| Şirketler için ise, müşterileri ve potansiyel müşterileri ile ilgili bilgi sağlar. | TED | ولكن بالنسبة للشركات، إنها تقدم رؤى حول الزبائن والعملاء المحتملين في الهند. |
| Biliyor musunuz, Elise Evi'ndeki hanımlar müşterileri için çıplak taklit gösterisi yaparlar. | Open Subtitles | أجل,أتعرفون في مايزون أليس تلعب السيدت لعبة الحزورات أمام الزبائن بلا ملابس |
| G, müşterileri böyle dövemezsin. İşletmemiz gereken bir işimiz var. | Open Subtitles | لا يجب أن تضرب الزبائن هكذا لدينا عمل نقوم به |
| Kendini bir şey sanıyor. İyi müşterileri kapmış, maden onda. | Open Subtitles | انه يجلس على قمة الهرم يأخذ أفضل العملاء وأفضل الأمكانيات |
| Sonuçta müşterileri o hafta kimle yatıyorsan ona aktaracak değilsindir zaten. | Open Subtitles | لا تستطيعين إعطاء زبائن جدد لمن تنامين معهم في ذلك الأسبوع |
| Patronunun eski müşterileriyle çalışan insanları. Hoşnut kalmayan eski müşterileri. | Open Subtitles | الذين اعمل لديهم هم عملاء لرئيسك القديم عميل سابق ساخط |
| Hangi günde olduğumuzu söyleyemez ama yıllar önceki müşterileri hatırlar. | Open Subtitles | لايمكنه اخباركم ماهو اليوم ولكنه يتذكر طلبات زبائنه لسنوات طويلة |
| Bugün müşterileri çekmek ve korumak, küresel ölçekte avantaj sağlamak, değer yaratmak daha zahmetli. | TED | فمن الصعب اليوم جذب الزبائن والمحافظة عليهم، أو بناء قدرات تجارية على المستوى العالمي، لخلق قيمة اقتصادية. |
| müşterileri bilgilendirmeye odaklandık çünkü değişimin buradan başlaması gerek. | TED | قمنا بالتركيز على زيادة وعي الزبائن اذ انهم أساس التغيير. |
| Yani demek istediğim, bundan neredeyse 6 yıl önceki bir çalışmada deniyordu ki, internet üzerinden ücretsiz iade hakkı, müşterileri daha fazla para harcamaya itebilir. | TED | أقصد، إنه فقط منذ 6 سنوات حيث رشحت دراسة أن عرض ردّ المنتجات مجانياً سيدفع الزبائن للشراء أكثر |
| Dolayısıyla, hiç beklenmedik bir şekilde, avladıkları balinalar tükenmeden müşterileri tükendi. | TED | و بشكل غير متوقع، نفذوا من الزبائن قبل أن ينفذوا من الحيتان. |
| Çalıştım zaten! En iyi müşterileri ile ilgilendim. | Open Subtitles | لقد عملت هناك ، و كنت أهتم بأرقى الزبائن |
| Rulet masasındaki görevli gibi hile yapmasınlar diye müşterileri izlersin. | Open Subtitles | و تكون كالشخص الذى يكون خلف عجلة لعبة القمار يراقب الزبائن ليتأكد أنهم لا يغشون فى اللعب |
| Tabii, onları işe al. İyi enerji müşterileri mutlu eder. | Open Subtitles | أجل , وقع معهم , عمل جيد لنجعل العملاء سعداء |
| Sen buraya gelmeden önce, ...şu anki tüm müşterileri ben getirdim firmaya. | Open Subtitles | قبل أن تتوظفي هنا، كنت أنا من حصل على كل هؤلاء العملاء. |
| Yeteneğini şirket için kullandı. İş gezilerine çıktı, müşterileri yemeğe götürdü, falan. | Open Subtitles | وما قام به للشركة هو التجول في الأرجاء واصطحاب العملاء لتناول الطعام |
| Bu davranış düzenleme imparatorlukları müşterileri çok hızlı bir döngüdeler. | TED | إن زبائن امبراطوريات التعديل السلوكي في دوامة هائلة. |
| Peki, Manya'nın müşterileri neden bu kadar mantıksızdı? | TED | لماذا تصرف زبائن مانيا على نحو غير منطقي؟ |
| Şu an iki motorlu bir uçakla gelen, olası müşterileri var. | Open Subtitles | كن سريعاً يا صديقي لديه عملاء محتملون يطيرون الآن |
| Steven ve müşterileri için büyük bir parti veriyorum. | Open Subtitles | لدي حفلة كبيرة لـ ـ ستيفنز ـ وبعضاً من زبائنه |
| Konuştuğu tek şey müşterileri... ve arada bir polisler işte. | Open Subtitles | الناس الوحيدين الذين يتحاور معهم هم عملائه و بين حينٍ وآخر الشرطة |
| İşini bitirdiğim tüm müşterileri tek tek dolaşıp, ...onları benimle alırım. | Open Subtitles | سأتّصل بكلّ زبون أغلقت له صفقة على الإطلاق و سآخذهم معي |
| Evet, kesinlikle. Bazen müşterileri bir şeyler alıyor. | Open Subtitles | بالتأكيد، أحياناً زبائنها يشترون لها بعض الأشياء |
| Müşteri Temsilciliği yapıyorum ama müdürümüz müşteri temsilcisinden çok müşterileri yönetmemizi istiyor. | Open Subtitles | كان العنوان القديم ممثل خدمات الحسابات ولكن قيل لنا بأن يجب ان ندير عملائنا وليس بخدمتهم |
| O yüzden adamlarımdan biri büyük müşterileri telefonla arıyor. | Open Subtitles | لذا لدي أحد رجالي يقوم بالبيع عبر الهاتف للزبائن الأكبر |
| Giysileri, müşterileri, mobilyaları, demirbaş eşyaları duvarlardaki dekorları üniformaları bile, yöneticileri, memurları, veznedarları hepsine ben karar vermiştim. | Open Subtitles | زبائنهم , الأثاث الديكـــــور على الجـــــدران حتى الأزياء الرسمية للحاجب للمديرين , للكتبة , للعمال أنا من قررته |
| müşterileri kandıramam. Bakire istiyorlarsa bakire alırlar. | Open Subtitles | أنا لا أخدع زبائني يطلبون عذراء يأخذون عذراء |
| müşterileri korkutmaktan vazgeç. Eve git ve geçmesini bekle. | Open Subtitles | توقف عن إخافة الزبناء عُد إلى منزلك واستريح |
| Güvenlik için, ilk kez gelen müşterileri önce hep bu odaya getiririz. | Open Subtitles | الان,من اجل السلامة نأتي با الزبون لاول مرة لتلك الغرفة |
| Önceki müşterileri arasında Estonya Büyükelçisi, ve Chicago Filarmoni'nin maestrosu da bulunuyor. | Open Subtitles | النزلاء السابقين بمن فيهم سفير استونيا و قائد فرقة شيكاغو هارمونيك الموسيقية |