"parçası değil" - Traduction Turc en Arabe

    • ليس جزء
        
    • ليست جزء
        
    • ليس جزءاً من
        
    • وليس جزءا
        
    • ليس قطعة من
        
    • ليس الجزء
        
    • ليست جزءا
        
    • يكن جزء
        
    • يكن طرفاً
        
    • يعد جزء
        
    • يعد جزءاً
        
    • يكن جزءاً من
        
    • ليس جزءا
        
    • ليس جزءً
        
    • ليسوا جزءاً
        
    Ve yerel finansman, donanım projelerini destekleyen ekosistemin bir parçası değil. TED والتمويل المحلي ليس جزء من التنظيم البيئي الذي يدعم منتجات الأجهزة.
    Burada olmamalı. Planın parçası değil. Open Subtitles لا يجب أن يكون هنا, هو ليس جزء من الخطه0
    İlk olarak, masrafın negatif olduğunu ima ediyor olması. Öyle ki bir şekilde amacımızın bir parçası değil. TED اولاً: تجعلنا نفكر ان المصروفات العامة سلبية ذلك بأنها بطريقة ما ليست جزء من القضية
    Ya öyle bir şey hiç yoktur, ya da o başka bir şeydir, bir bilgisayar programı ya da başka saçma bir şey, ama hiç bir şekilde bilimin bir parçası değil. TED إما الوعي ليس له وجود أو هو شيء آخر كبرنامج كمبيوتر أو شيء تافه آخر لكن في كل الأحوال الوعي ليس جزءاً من العلم
    Bu senin planının bir parçası değil, öyle değil mi Junior? Open Subtitles وليس جزءا من خطتك، هذا، هو، جديد؟
    Et parçası değil o, Olivia. Open Subtitles أنه ليس قطعة من اللحم أوليفيا
    Görünüşe göre kamyonla birleşen parçası değil. Open Subtitles من الواضح أنه ليس الجزء الخاص بالشاحنة
    Aslında işimin bir parçası değil ama bildiğin gibi sorumluluklarımı artırmaya hevesliyimdir. Open Subtitles تقنياً ليس جزء من وصف وظيفتي لكن كما تعلم أنا دائماً تواق لتوسيع مسؤولياتي
    Paranın ne olduğunu bilmezsin para burada hayatımızın bir parçası değil. Open Subtitles أنك لا تعرفين المال إنه ليس جزء من حياتنا هنا.
    Evet, bu tişört kesinlikle serinin bir parçası değil. Open Subtitles أجل يا رجل هذا القميص بالتأكيد ليس جزء من السلسلة
    Üzgünüm, bu benim hayat hikayemin bir parçası değil. Open Subtitles آسف, إنه ليس جزء من قصتي العاطفية والشخصية
    -Sahi mi? -O her şeyi biliyor. Ama bu planın bir parçası değil. Open Subtitles هي تعرف كل شيء ..لكنها ليست جزء من الخطة
    lçine monte edilmiş, telsizin bir parçası değil. Open Subtitles لقد تم الحاقها به , ولكنها ليست جزء من الراديو
    Onlar hakkındaki sorular anlaşmamızın bir parçası değil. Open Subtitles الذي طلبتك من أجله شيء واحد لكن الأسئلة عنهم ليست جزء من صفقتنا
    O bizim hayatlarımızın parçası değil, ona başarılar dileriz sadece, değil mi? Open Subtitles ليس جزءاً من حياتنا، لكن نتمنى له التوفيق، حسناً؟
    Bu, planın bir parçası değil. Open Subtitles وليس جزءا من الخطة.
    Yüzüğün bir mücevher parçası değil. Open Subtitles خاتمكَ ليس قطعة من المجوهرات...
    Evet, oiyi parçası değil sanırım . Open Subtitles حسنا,كنت اعتقد ان هذا ليس الجزء الافضل
    Ondan bahsetmiyoruz ama bu demek olmuyor ki o hayatımızın bir parçası değil. Open Subtitles لم أتحدث معه,لكن هذا لا يعني انه ليست جزءا من حياتنا
    Seni temin ederim ki perişan halde acele geri çekilmek bunun bir parçası değil. Open Subtitles وأعدك يأن التلعثم في الإنسحاب السريع لم يكن جزء من الخطة.
    Durun. Yani Alberto, bu işin parçası değil miydi? Open Subtitles انتظر إذاً ، ألبرتو لم يكن طرفاً في ذلك ؟
    Aklına yanlış bir şey gelmesin, ön cepheye gönderilmek cezanızın bir parçası değil, size çok güvendikleri için. Open Subtitles لا تنخدع بفكرة خاطئة نقلك إلى الجبهة الأمامية لا يعد جزء من عقابك
    Verdiklerimden daha çok borçlusun. Para artık bu işin bir parçası değil. Open Subtitles أنت تدين لي بأكثر مما أعطيتني والمال لم يعد جزءاً من اللعبة
    Cesetleri paketleme işimin bir parçası değil. Open Subtitles دس الجثث لم يكن جزءاً من تدريبات وظيفتي!
    Yönteminin bir parçası değil ama hep yapıyor. Open Subtitles ليس جزءا من أسلوبه لكنه متطابق في كل هجوم
    Doğrudan postalama bu stratejinin bir parçası değil. - Aslında öyle. Open Subtitles الإرسال المباشر ليس جزءً من الإستراتيجيه
    Diğerleri soruşturmanın parçası değil. Open Subtitles الآخرون ليسوا جزءاً من هذا التحقيق

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus