2018'de, büyüyen müzik şehirleri çok sık kazara olmuyor ve olması da gerekmez. | TED | في عام 2018، لا تتواجد مدن الموسيقى المزدهرة ولا يجب أن تتواجد بالصدفة. |
Yani bu yüzden gitmeye hazır olduğumu düşünerek tamamen net olabilirim fakat kazara bir dokunaça dokunuyorum ve yanlışlıkla kendimi şokluyorum. | TED | وهكذا يمكنني أن أكون واضحًا تمامًا، التفكير بأنني مستعد للبدأ، لكن عن طريق الخطأ ألمس المجس وبدون قصد أقوم بصدم نفسي. |
Her yıl kostümle kazara yakışıklı olmaya ne kadar çaba harcadığını merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسائل كم بذلت من الجهد لتجعل من نفسك وسيماً بالخطأ لزي كل سنة |
Başka bir olayda, kazara Washington D.C.'deki bütün konuşmaları dinlediler. | TED | في حادثة أخرى هم إخترقوا كل المكالمات في واشنطون دي سي عن طريق الخطاء. |
kazara oldu. Kucağına oturmak istememiştim. | Open Subtitles | معذرة ، لقد كان حادثاً لم أقصد الجلوس علي حجرك |
Uçakla taşıma sırasında kazara patlamaması için durma mekanizması var. | Open Subtitles | تمنع القنبلة من الانفجار عرضياً ينما يتم نقلها في الطائرة |
Biliyorum efendim. Ama belki Bay Smith kazara da olsa haklıdır. | Open Subtitles | أعرف ذلك يا سيدي لكن ربما يكون السيد سميث محقا بالصدفة |
Bu sabah yine sıcaktı. ben de kazara pencereyi açık bıraktım. | Open Subtitles | لقد كان الجو حاراً ايضا هذا الصباح فتركت الشباك مفتوح بالصدفة |
Baba olmaya hazır değildim, annen de kazara hamile kalmıştı. | Open Subtitles | لم أكن مُستعداً لخوض تجربة الأبوه، و والدتك حملت بالصدفة. |
Çünkü ben ofisine girdiğimi, kanıtları bulduğumu ve kazara kapıyı açık unuttuğumu ve kim olduğu bilinmeyen biri tarafından dayak yediğini sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد بأنني اقتحمت مكتبه ووجدت الادلة ثم تركت بابه مفتوحاً من دون قصد بعد ذلك اعتدى عليه شخصا ما و قام بضربه |
Ama hayatta kalmak için, larvanın bol bol ışığa ihtiyacı var ki bu da, besi hayvanı otlandığında kazara oluşuyor. | Open Subtitles | على العموم، حتى تنجو تحتاج اليرقة للكثير من الضوء والذي يحدث عادة عندما تقوم المواشي عن غير قصد برعي الأعشاب |
Hatta yere bile düşürdüm. Ama bir kez bile cihaz kazara sıfırlanmadı. | Open Subtitles | وأسقطته حتى، لكن ولا مرة لم يعد الجهاز للوضع الأصلي دون قصد. |
Bir gün hücre arkadaşım bana okusun diye gazetenin spor sayfasını almak için koşturdum. Ve kazara işle ilgili bölümü açtım. | TED | ذات يوم اندفعت لأحصل على صفحة الرياضة من الجريدة ليقرأها لي رفيقي في الزنزانة، ولكني بالخطأ أخذت صفحة الأعمال |
Bakın, birisi ihtiyarın cüzdanını kazara alıvermişse geri versin de boş yere başımız ağrımasın! | Open Subtitles | إن كان أحدكم قد أخذ محفظة العجوز بالخطأ فاليردها ولن نحاسبه |
kazara ölmeseydi suyu bulacaktı. | Open Subtitles | لقد وجد الماء بعد ذلك فعلاً ولكن حادثة موته جعلته لا يصل إليه |
- Ama olay yerinde bulunan adli delili kazara yok ettiğini, sonra da müvekkilim aleyhinde kullanılacak şekilde tahrif ettiğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | لكنك تعرف بأنها عن طريق الخطأ دمرت أدلة الطب الشرعي التي تم جمعها من مسرح الجريمة وبعد ذلك حرفتها لتوريط موكلي |
Ahh? Seni şurda kazara vursam nasıl olur acaba? | Open Subtitles | حادثاً ، ماذا لو أطلقت عليك وأقول كان حادثاً |
Her gün insan vücudu belirli insanların kazara kötü şartlara dayanıklı yapan ve kazara gerçekleşen mutasyonlarla evrimleşiyor. | TED | ويتطور الجسم البشري في كل يوم بواسطة طفرات عرضية تسمح بدورها عرضياً لبعض البشر بأن يعيشوا في أوضاع مزرية. |
Ben de, 'nasıl oldu da, ayağın kazara Emilio'nun kavanozuna girdi,' diye sordum. | Open Subtitles | فسألتها مباشرة وكيف لقدمك أن وجدت طريقها مصادفة إلى إناء السمكة الزجاجي ؟ |
kazara ölmek vardır, kendini öldürmek vardır, bir de başkasını öldürmek vardır. | Open Subtitles | فثمة حادث موت عرضية و ثمّة انتحار و أيضاً ثمة جريمة قتل |
Sonra babası da yüzme bilmediği için kazara boğularak öldü. | Open Subtitles | وثم مات. مات غرقاً بشكل عرضي لأنه لا يجيد السباحة. |
Ölümünün kazara olduğunu söylediler ama o ne yaptığını bilirdi. | Open Subtitles | قالوا موتها كان حادثا لكنها عرفت ما هي كانت تعمل. |
Seçmenlerin oy kullanmakla artık ilgilenmemeleri kazara olmuş bir olay değil. | TED | ولم يحدث هذا صدفة أي عزوف الناخبين عن التصويت بعد الآن |
Burada bir kaçak bulduk ancak kazara buraya geldiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | ولكن لا أظن أنّه وصل إلى هنا عن طريق الصدفة. |
Flört etmek için daha iyi, öyle kazara olmayan dokunmalar, öpüşmeler. | Open Subtitles | إنه أفضل للمغازلة. ليس لمس غير مقصود, التقبيل , بدأت اللعبة. |