Kuzey kutbu güneye gider ya da tam tersi güney kutbu kuzeye gider. | TED | القطب المغناطيسي الشمالي ينقلب إلى الجنوب ، والقطب المغناطيسي الجنوبي إلى الشمال وبالعكس. |
Bu yenilikçi akım, bizim Kuzey Küre'deki yenilikçi atılımların tam zıttı. | TED | الابتكار المُقتَصِد يتعارض تماماً مع الطريقة التي نبتكر بها في الشمال. |
Çünkü eğer Kuzey aşağıda olsaydı, dünya çok farklı bir yer olurdu. | TED | ذلك لأن العالم سيكون حتماً مكاناً مختلفاً، إذا كان الشمال في الأسفل. |
Ben Kuzey yakında baş yapacağım. Bize katılmak için bekliyoruz. | Open Subtitles | . سأتجه شمالاً قريباً ، مرحب بك أن تنضم إلينا |
İhtiyacın olan parayı aldın mı? Yine Kuzey'e gidecek misin? | Open Subtitles | هل حصلت على المال اللذي تريده، هل ستذهب للشمال ثانية؟ |
Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki sınırı geçmek neredeyse imkansızdı. | TED | من المستحيل تقريباً أن يعبروا الحدود بين كوريا الشمالية وكوريا الجنوبية |
Tek yapman gereken, sahile ulaşana kadar Kuzey'e doğru gitmek. | Open Subtitles | وكل ما عليك فعله هو الاتجاه شمالا لتصل الى شاطئنا |
Kuzey Amerika'nın batısında yaşıyorsak orman yangınlarında yanan çok büyük alanlar görüyoruz. | TED | وإذا كنا نعيش في الشمال الغربي لأمريكا، فنحن نرى معظم الغابات تحترق. |
Ama Kuzey Denizi'ni görmedim. Haydi gel, benimle kalırsın. Bir çaresine bakarız! | Open Subtitles | لكني لم أرى بحر الشمال تعال يمكنك أن تبقى معي، سنتدير الأمر |
Bu nedenle fırtınalarla mücadele ederek... kurtlarla dövüşerek, bunlaraı yaparken... Kuzey ışıkları nedeniyle gözlerimi kısmak zorunda kalarak Laponya'ya ilerledim! | Open Subtitles | فزحفت نحو هذا المكان البعيد عبر العواصف الثلجية وتصارعت مع الذئاب بالطريق أنظر لطريقي وأنا مغمض العين بسبب أضواء الشمال |
Hadi! Kuzey Denizi'ne sakladığınız bir uzay geminiz var. Sinyal gönderiyor. | Open Subtitles | لديكم سفينة فضائية مخبأة فى بحر الشمال وهي تقوم ببث إشارة |
Kuzey tarafı, etekleri meşe ağaçlarıyla dolu alçak dağlarla sınırlanmıştı. | Open Subtitles | يحدها من الشمال تلال منخفضة اسفلها الكثير من اشجار البلوط |
Kuzey yarımkürede yaz mevsimi sona ermesine rağmen burada yeni başlıyor. | Open Subtitles | قد بدأ الصيف ينتهي في الشمال و لكن هنا، فإنها يبدأ |
Eğer Kuzey nükleer silah geliştirmeyi bırakmazsa Güney de bu konuda çalışacak. | Open Subtitles | إذا لم يتخلى الشمال عن تطوير الأسلحة النووية الجنوب أيضاً سيقوم بتطويرها |
Kuzey - Güney Zirvesi'nin iptali haricinde, bir istekleri daha var. | Open Subtitles | بالإضافة إلى مطالب إلغاء القمة بين الشمال والجنوب هنالك مطالب أخرى |
Kuzey'de gelişme kaydedebilmek için, uzun zamandır ertelediğimiz planlar konusunda fikir birliğine varmalıyız. | Open Subtitles | كان يجب علينا أن نتفق بما يخص خططنا المتأخرة كثيرا للتقدم في الشمال |
Diğer yol ise Kuzey'den ilerlemek. Birkaç hafta sürecek zorlu bir yolculuk. | Open Subtitles | و الطريق الآخر عبر الشمال .. إنه أصعب و يأخذ عدة أسابيع |
Kuzey yakasında yaşadığınız, evinizin Osterbro'da olduğu doğru değil mi? | Open Subtitles | اليس صحيحا انك تسكن في الشمال ولديك شقة في اوستيربرو؟ |
Tahliye edilmişler ve bu gece Kuzey'e ailesinin yanında kalmaya gidiyorlarmış. | Open Subtitles | مالية ,وقد تم طردهم وقد توجت شمالاً الليلة للبقاء مع عائلتها |
Eyaletin ve ülkenin Kuzey sınırı Nepal'den ya da hemen güneydeki eyalet Jharkhand'tan gelmiş olabilir. | TED | يمكن أن تأتي من نيبال، شمالاً عبر الحدود، أو من جهاركهاند إلى الجنوب. |
Sade ve ucuz yenilik ile, Güney yarım küre Kuzey ile arayı kapatıyor hatta bazı durumlarda önüne geçiyor. | TED | مع الابتكار المُقتَصِد الجنوب العالمي هو فعلياً يلحق وفي بعض الحالات حتى يقفز للشمال. |
24 yıl önce hayatımdaki en ilginç gezilerimden birini Kuzey Kore'ye gerçekleştirdim. | TED | منذ 24 سنة ذهبت في أكثر رحلاتي إثارة للدهشة عبر كوريا الشمالية. |
Asırlar süren barış ve refah Demir Taht'ta oturan bir Targaryen ve Kuzey'in Koruyucusu görevinde bir Stark ile sağlandı. | Open Subtitles | عقودٌ من السّلام والازدهار (بجلوس فرد من آل (تارغيريان على العرشِ الحديديّ وبخدمة فرد من آل (ستارك) بكونه حامٍ للشّمال. |
Hedef güvende, güvenliği ayarlayın üç kişi Güney'de geri kalanları Kuzey'de. | Open Subtitles | تم تأمين الهدف , ضعوا بعض الحراسه جندي بالشمال و ثلاثه بالشمال |