| 30 saniye içinde Dawn'un sosyal hayatını mahvetmiş olabilirim ama o hariç, hayır. | Open Subtitles | ربما دمرت حياة داون الإجتماعية في 30 ثانية بخلاف ذلك , لا |
| Çok uzun zamandır nehirdeymiş, su birçok veriyi mahvetmiş. | Open Subtitles | لقد كان في النهر لفترة طويلة المياه دمرت أغلب البيانات |
| Ordudaki kariyerinizi mahvetmiş biri için bir çok endişeniz var. | Open Subtitles | الان , هذا اهتمام كبير بشخص دمر سيرتك المهنيه في الجيش |
| Biri pastanı mahvetmiş ve o düşüncesizin kim olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | شخص ما خرب كعكتك ، و أريد أن أعرف من هو هذا الطائش |
| Korkunç, berbat ve büyük ölçüde çocukluğumu mahvetmiş bir baba olduğunu ve buraya gelişimin tek sebebininse onu gömülürken seyretmek olduğunu yazmaya ne dersin? | Open Subtitles | حسناً، ماذا عن أنه كان أب بائسٌ فظيع والذي تقريباً أفسد طفولتي |
| Babanın bekârlığa veda partisine gidip onu da bu aşağılamalara maruz bırak. Böylelikle annenle evliliğini mahvetmiş ve kendi varlığını yok etmiş olursun. | Open Subtitles | و أفعل نفس الاشياء المزله له ، و تخرب حفل زواجه من والدتك ، و عدم وجودك في الاساس |
| Neden olduğu bütün zararları. O dünyayı mahvetmiş. Benim dünyamı. | Open Subtitles | رأيت الضرر الذي تسبب به، لقد دمّر عالمهم، عالمي |
| En kötü yanı ise seyahatimizi mahvetmiş olması. | Open Subtitles | الجزء الأسوأ ، الذي قام بتخريب رحلتنا |
| Onun cesareti ve sevgisi olmasa her şeyi mahvetmiş olurdum. | Open Subtitles | بدون تشجيعها, وحبها, كنت خربت كل شئ بالكامل. |
| Köpekler evi mahvetmiş, ve bu ev bankanın eline geçmek üzere. | Open Subtitles | لقد دمرت كلابك هذا المنزل ، وهذا المنزل على وشك ان يصبح للبنك. |
| - SECNAV'ın çevreci planı adamı mahvetmiş. | Open Subtitles | و خطة وزير البحرية المحافظة دمرت هذا الرجل. يبدو بالنسبة لي كأنه دافع. |
| Hayatlarımızı mahvetmiş kadına aşık olmak nasıl bir his? | Open Subtitles | كيف هو شعورك في أن تكوني تحبين؟ المرأة التي دمرت حياتنا ؟ |
| Hayatımı mahvetmiş olabilirsin. | Open Subtitles | من المحتمل أنك دمرت حياتى للتو |
| Ayrışma sıvısı giysilerini mahvetmiş, ama kanvaz sırt çantası çok bozulmamış. | Open Subtitles | دمرت السائل DECOMP حلاقة الملابس ، ولكن على ظهره قماش سليمة إلى حد كبير. |
| Patlama sabit sürücüyü parçalayıp mahvetmiş. | Open Subtitles | كلا، لقد تحطم، دمر الإنفجار القرص الصلب ومزقه. |
| "Lanetli Şey" tüm kasabayı mahvetmiş. | Open Subtitles | دمر الشيء اللعين البلدة بالكامل |
| Şimdi, Johnny, sırf hayatını mahvetmiş olması, | Open Subtitles | و الآن يا جوني, و لأنه دمر حياتك |
| İntikam istemesine kimse şaşmaz. Bu suçlama hayatını mahvetmiş. | Open Subtitles | لا عجب أنه يريد الإنتقام ذلك الإتهام خرب حياته |
| Hayatını mahvetmiş birine bakmak ister misin? | Open Subtitles | تريدين إلقاء نظرة على شخص خرب حياته ؟ |
| Korkarım ki ailemle geçirdiği onca zaman onu mahvetmiş olabilir. | Open Subtitles | أخشى أن الوقت الذي قضته في كنف عائلتي أفسد من سجيّتها. |
| - Bir sürü hayatı mahvetmiş. | Open Subtitles | أفسد الكثير من الحيوات |
| Afyon savaşları oraları mahvetmiş. | Open Subtitles | الحروب الضارية تخرب اليابسة. |
| Birçok hayatı mahvetmiş bu canavarı görüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ ترين هناك هذا... هذا المتوحش والذي دمّر العديد من الحيوات |
| İnsanların hayatlarını mahvetmiş. | Open Subtitles | وتقوم بتخريب حياة الناس |
| Sonuçlar geçersiz kılınabilir. Tüm deneyi mahvetmiş. | Open Subtitles | وألغت صحة النتائج لقد خربت الامر بكامله |