Gece gündüz korktuğum bizim çocuklarımız... Sizin ve benim çocuklarımız... | Open Subtitles | ما أخشاه ليل نهار هو على أولادنا أولادي و أولادكم |
Şu anda, en korktuğum şey, sana, göz kulak olamamak. | Open Subtitles | إن أكثر ما أخشاه الآن ألاَّ أكون قادراً على حمايتِكِ |
Benim korktuğum, eğer kardeşiyle kalmaya devam ederse başı gerçekten belaya girecek. | Open Subtitles | أنا فقط خائفة أنه لو بقي مع أخيه فسيقع في مشاكل حقيقية |
korktuğum şey, arkadaşın olmaktan korkuyorum, çünkü hep daha fazlasını isteyeceğim. | Open Subtitles | الحقيقة أنني أخشى أن أكون صديقك لأنني سأريد منكِ المزيد دائماً |
Ama korktuğum zamanlarda, buna ne kadar yakın olduğumu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكن هذا عندما كنت خائفاً التفكير في كيفية إغلاق مجيئي |
Uzatma falan olmaz. Tek korktuğum şey bu. | Open Subtitles | لنيكونهناكأيعملإضافي , ذلك هو الشيء الوحيد الذي أخافه |
korktuğum tek düşman doğa. Savaş talimatları efendim. | Open Subtitles | العدو الوحيد الذى أخشاه هو الطبيعة أوامر المعركة ، سيدى |
O uçarken, korktuğum tek an buydu. | Open Subtitles | كان الوقت الوحيد الذي أخشاه عندما كان يطير |
Gece gündüz korktuğum şu: Çocuklarımız. Sizin ve benim çocuklarımız var. | Open Subtitles | ما أخشاه ليل نهار هو على أولادنا أولادي و أولادكم |
İşte bu beni yapmaktan korktuğum diğer saçmalıklardan daha fazla korkuttu. | Open Subtitles | وهذا ارعبني اكثر من كل الهراء التي كنت خائفة منه |
Daha önce yakalanmaktan korktuğum için yapmak istemiyordum. | Open Subtitles | لقد اردت ان ارحل من قبل اللعنة .. كنت خائفة من أن يمسكوا بي |
Daha önce yakalanmaktan korktuğum için yapmak istemiyordum. | Open Subtitles | لقد اردت ان ارحل من قبل اللعنة .. كنت خائفة من أن يمسكوا بي كان ذلك هو السبب الوحيد |
korktuğum odur ki yabancıların mevcudiyeti .konuşmadığımız kişileri üzerimize çekecektir. | Open Subtitles | أخشى أن وجود الغرباء سيجذب هؤلاء الذين لا نتحدث عنهم |
korktuğum odur ki yabancıların mevcudiyeti .konuşmadığımız kişileri üzerimize çekecektir. | Open Subtitles | أخشى أن وجود الغرباء سيجذب هؤلاء الذين لا نتحدث عنهم |
korktuğum şeyleri ne isimlendirebiliyorum ne de bir şeye yöneltebiliyorum. | Open Subtitles | وجدتُ نفسي خائفاً من أشياء.. لا أستطيع تسميتها أو تحديدها |
Galiba o dileği dilemekten korktuğum için resim yaptım. | Open Subtitles | من المفترض أن أرسُم الشخص الذي كُنْتُ أخافه لكي أنال منه |
korktuğum gibi, kaçamağım başbelası olmuştu. | Open Subtitles | كما خشيت, تحولت علاقتي القصيره إلى ألم بالعنق |
Uçup gitmesinden korktuğum için, bir ağaçmışım gibi yapmaya başladım. | Open Subtitles | كنت خائفا أن يطير بعيدا لذا فقد إدعيت نفسي شجرة |
Arabaya gelince ehliyetim var ama önüme aniden bir şey çıkacağından korktuğum için gerek yok. | Open Subtitles | بالنسبة للسيارة لدي رخصة السياقة لكنني اخاف ان يظهر شيء فجأة لذا لا احتاجها |
Onlara, ne kadar korktuğum önemli değil, yanımda hissettiğimi söyle. | Open Subtitles | أخبريهم بأنني أحسست بأنهم معي بغض النظر عن مدى خوفي |
Gerçekten korktuğum bir şey olursa, daha fazla dinlerim diye düşündüm. | Open Subtitles | أدركت أنني سأستمع له أكثر إذا تخيلت شيئاً أخاف منه حقاً |
korktuğum gibi. McLeod'un adamları onun oraya takılıyor. | Open Subtitles | هذا ماكنت اخشاه ، رجال ماكلويد يتسكعون حول مكانها |
Günün birinde hayatlarımızı alt üst edeceğimden korktuğum için... bir B planı yapmıştım. | Open Subtitles | كنت اخشى دائما ان افسد الامور لذا كنت قد وضعت خطة اختياطية |
Tamam, çok büyük bir yatırım şirketinde çalışıyorum fakat şu ana kadar daire zamanına geç kalıp kızımın anaokulu öğretmenine yakalanmaktan korktuğum kadar korkmadığımı söyleyebilirim. | Open Subtitles | ؟ أستطيع أن أقول إنني أعمل شركة استثمارية قوية جدا؟ ولا شيء يخيفني أكثر مما كنت أنب المعلم ابنتي. |
Bir an, Victor'un bizimle yaşamaya başladığı andan beri korktuğum şeyin başımıza geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | للحظة صدقت مخاوفي منذ أن أتى فيكتور للعيش معنا تخيلاته للحرية في الحقول انتصرت |
Karımın ona bakışında oğlumu gördüğümde en çok korktuğum şeyi gördüm. | Open Subtitles | كيف كانت تنظر إليه، رأيت فيها ما خشيته على نفسي حين رأيته... |