| İlk başlarda Mimarinin bir hizmet işi olduğunu düşünürdüm. müşterilerin hoşuna gitmek gerektiğini falan sanırdım. | TED | وعندما بدأت كنت أظن بأن الهندسة نوع من أعمال الخدمات وبأنه يجب عليك إرضاء الزبائن وغير ذلك |
| müşterilerin yarısı önce 56 renkten birini sonra 4 vitesten birini seçecek. | TED | بحيث ان نصف الزبائن سوف ينتقلون من عدد الخيارات الاعلى ,56 لون سيارة, الى عدد الخيارات الاقل’ اربعة نواقل تروس |
| Çalışanlarının bu dönüşüme ayak uydurabilmesi için, ilk olarak çalışanlarının özelliklerin kullanımlarını ve müşterilerin yeni servisten memnuniyetlerini izlemelerini sağlayan yeni araçlara yatırım yaptılar. | TED | لتمكين موظفيها من تبني هذا التحول، أولاً استثمروا في وسائل جديدة تُمكن موظفيهم من مراقبة استخدام الخصائص وكذا مدى رضا الزبائن عن الخدمة الجديدة. |
| Şimdi müşterilerin bu tarafa müşterilere hizmet sunanlar bu tarafa geçmesini istiyorum. | Open Subtitles | . أريد العملاء على هذه الجهة . وخدمة العملاء على هذه الجهة |
| müşterilerin aletleriyle oynadığımı hayâl bile edemiyorum. | Open Subtitles | ولكن لا أتخـيل نفسي أقوم بتديك قضيب بعضـاً من زبائنك. |
| Seni çileden çıkaran müşterilerin olmadığını söyle bana. | Open Subtitles | قلي ان ليس هنالك زبائن يضايقون البول الذي يخرج منك بشكل يومي |
| Yani bu müşterilerin sen ne almalarını istersen alıyorlar mı? | Open Subtitles | إذاً هؤلاء عملائك ؟ مهما أرتديهم أن يشتروا , سيشتروه فحسب |
| müşterilerin davranış biçimleri de tamamen aynıydı. | TED | و كان تفاعل الزبائن أو الجمهور مماثلاً أيضاً. |
| Çocuklara kötü müşterilerin ya da kötü çalışanların nasıl olduğunu gösterin. | TED | أر طفلك الزبائن السيئة .. والمدراء السيئون |
| Düzenli müşterilerin kötü huyları ve tacizleriyle konuyu tamamlamıştık. | Open Subtitles | واكملنا الحديث عن عادات الزبائن والمزارات |
| müşterilerin dediği gibi ellerini senden uzak tutamıyor. | Open Subtitles | لا يمكنه ان يبعد يديه عنك هذا ما يقوله الزبائن |
| Böylesi müşterilerin hoşuna gidiyor. Kendilerini daha güçlü hissediyorlar. | Open Subtitles | هذا جيد ، هذا يعجب الزبائن هذا يعطي لهم الاحساس بالقوة |
| Asansörlerde, otobüslerde söylüyorum. müşterilerin önünde bile söylüyorum. | Open Subtitles | أغنّيها في المصاعد، الحافلات، أغنّيها أمام الزبائن |
| Akılcı düşünen tasarımcılardır ve tüm müşterilerin istediği şeydir. | TED | وهو ما يسعى اليه المصممون المحافظون ومجمل العملاء كهدف يجب الوصول اليه. |
| Ve bu konutlandırmayı Jane gibi müşterilerin perspektiflerini dikkate alarak tasarladılar, sorumluluk ve mesuliyet üzerinde ısrarla durarak. | TED | وأنها مصممة انها من وجهة نظر العملاء مثل جين نفسها، وتصر على المسؤولية والمساءلة. |
| Çalmaya değecek mücevherleri olan müşterilerin listesi. | Open Subtitles | عن قائمه العملاء هذه .. هناك مجوهرات تستحق السرقه. |
| müşterilerin tablo alman için bazen para vermiyorlar mı? | Open Subtitles | ان زبائنك احيانا يعطونك اموالهم لتشترى لهم اللوحات, اليس كذلك ؟ |
| Bu tutuklama müşterilerin ve çalışanların için bir gösteri işleri senin için kolaylaştırmak için. | Open Subtitles | أنت تعرف أن القبض عليك ليس حقيقياً بل أنه من آجل زبائنك وموظفيك لأسهل الأمور عليك فحسب |
| Ama müşterilerin bekliyor. | Open Subtitles | ـ هناك زبائن ينتظرونك ـ إننى لا استطيع اليوم .. |
| Tüm müşterilerin Japon olduğu sürece senin o hoş sarışın çevirmeninin sözüne karışmamayı unutma. | Open Subtitles | ما دام كل عملائك يابانيين فلا تنس مكافأة مترجمتك الشقراء الجميلة |
| Ve müşterilerin binerken gerçekten gurur duyacakları bir şey yapmak için, istek uyandıran bir gövde estetiği tasarladık. | TED | ولجعل هذا شيئا يمكن للزبائن الافتخار فعلا بقيادته، صممنا هيكلا ذو شكل مستحسن. |
| Sen kendine bak. Hem ben müşterilerin önünde tartışmam. | Open Subtitles | انت تتحدث عن نفسك و لا تتناقش امام الزبون |
| müşterilerin kişisel bilgilerine erişebiliyor muydu? | Open Subtitles | هل لديه صلاحية الوصول للمعلومات الشخصية للعملاء ؟ |
| İlk olarak bütün iletişim kesmişler otel telefonları, müşterilerin cep telefonları güvenlik kameraları. | Open Subtitles | لقد قطعوا فوراً كل الاتصالات هواتف الفندق, هواتف النزلاء المحمولة كاميرات الامن |
| ...kaybolmadan kısa bir süre önce müşterilerin hesaplarından küçük meblağlar hâlinde aktardı. | Open Subtitles | ... سحب كميات صغيرة من حسابات عملائه قبل فترة وجيزة من اختفائه |
| Altı ay öncesine kadar Beltway Courier'da bisikletli kurye olarak çalışıyormuş ama müşterilerin hassas bilgileri Times'da yayımlanınca kovulmuş. | Open Subtitles | فهو تشايس كولمان، يوزع الرسائل السرية، لكنه توقف منذ 6 أشهر، بعد أن سربت معلومات حساسة عن زبائنه |
| müşterilerin dikkatine. 7. koridorda özel ürünümüzü mutlaka görün. | Open Subtitles | أيها السادة المتسوقون ، الرجاء أن تراجعوا عرضنا الخاص على المناشف الورقية |
| Üzgünüm ama, müşterilerin dikkatini çekmemeliyiz. | Open Subtitles | اسف يا رجل ، فأنا قليل الاهتمام بالزبائن |