Ve bu da, esasında Richard'ın söylediği derin şey: Bir şeyi anlamak için, küçük parçalarını anlamak lazım. Etrafındaki her şeyden azıcık anlamak lazım. | TED | ولذا، فأنه شئ عميق أن تحدث ريتشارد حول: لفهم أي شئ، يتوجب عليك فهم قليل من القطع. شئ قليل عن كل شئ يحيط به. |
Senin onun parçalarını bir hurda arabaymış gibi almana asla izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | قدر الإستطاع أنا لن أسمح لك بأن تقطيعها لأجل القطع كسيارة مهجورة |
El bombası parçalarını topladık. Sadece bir tane kullanılmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | لقد جمعنا شظايا القنبلة المتبقية يبدوا أنة تم استخدام واحدة فقط |
Bu da eğitiminin bir parçası mı, vücut parçalarını koklamak? | Open Subtitles | ذلك جزء التدريب هنا، الطالب العسكري، يشتمّ أعضاء الجسم؟ |
Açık bir şekilde saatin parçalarını alıp hepsini birleştirip bir saat oluşturduğunu anlıyoruz. | TED | ولكن ما نفهمه بوضوح أنك تحصل على أجزاء هذه الساعة وتجمعهما وتكوِّن الساعة. |
İngiltere'nin her yanına parçalarını döküyor. | Open Subtitles | لقد ترك اجزاء من جسده في كل انحاء انجلترا |
Köylüler bu topraklarda adamlarının kemik parçalarını yıllar boyunca toplayacaklar. | Open Subtitles | الفلاحون سيجمعون بقايا عظام رجالك من هذه الحقول لعقودٍ قادمة |
Çikolata sertleşecek ben de onu parmağımdan kırıp, parçalarını takvimin içine geri koyacağım. | Open Subtitles | سوف اجعل الشوكولا صلبة، و اخرجها من اصبعي، ثم اضع القطع في التقويم. |
Rüzgâr esince şehir temizlik görevlileri küçük parçalarını aramak zorunda kalsın. | Open Subtitles | لذا عمال مدينة النظافة يضطروا لمطاردة القطع الصغيرة عندما الريح تطيرهم |
Bozulduğunda da düzelmesi için makinenin karmaşasını anlayabilen, düzeltebilen ve parçalarını bir araya getirip hayat kurtarmaya devam etmesini sağlayabilen bir biyomedikal mühendis takımı gerekiyor. | TED | وإذا حصل ذلك تحتاج فريقا من مهندسي الطب الحيوي والذين يفهمون تعقيدها يمكنهم إصلاحها وتوريد القطع لتستمر في حفظ الأرواح |
Ufak kıymık parçalarını bir kırık cam parçasıyla doğradım. Ve küçük bir ev inşa ettim. | TED | وقمت بتشريح شظايا صغيرة من الخشب والزجاج وشيدت شقة صغيرة. |
Bunu başarmak için kadim kutsal bir emanetin parçalarını bulmam lazım. | Open Subtitles | للحصول على هذه، لا بد لي من العثور على شظايا من بقايا القديمة المقدسة. |
Bunu bilgiye erişmek için kadim kutsal bir emanetin parçalarını bulama gerek. | Open Subtitles | للحصول على هذه، لا بد لي من العثور على شظايا |
"Ertesi gün ceset parçalarını toplayıp sığınağa geri attık." | Open Subtitles | وفى اليوم التالي جمعنا أعضاء الأجساد وألقيناهم مرة أخرى فى المخبأ |
Vücut parçalarını, eskiden başka şey olan yerlere bırakıyor. | Open Subtitles | إنّه يلقي أعضاء الجثّة في أماكن كانت أشياء أخرى |
Ortaklarımızın yaptığı şey beyin dokusunun küçük parçalarını hayal etmekti. | TED | وما فعله مساعدونا هو رسم أجزاء صغيرة من نسيج دماغي. |
Sonra arka koltuğu temizleyin. Beyin ve kafatası parçalarını toplayın. | Open Subtitles | اذهب الى المقعد الخلفي ونظف كل اجزاء المخ الملقية |
Gözlerinin önünde canlı bir hayvanın ölüşünü ve sonra kalan cansız parçalarını yemeyi turistler eğlenceli buluyor. | Open Subtitles | مشاهدة يموت الحيوانات الحية أمام أعينهم ومن ثم الاضطرار إلى أكل بقايا هامدة ردود مسلية تسبب من كل من السياح. |
Durumu şimdilik riskte değil. Ama kalan kurşun parçalarını da çıkartmam gerek. | Open Subtitles | لقد مرت مرحلة الخطر حالياً، ولكن يجب أن أزيل تلك الشظايا المتبقية |
Eğer terminale girme çabasında bulunursanız gününüzün geri kalanını, ceset parçalarını toplamakla geçirirsiniz. | Open Subtitles | إن قمت بأيّ مجهود لدخول صالة الركاب ستقضى بقية اليوم فى جمع أشلاء الأجسام |
Erkeklerin aksine kadınlar en hassas parçalarını kendi içlerinde saklarlar. | Open Subtitles | على عكس الرجال، النساء ابقاء على معظم أجزائها حساسة مخبأة داخل. |
Bir arabayı parçalayıp, parçalarını 24 saat içinde ülkenin herhangi yerine götürebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع تجزيئ السيارة وبيعها قطع لأي مكان حول المنطقه في 24 ساعه |
Birisi Kutsal Kâse'nin parçalarını taşıman için sana emanet etmiş. | Open Subtitles | شخص ما يثق بك لنقل تلك الأجزاء من الكأس المُصدقة |
Far parçalarını laboratuara gönderdim. | Open Subtitles | ارسلت حطام ضوء السيارة الى المخبر |
Kocasını baltayla doğradı ve parçalarını postayla ülkenin her yerine gönderdi. | Open Subtitles | لقد قامت بفرمه بواسطة فأس و أرسلت قطعه بالبريد عبر أنحاء البلاد |
Eğer iskeletin açıkta kalan bütün parçalarını kafatasından kuyruğa kadar birleştirirseniz, yaklaşık 9 metrelik bir boyu var. | Open Subtitles | بتجميع الأجزاء المكشفة من الهيكل العظمي مع بعضها من الجمجمة إلى الذيل، أُقدّر طوله حوالي 29 قدم |
İlki, sadece DNA parçalarını alıyor ve bunları yan yana geri ekliyor. | TED | الأولى، أخذ الحمض النووي وإعادة وصل القطعتين معاً، |