Şimdi de korkunç bir şey olmasından ve ayrılmamızdan korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى الآن أن يحدث شيء فظيع وأن نفترق بشكل ما |
Böyle korkunç bir şey yaşamak onları daha da güçlendirebilirmiş. | Open Subtitles | أن المرور في شيء فظيع يمكن حتى أن يجعلهما أقوى. |
Babannemsiz uyanmak korkunç bir şey. | Open Subtitles | ياله من أمر فظيع أن أستيقظ دون وجود جدتي |
- Size çok kızdım. - korkunç bir şey oldu. | Open Subtitles | عندما أكون غاضبة , فأننى غاضبة لقد حدث شيئاً فظيعاً |
Bunu daha önce çok söylediğimi biliyorum ama evimizdeki küçük bir kıza gerçekten çok korkunç bir şey yapılmış. | Open Subtitles | أعلم أنني قلت هذا العديد والعديد من المرات من قبل لكن هناك شئ فظيع حدث لفتاة صغيرة في منزلنا |
Ne yaptık bilmiyorum ama korkunç bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا اعرف ماذا فعلنا لكنه يجب أن يكون شيء رهيب |
korkunç bir şey. Anlamıyorum. Neden oraya okul gezisi olsun ki? | Open Subtitles | هذا فظيع, لا أفهم لماذا قد تذهب المدرسة برحلة إلى هُناك؟ |
Fakat başına korkunç bir şey geldi ve herkes yanındaydı. | Open Subtitles | لكن هناك شيء فظيع حصل لك و جميعهم كانوا هُناك |
Diyelim ki tanıdığım ve bana yakın biri, gerçekten korkunç bir şey yaptı. | Open Subtitles | نفترض أن أحد الأشخاص وكنت أعرف، شخص قريب لي، فعل شيء فظيع حقا، |
Bence baskı, tedavi kadar etkili değil ve bence korkunç bir hastalığa sahip bir başka insan üzerinde böyle bir güç kullanmak korkunç bir şey. | TED | لا اعتقد أن الإكراه فعّال كعلاج و اعتقد أن استخدام الإكراه شيء فظيع ضد شخص مصاب بمرض رهيب |
korkunç bir şey. Kahrolası şey korkunç bir şey olmalı. | Open Subtitles | إنه شيء فظيع سأخبركم شيئاً فظيعاً، شيء لعين |
Sam, bunu kabul etmek korkunç bir şey, ama galiba... babandan boşanmamın nedenlerinden biri de... dolaptaki canavarlara hiç inanmamış olmasıydı. | Open Subtitles | سام، هذا شيء فظيع لإعتِراف به لكن أعتقد أنه أحد الأسباب التي طلّقتُ بها أبّاكَ لأنه لم يعتقدَ أبدا يوجد وحش في الحجرة |
Bundan haberim yoktu. Bence korkunç bir şey yapmışlar. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أي شيء عن ذلك أعتقد أنه أمر فظيع |
Biliyorsun, hayatım, çocukların aç dolaşmalarını... izlemek korkunç bir şey. | Open Subtitles | تعلم يا عزيزي، أنه أمر فظيع... أن تضطر لرؤية ابنائك وهم يجوعون |
Bizlerin tekrar korkunç bir şey yapma ihtimali yok mu hiç? | Open Subtitles | أليس هناك أي فرصة لكي لا يفعل شيئاً فظيعاً مجدداً ؟ |
Kardeşim, kocam onurunu kaybetmenin korkunç bir şey olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أختاه، زوجى يقول ان فقدان الكرامة شئ فظيع |
korkunç bir şey olmadan önce yedi saatimiz var. | Open Subtitles | أمامنا أقل من 7 ساعات قبل أن يحدث شيء رهيب بحق. |
korkunç bir şey. Anlamıyorum. Neden oraya okul gezisi olsun ki? | Open Subtitles | هذا فظيع, لا أفهم لماذا قد تذهب المدرسة برحلة إلى هُناك؟ |
- Şu andaki gibi korkunç bir şekilde beni çiğnemene rağmen karşıma korkunç bir şey çıkarsa tekrar dönüp kollarına yapışabilirim. | Open Subtitles | حتى و ان سحقتني بشكل فضيع لو ظهر شيء مخيف فجأة فسأحتمي بين ذراعيك |
Evet, evet, tabii ki. korkunç bir şey. Hemen durdurulmalı. | Open Subtitles | نعم ، نعم ، بالطبع إنه شىء فظيع يجب أن نضع حداً لهذا |
Milenyum Gözünü kaybetmiş olabilirim. Ama yine de korkunç bir şey olacağını görebiliyorum. | Open Subtitles | أحس بأن شيء سيء سوف يحدث رغم فقدانى لعين الالفيه |
Ben Lydia'nın da korkunç bir şey yaptığını düşünmüyorum. | Open Subtitles | ولا ارى بان ليديا قد فعلت اي شيء مروع ايضا. |
Bu korkunç bir şey, ama yinede gözlerinizi alamıyorsunuz! | Open Subtitles | هذا أمر مريع لكنك لاتستطيع أن تحيد بناظريك |
Bu adamları tanımıyorum ama korkunç bir şey yapmışlar. | Open Subtitles | لا أعرف هؤلاء الرجال ولكنهم قاموا بعمل فظيع |
korkunç bir şey yaptın Matt, korkunç. | Open Subtitles | لقد فعلت شيئا فظيعا يا ماثيو, شيئا فظيعا |
korkunç bir şey olduğunda yardım edilmiyorsa halk neye yarar? | Open Subtitles | ما هو المجتمع اذا لم يفترض منه المساعده عندما يحدث شيئاً مخيفاً |
Bu korkuyu üzerimden atamıyorum Sanki korkunç bir şey olacakmış gibi | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتخلص من الفزع أظن أن هنالك شيء فضيع شيحدث |