"Neden burada daha önce var olan ormanları tekrar geri getirmiyorsunuz? | TED | قالت: لماذا لا تعيد الغابات المطرية التي كانت هنا من قبل؟ |
Bu gıda üretimi için ormanları kesmemiz gerekmediği anlamına gelir. | TED | وهذا يعني أننا لسنا بحاجة إلى قطع الغابات لإنتاج الغذاء. |
Amerika'nın kozalaklı ağaç ormanları, hayvan yaşamı açısından zengin olmayabilir. | Open Subtitles | الغابات الصنوبريةِ الأمريكيةِ قَدْ لا تكُون أغنى في الحياةِ الحيوانيةِ |
Ben küçük bir çocukken, eğer yapabiliyorsa ormanları korumasını istedim. | Open Subtitles | حينما كنتُ طفلة صغيرة طلبتُ منه أن يقوم بحماية الغابة |
Yasa dışı ağaç kesme ve ormanları yok etme hâlen büyük ölçüde yaygın durumda veyahut gurur duyabileceğimiz harika ve bilinçli ormanlara sahip olabiliriz. | TED | لديك قطع أشجار غير قانوني ولا تزال إزالة الغابات تحدث بمستوى كبير جداً، أو يمكنك الحصول على غابة مذهلة ومسؤولة يمكننا أن نفتخر بها. |
Çoğunlukla şimdi, çünkü bir çoğunuzun bildiğini düşünüyorum, Amazon ormanları yanıyor. | TED | غالباً الآن، لأنّي أعتقد أن أغلبكم يعرف أن غابات الأمازون تحترق. |
Gezegenimizin yağmur ormanları milyonlarca hayvan türüne eve sahipliği yapıyor. | Open Subtitles | الغابات الماطرة لكوكبنا هي موطن ٌ لملايين الاصناف من الحيوانات |
Bu durum sadece Amazonlarla ilgili değil, hatta sadece yağmur ormanları ile de ilgili değil | TED | ذلك لا يتعلق بالامازون فقط او الغابات المطيرة |
Fakat bu tarz ufak ufak ormanları yok etme politikası özellikle bu bölgelerde yani tropikal alanların etrafında fark ettiğimiz bir durum. | TED | لكن نمط إزالة الغابات على شكل هيكل سمكة هو شيء نلاحظه بكثرة عبر الغابات الاستوائية، وخاصة في هذا الجزء من العالم. |
O ağacı kesiyorsunuz ve yağmur ormanları bir ekosistem olarak çöküyor. | TED | إذا قطعت تلك الشجرة ، فإن الغابات الممطرة جميعا تنهار كنظام بيئي. |
Bu bağlamda ormanları korumalıyız. | TED | يجب علينا حماية الغابات من هذا المنطلق. |
Bu, ormanları kurtarma ve iklim değişikliğini durdurma yeteneğimizi gerçekten geliştiriyor. | TED | بالفعل ساعدتنا على النهوض بقدرتنا على حماية الغابات والحد من تغير المناخ. |
Ve sonra güzel işime bir baktım. Yaptığım şey burada Britanya Kolumbiyası'nda etraftaki ormanları kesmek | TED | بعدها نظرت إلى كل العمل الجيد الذي قمت به، ما كنت أقوم به هو أنني كنت أقطع أشجار الغابات في الجوار، بريتيش كولومبيا، |
Bu kayıp ılıman bölge ormanları tahribatını, tropikal bölge ormanlarına kaydırdığımızda başladı. | TED | حصل ذلك خلال انتقالنا من قطع اشجار الغابات المعتدلة الى قطع اشجار الغابات المدارية. |
Daha çok iş, tarım ya da ekonomiye sahip olmak için tüm ormanları kesmeye ihtiyaç yok. | TED | لانحتاج لمسح قطع كل الغابات للحصول على وظائف اضافية واراضي زراعية واقتصاد افضل. |
İşte bu katran kumlarının yaşadığı en son kalan muhteşem Boreal ormanları. | TED | هذا هو المكان الذي تتواجد فيه الرمال النفطية تحت هذه الغابة الرائعة الخلابة الصامدة |
Ve gerçekten de bu tür doğudaki tüm yaprak döken ormanları zenginleştiren anahtar bir tür oldu, Mississippi’den Atlantik’e, Kanada'dan Körfez Akıntısı'na kadar. | TED | وكان حقا طيرا جد مهم أثرى كل الغابة المتأكلة بالغرب من المسيسيبي حتى المحيط الأطلسي ومن كندا نزولا حتى الخليج. |
İkinci sorum: İklim değişikliğine Amazon yağmur ormanları gibi bir yerde nasıl hazırlanırız? | TED | سؤالي الثاني هو: كيف لنا ان نحد من تغير المناخ في مكان مثل غابة الأمازون الممطرة؟ |
Bilirsin, olağan şeyler. Ülke rezervleri, yağmur ormanları. | Open Subtitles | تعرف، المعتاد، إحتياطي الفيدرالي، غابة الأمطار الإستوائية |
Bu civarlarda? Hayır mı? Kızılçam ormanları yok edildi. | TED | و بالجوار من هنا ، لا ؟ غابات الخشب الأحمر أيضاً إختفت. |
21 Aralık 1972'de genç bir bayan vahşice öldürülmüş ve cesedi Black Water ormanları olarak bilinen araziye atılmış. | Open Subtitles | في 21 ديسمبر 1972، تم العثور على امرأة شابة بوحشية وملقاة جثته في ما يعرف باسم بلاك ووتر وودز |
Sular, Ohio ve Tennessee vadilerine kadar ilerledi çiftlikleri ve kasabaları, ormanları ve gökdelenleri silip süpürdü. | Open Subtitles | "المياة وصلت لقرى "أوهايو" و "تنيسى ودمرت مزارع ومدن وغابات وناطحات سحاب |
Ve mevsimsel ormanları, ormanların en güzelleri yapmıştır. | Open Subtitles | وجَعلَ الغاباتَ الموسميّةَ الغابات الأعظم في العالم. |
Bu hikâye, orta Avrupa'daki köylülerin ormanları ve otlakları nasıl yönettiğini anlatıyor. | TED | وهكذا استطاع القرويون في العصور الوسطى في أوروبا من إدارة المراعي والغابات. |