Onun bir anne, bir mülteci veya zulüm mağduru olabileceğini mi düşünürsünüz? | TED | هل تظن أنها أم، أو لاجئة أو ضحية إضطهاد؟ |
Fakat insan kaçakçılığı mağduru olan dünyadaki tahmini 21 milyon kişi arasında, 50.000'den daha az insana ulaştılar ve yardım ettiler. | TED | و لكن من بين 21 مليون ضحية لعمليات الاتجار بالبشر في العالم، فقد ساعدت هذه الجهات و تعرفت على أقل من 50000 شخص. |
Yolun kenarında adamı ve nasıl dövülmüş olduğunu gördü. O adamın şiddet mağduru olduğunu veya şiddetten kaçtığını gördü. | TED | رأى ذلك الرجل على جانب الطريق ورأى آثار الضرب الذي تعرض له، رأى أن هذا الرجل هو ضحية للعنف المستشري. |
Geçtiğimiz birkaç haftadır bağlantı kurduğum insan ticareti mağduru kız hakkında çok şey düşünüyordum. | TED | كنت أفكر كثيراً في الأسابيع الماضية في الفتاة ضحية الاتجار التي تواصلت معها. |
Dayanılmaz acının, zihinsel işkencenin ve Manson'un karşılaştığı birçok belirsiz sorunun arasında mağduru oynamayacağından emindi. | TED | وفي خضم الألم المروع، والتعذيب الذهني، واجه مانسون عديداً من أسئلة لا إجابة لها، كان يعلم أنه لن يلعب دور الضحية. |
Ama adalet sistemini değiştirmenin ya da başkalarının adaleti bulmasına yardımcı olmanın tek yolunun mağduru oynamamak olduğunu biliyordu. | TED | لكنه كان يعلم أن الطريقة الوحيدة لتغيير النظام القضائي أو مساعدة الآخرين للحصول على العدالة هي ألا يلعب دور الضحية. |
Ben Abu Şeyh'inin mağduru olduğu tarihteki en büyük mücevher soygunu | Open Subtitles | الشاه بن آبو كان ضحية أكبر سرقة مجوهرات في التاريخ |
En elverişli nesne silah olmuş. Eski tecavüz mağduru ıssız bir inşaat alanına gidiyor. | Open Subtitles | إذاً قبل الإغتصاب ضحية تذهب إلى موقع إنشاء مهجور حيث تضرب وتترك للموت |
Siyasal eziyet mağduru olduğunu söyleyenler çıkabilir. | Open Subtitles | .سيقول البعض أنها كانت ضحية الإضطهادِ السياسيِ |
O adam, işlenen bu suçun mağduru bir kadın tarafından tutuldu. | Open Subtitles | حسنا، إنه مُستأجر من قبل إمرأة ضحية جريمة |
Çocuk Koruma Servisi. Bu kız yoksa taciz mağduru muydu? | Open Subtitles | خدمات الأطفال الوقائية هل كانت ضحية إعتداء ؟ |
Müslüman ülkeler bile kendilerini El-Kaide'nin hedef noktası olarak buldular, çoğu terör mağduru durumuna geldi | Open Subtitles | والان حتى الدول الاسلامية بدات تاخذ اوكارا للخلايا والهجمات واصبحت في بعض الاحيان ضحية ارهاب |
Ama şiddet mağduru olmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | .. لكن افهم الشعور ... بأن يكون المرء ضحية للعنف |
Aynı anda aynı yerden bir silahla yaralanma mağduru daha geldi. | Open Subtitles | .. ضحية جراء إطلاق ناري آخرى .جاءت من نفس المنطقة وفي نفس الوقت |
Odak konum gençlik şiddeti idi, hayatımın çoğunda kabadayılığın bir mağduru olduğum için, beni özellikle heyecanlandıran bir konuydu. | TED | كان تركيز مجموعتي الخاصة عن عنف الشباب، وكوني قد كنت ضحية المضايقات معظم حياتي، كان هذا موضوعا كنت متحمسا لأجله بشكل خاص. |
Bir daha gizlilik ihlali mağduru bir kimse yanınıza geldiğinde, onu suçlamak yerine, şunu yapalım: Dijital gizlilikle ilgili bakış açımızı değiştirelim. Ve anlayışla karşılayalım. | TED | لذلك، في المرة القادمة التي ترى فيها ضحية لانتهاك الخصوصية، قم بهذا بدلاً من إلقاء اللوم عليهم: لنُغير أفكارنا حول الخصوصية الإلكترونية، ولنتصرف بتعاطف. |
Sistemdeki bir hatanın mağduru. Bence kendisi sistemdeki hatadır. | Open Subtitles | ضحية نظام شائب أظنه هو شائبة النظام |
Onu buraya bırakan adam tarafından çıkartılan aile içi şiddet mağduru bir hastam var. | Open Subtitles | - لدي ضحية بسبب العنف المنزلي والان سوف يخرجونها للرجل الذي فعل هذا بها. |
Sürekli mağduru oynayamazsın. İşe yaramaz. | Open Subtitles | لا يمكنك الاستمرار في لعب دور الضحية فهذا لا ينفع |
İki, saldırının mağduru ve arabasına vurduğunuz Bayan Grossman'a resmi ve yüz yüze bir özür dilemeniz gerek. | Open Subtitles | ثانياً, يجب أن تقوم بشكل رسمي وشخصي بالإعتذار للسيدة جروسمان الضحية التي اصطدمت سيارتها |