kuyruklu yıldız'dan aldığımız güç sayesinde hiç kimse Ateş Ulusu'nu durduramayacak | Open Subtitles | بالطاقة التي ورثتها من المذنب لا أحد سيستطيع إيقاف عشيرة النار |
Patlamasının umurumda olmadığını söylediğimde inansan iyi olur çünkü ben uzay boyunca uçan bir buz olacağım kuyruklu yıldız gibi. | Open Subtitles | لذا من الأفضل أن تصدق أنني لا أهتم إذا أنفجر الكوكب.. لأنني سأكون مجرد جليد يطفو في الفضاء مثل المذنب. |
Sadece yeterince kuvvet uygulanırsa, kuyruklu yıldız veya göktaşı gezegenin etrafında yörüngeye girer ve bir uyduya dönüşür. | Open Subtitles | إن كانت كافية، فإن المذنّب أو الكويكب يذهب ليدور حول الكوكب ويصير قمرًا جديدًا |
Fazla zamanımız yok. Bu yaz bir kuyruklu yıldız gelecek. | Open Subtitles | ليس لدينا الكثير من الوقت هناك مذنب سيأتي هذا الصيف |
Tek boynuzlu atları öldüren kuyruklu yıldız sırasında da uyumuştum. | Open Subtitles | سبق وغططتُ في النومِ أثناء دويّ سقوط مذنّب قتل وحيدي القرن. |
Bir noktada, donmuş bir kuyruklu yıldız derin uzayda belirdi ve o uydulardan birine çarptı. | Open Subtitles | في نقطة ما، اقترب مذنّبٌ جليدي من أغوار الفضاء وتهشّم في إحدى تلك الأقمار |
Ama halkla ilişkiler bölümümüz çoktan coşkuyla gidip üstünde yanlış kuyruklu yıldız isimleri olan 1000 adet mavi Delft porselen tabak yaptırmıştı bile. | TED | على أي حال، فإن قسم العلاقلات العامة، وفي خضمّ حماسته، كان بالفعل قد صنع 1000 طبق من الفخار الأزرق، وعليها اسم المذنب الخطأ. |
Bu seçtiğimiz kuyruklu yıldız 1959'dan beri güneş sistemindeydi. | TED | هذا المذنب بالذات كان داخل النظام الشمسي منذ عام 1959. |
kuyruklu yıldız üstündeki işaretlere baka baka dolaştık | TED | فقد تنقلنا عن طريق متابعة معالم محددة على سطح المذنب. |
Ve kuyruklu yıldız çarptığında, basınç karbon toplarını üretti ve o kuyruklu yıldız parçalarını yakalar. | TED | وعند ارتطام المذنب ينتج الضغط كرات البوكي وتطبق على أجزاء من المذنب. |
Örneğin, bir kuyruklu yıldız Güneş'e çarptığı zaman, Güneş hayatına olduğu gibi devam eder, ama kuyruklu yıldız buharlaşarak yok olur. | TED | على سبيل المثال، حين يضرب الشمسَ مذنب، تبقى الشمس كما كانت من قبل، بينما يتبخّر المذنب. |
Güneş sistemi boyunca seyahat eden bunun gibi bir kuyruklu yıldız tüm astronomik nesnelerin içinde en fantastik olanıdır. | Open Subtitles | رحلة المذنّب وهو يُبحر عبر النظام الشمسي هي أروع رحلات كافّة الجسيمات الفلكية |
Güneş sistemimizi doldurur ve bir kuyruklu yıldız daha hızlı Güneş'e doğru hareket etmeye başlayınca güneş rüzgârı daha da kuvvetlenir. | Open Subtitles | تملأ نظامنا الشمسي وبينما يبدأ المذنّب بالاقتراب أكثر نحو الشمس |
Hatta kuyruklu yıldız üzerinde bir noktadan diğerine gitseniz bile. | Open Subtitles | حتى لو انتقلتم من بقعة لأخرى على المذنّب |
Buradaki her bir bölüm tek bir asteroid ya da kuyruklu yıldız dünyamızın içine geliyordu geç ağır bombardıman zamanında. | Open Subtitles | كل واحدة من هذه السلسلة هنا هي كويكب أو مذنب منفرد تأتي إلى الأرض في وقت متأخر من التفجيرات العنيفة |
Bu kanıt Permiyenlerin sonlarını göstermek için kullanıldı, 250 milyon yıl önce bir kuyruklu yıldız bize çarptı. | TED | وقد استعمل هذا الدليل للإيحاء بأنه في نهاية العصر البرمي أي قبل 250 مليون سنة ارتطم بنا مذنب. |
Alışılmadık bir olay yazılmış. Bir kuyruklu yıldız şeklini parlayan bir yıldıza çevirmiş tıpkı 2000 yıl önce Bethlehem Yıldızı'nın yaptığı gibi. | Open Subtitles | تقارير بظواهر غير طبيعيه مذنب تغير شكله الى نجم لامع |
Her kuyruklu yıldız buz ve kayadan oluşan bir kaç mil çapında bir kütledir. | Open Subtitles | كل مذنّب كتلة متجمّدة من الصخور والجليد بعرض عدّة أميال |
Eğer bir kuyruklu yıldız Dünya'ya çarpmış olsaydı belki de 5, 6 mil çapında... | Open Subtitles | لو اصطدم مذنّبٌ بالأرض ربما بعرض خمسة أو ستة أميال |
Başka birisi ise şöyle dedi; "Peki ya yıldızın önünden geçip giden çok eliptik yörüngedeki büyük kuyruklu yıldız kümeleri?" | TED | حتى قال شخص آخر، حسناً، ماذا عن مجموعة ضخمة من المذنبات التي تمر بجانب هذا النجم في مدار بيضاوي الشكل؟ |
Çoğu kuyruklu yıldız ömrünün tamamını Güneş'ten milyonlarca mil uzakta hareketsizce, durağan bir şekilde basitçe bir şeyin olması için bekleyerek geçirir. | Open Subtitles | تقضي أغلب المذنّبات جُلّ عمرها بعيدة عن الشمس ببلايين الأميال ساكنة، خاملة |
Halkalı bir gaz bulutu, 3'lü bir yıldız ve bir kuyruklu yıldız olan bir sistem. | Open Subtitles | نظام مُحاط بحلقة غازية عملاقة نجم ثلاثى , ومذنب |
Bir trilyondan fazla kuyruklu yıldız güneş sistemimizin donmuş sınırlarında Güneş'in etrafında daireler çiziyor. | Open Subtitles | يدور أكثر من تريليون مذنّبٍ حول الشمس على حدود نظامنا الشمسي المتجمّدة |
Halley'nin bulabildiği en eski ve güvenilir kuyruklu yıldız gözlemleri Konstantinopolis'te Nikephoros Gregoras isimli Bizanslı bir gökbilimci ve keşiş tarafından, Haziran 1337'de yapılmıştı. | Open Subtitles | أول ملاحظة دقيقة لمذنب إستطاع هالي أن يجدها كانت قد تمت في القسطنطينية بواسطة نايكيفورس جريجوروس فلكي وراهب بيزنطي |
Önceki kuyruklu yıldız görevlerinde temel olarak alçaktan uçuş vardı. | Open Subtitles | المهمّات السابقة للمذنّبات كانت بالتحليق بجوارها |
Bir kuyruklu yıldız. | Open Subtitles | إنه شهاب |