Eğer benden kaçıyorsan, Neden olduğunu bilmek isterim. | Open Subtitles | ولكنإذاكنتِتتهربينمني فعلي الأقل، أخبرني ما السبب |
Neden olduğunu bilmiyorum, ama bitti o kadardı. | Open Subtitles | أنا لا أعرف لماذا حدث ما حدث، لكنها توقفت، انها انتهت. |
Bunun Neden olduğunu bilmek istiyorum, özellikle bu bir kaza değilse. | Open Subtitles | أريد أن أعلم لماذا يحدث هذا خاصةإذالم يكنهذا حادثاً. |
Ama bunu o kadar hızlı ve kolayca yapıyoruz ki gerçekten Neden olduğunu bildiğimizi düşünüyoruz. | TED | لكننا نفعل ذلك بكل سرعة وسهولة لدرجة أننا نعتقد في الواقع أننا نعرف الإجابة عندما نجيب عن السبب. |
Kocama bunun Neden olduğunu açıklamak zorunda kalmamayım bir de. | Open Subtitles | وآخر ما أحتاجه هو أن أشرح لزوجي سبب حدوث ذلك. |
Henüz Neden olduğunu bilmiyoruz. | TED | نحن لا نعرف حتى الآن بالضبط ما سبب ذلك. |
Şimdi anladım. O gün çok kötü bir şey olmuş. Ne olduğunu bilmiyorum ama Neden olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | شيء فظيع حدث ذلك اليوم ، لا أعرف ما هو لكني أعرف سببه |
Neden olduğunu bilmiyorum. Belki bir hata yaptı. | Open Subtitles | لا أعرف ما السبب, لكن ربما أنه إقترف خطأً |
Kimse kim olduklarını ve Neden olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | لا أحد يعرف من الفاعل أو ما السبب |
Hiç kimse kim olduğunu, veya Neden olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | لا أحد يعرف من الفاعل أو ما السبب |
Tüm bu alem nasıl ve Neden olduğunu | Open Subtitles | كُلّما نقترِب من فِهم كيف و لماذا حدث كل هذا. |
Tüm bunlara rağmen, bilinmeyen bir CIA tesisinde bomba patlıyor ve ben burada Neden olduğunu çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك، تنفجر قنبلة في منشأة المخابرات الأمريكية وأنا هنا لإكتشاف لماذا حدث هذا فحسب |
bunun Neden olduğunu bilmiyorum bu hep oluyor,Raj hep mi ? | Open Subtitles | -لا أعرف لماذا حدث هذا - هذا يحصل دائما ، " راج " طول الوقت ؟ |
ama bunu araştıran bir çok zeki insan olmasına karşın, kimse bunun Neden olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | ولكن ، على الرغم من ان الكثير من الناس الاذكياء يشاهدون ذلك, لا أحد يعرف حقا لماذا يحدث هذا |
Bütün bunların Neden olduğunu merak etmiyor musun? | Open Subtitles | لم تكن أنت في كل الغريب كما لماذا يحدث هذا كل شيء؟ |
Sinirlisin, Neden olduğunu bilmiyorsun. Suçlu hissediyorsun, hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | تشعر بالغضب ولا تعرف السبب تشعر بالذنب وليس لديك أدنى فكرة عن السبب |
Bütün bu bilgileri bir araya getirerek böyle şeylerin Neden olduğunu görmeye başlayabilirsiniz. | TED | لذا فيمكنك أن تضع هذه الأمور معاً وتبدأ في رؤية سبب حدوث أمور كهذه. |
Bu komik bağlantının nasıl ve Neden olduğunu anlamak istiyordu. | TED | فكان مهووساً بمعرفة سبب ذلك ولماذا توجد تلك " الصلة " المميزة بيننا |
Yangın görevlileri yangına Diego Caddesi'nde ikinci kat dairedeki hatalı ısıtıcının Neden olduğunu söylediler. | Open Subtitles | يقول موظفو الحرائق اللهيب كان سببه مدفأة صغيرة معطوبه في الشقة الطابق الثاني على شارع ديجو |
Son altı günümü tanrıya dua ederek bunun Neden olduğunu sorarak geçirdim. | Open Subtitles | قضيت الأيام الستّة أصلّي وأسأل الله لمَ حدث هذا |
Neden iştahı kesildi? Bunun tam olarak Neden olduğunu bilemeyiz. | Open Subtitles | هذا الكلب لديه التواء لا نعرف بالظبط لما يحدث هذا |
Sana Neden olduğunu söyleyeyim, çünkü senin vergi indirimi almanı istemiyorlar. | Open Subtitles | انا اقول لك لماذا لانهم لايريدونك ان تقتطع من الضرائب |
Ve ben bunun içmek için yeterli bir Neden olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | وأنا دائماً إعتقدتُ ذلك و كَانَ سبباً بما فيه الكفاية للشُرْب |
Öyleyse, bizim için gayet doğaldır ki, bir şeyin muhtemelen Tanrı'nın, evrenin meydana gelmesine Neden olduğunu varsayarız. | Open Subtitles | لذا فمن الطبيعي لدينا أن نفترض وجود شيء ربما إلــه لابد وأنه تسبّب في أن يأتي الكون الى الوجود |
Bir adamı sakatladık ve sen bana Neden olduğunu bile söylemedin. | Open Subtitles | لقد تسببنا بإعاقة رجل ولم تخبريني بالسبب حتّى |
Kadın havaalanındaydı. Neden olduğunu kim bilir? | Open Subtitles | لقد كانت في المطار , من يعرف لماذا ؟ |
Neler olduğunu anlamaya Neden olduğunu anlamaya çalıştığının mücadelesini vermeni anlıyorum. | Open Subtitles | أرى أنّك تكافح لأن تفهم ما حدث ولماذا حدث |