u takip edebilecek karmaşık bir mekanizma yaptık. Open Subtitles فلقد صنعنا جهاز متطور يمكننا من تحديد مكان التكنودروم أينما كانت
    Bu ışık beneğinin daha karmaşık bir türü, yassı solucan olan planaryada bulunur. TED مثال أكثر تعقيدًا من بقعة الضوء هذه ويمكن العثور عليها في دودة مسطحة،
    Beynimizin foksiyonu kadar karmaşık bir şey ise binlerce genin etkileşiminden şekilleniyor. TED والشيء المعقد هو أن وظيفة أدمغتنا تتشكل عن طريق تفاعل آلاف الجينات.
    Bir garajı kreşe çevirmenin karmaşık bir iş olduğunu sanırdım. Open Subtitles و أنا من ظننت تحويل المرأب إلى حضانة سيكون معقداً
    Bu örnek Uganda'da yaptığımız bir çalışmadan, haberleşme cihazlarını ortak kullanan insanların bu cihazları nasıl kullandığı hakkında daha karmaşık bir örnek. TED هذا المثال معقد إلى حد ما، وهو من دراسة قمنا بها في أوغندا عن كيفية استخدام هذه الأجهزة بين الأشخاص الذين يتشاركونها.
    Ben bu diyagramı seçtim çünkü çok karmaşık bir görüntüsü var, TED وأنا أخترت هذا لأنه معقد وأنه يبحث الفوضى ، أليس كذلك.
    Bu küçük radyo son derece karmaşık bir tek yönlü sinyal cihazı. Open Subtitles هذا المذياع الصغير هو جهاز معقد يستعمل من جهة واحدة لإيجاد الأمكنة
    Eğer buna ırk tarihini de eklersek, ki bu da ayrı bir konuşma konusu, bu sorun kat kat daha karmaşık bir hâle gelir. TED وإذا أردنا التحدث عن تاريخ العنصرية.. وهو موضوع يحتاج لمحاضرة كاملة أخرى.. فسيزيد الأمر تعقيداً.
    Hangisini?" Şimdi düşünün.Bu karar hastayı kalça nakline gönderme konusunda bir karmaşa yaratmıyor. Ama hastayı geri çağırmak, birden daha karmaşık bir hal alıyor. TED الآن فكروا بهذا. هذا القرار يجعل من السهل مواصلة المريض لعملية إستبدال الورك. لكن إرجاعه، فجأة يصبح أكثر تعقيداً.
    -Çok karmaşık bir meseleyi basite indirgiyorsunuz. Open Subtitles أنت تزيد في تبسيط أمر معقّد ألست كذلك سيناتور
    İyi arkadaşları olmak çok karmaşık bir durumdur. Open Subtitles إنه فقط معقّد.. أن تحصل على أصدقاء رائعين.
    Çünkü insan aklı, çok parçalı, karmaşık bir sistemdir ve bu parçaların bazıları diğerlerini engeller. TED ذلك بسبب أن العقل البشرى هو نظام مُعقد مكون من أجزاء كثيرة , وبعض هذه الأجزاء يستطيع أن يكبح الأجزاء الأخرى.
    Amy, bu iyiye işaret çünkü bayağı karmaşık bir cümle kurmuş. Open Subtitles أوه، أيمي، ذلك إشارة عظيمة، لأن ذلك يعتبر جملة معقّدة جداً.
    Gerçekten de bir halat düşünün. Dalagalarda karmaşık bir yapısı vardır. TED إذن حرفيا، تفكرون في حبل. له بنية معقدة في طريقة نسجه.
    Liseyi bırakmış biri, karmaşık bir meth laboratuvarı kurmayı nasıl biliyor? Open Subtitles كيف يعلم منسحب من المدرسة الثانوية كيفية إنشاء معمل متطور للمخدرات؟
    Ancak bu sohbet, daha zor sorular sorulması gerektiğinde biraz daha karmaşık bir hâl alıyor. TED ومع ذلك، فإن المحادثة تصبح أكثر تعقيدًا قليلًا عندما يصبح من الضروري طرح أسئلة أكثر صعوبة
    karmaşık bir dünyada var olan karmaşık sorunları çözemeyiz demeye çalışmıyorum. TED ولا احاول ان اقول انه من غير الممكن حل المشكلات المعقدة في هذا العالم المعقد
    Reçeteciler beni karmaşık bir hasta gibi görmüşlerdi, özel bakıma, ağrı kesicilere ihtiyacı olan biri. TED المشخصّون، اعتبروني مريضاً معقداً يحتاج لرعاية خاصة، ربما من مسكنات الألم.
    Sengi, avını en kolay şekilde avlamasını mümkün kılan karmaşık bir yol şebekesi oluşturmuş. Open Subtitles صنعت شبكة مُعقدة من المسارات، تُمكنها من اصطياد فريستها الحشرية بفعالية تاّمة.
    Gün boyunca kötüye giden hava koşulları beklenmeyen bir insan etkisiyle daha da karmaşık bir hal aldı. Open Subtitles احوال الطقس تدهورت تعقدت الآن بسبب عامل بشري غير متوقع
    Bunun yerine, biraz daha karmaşık bir şeye bakmayı tercih ediyor olabiliriz. TED بدلا من ذلك قد نكون بحاجة لاختيار شيء أكثر تعقيدا بقليل لنحلله.
    İlginizi kanıtlardan çekmek için, sizi karmaşık bir yola sürüklüyorlar. Open Subtitles بمحاولة منهم لإبعادكم عن هذه الأدلّة، فهم يحاولون أن يجعلوكم تضيعون.
    Tabii, çünkü karmaşık bir kumpas olma ihtimali senin fotoğrafı, ağzı açık bir mürekkebin yanına bırakmış olmandan daha muhtemel. - Sağ ol! Open Subtitles أجل, لأن حُدوث مؤامرة مُتقنة هو أكثر رجوحاً من تركك للصورة بجانب زجاجة حبر مفتوحة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus