İnsanlığın var oluşundan beri, ölüm ruhları çekip alıyor, anneme yaptığı gibi... | Open Subtitles | .. منذ بدايه الجنس البشري .. الموت يأخُذ كل الأرواح الخالده كمااخذأمُي |
Deponun önünden trenle içeri dalarız ve ezilen ruhları yakalarız. | Open Subtitles | نقود قطار خلال المستودع و نمسك بجميع الأرواح من الأنقاض |
Kurtardığımız ruhları korumak için yapılması gereken bir görev daha var. | Open Subtitles | أما الآن فهو يطلب منكَ مهمة أخيرة، لحماية الأرواح التي أنقذناها. |
Onların ruhuna açılan pencerem olmanı istiyorum, tabii ruhları varsa! | Open Subtitles | أريدك أن تكون نافذتي داخل أرواحهم, إذا كانت لهم أرواح. |
Ölürsek de atalarımızın ruhları eve dönmeyi denediğimizi ailelerimize söyleyeceklerdir. | Open Subtitles | وإذامتنا.. ستخبر أرواح أجدادنا عائلاتنا أننا حاولنا العودة للمنزل لهم |
Doğru söylüyorsun, oğlum kutsal topraklarda ruhları çok daha huzurlu olacaktır. | Open Subtitles | أنت على حق يا بنيّ سترقد أرواحهم بسلام في أرضٍ مقدسة |
Bok içinden fıstık ayıklamadıkları zamanlar, talihsiz ruhları uyuşturucuyla çalarlar. | Open Subtitles | أعنى أنهم بينما لا يقومون بالسرقة فانهم يغتصبون الارواح بمخدراتهم |
Dünyada bulunmuş benim gibi aç şeylerin ruhları ile doludur. | Open Subtitles | وممتلئة بكل روح جائعة لكائنات أمثالي قد خطت قدماها الأرض |
Deneysel kanıtlara göre, ne hayaletler, ne güçler ne de insan ruhları vardır. | Open Subtitles | ليس هُناك من دليل تجريبي على وجود الأشباح أو الأرواح أو النفس البشرية |
Cehennemden ruhları çıkarmak, şeytanı iyileştirmek bir cehennem köpeği öldürmek! | Open Subtitles | إخراج الأرواح من الجحيم، شفاء الكائنات الشيطانيّة قتل كلب جحيم |
Kötü ruhları defetmesi için yatağımın hemen yanımda tutmamı söylerdi. | Open Subtitles | قال لي بأن أحتفظ به تحت سريري لأطرد الأرواح الشريرة |
- 16. yy. geleneklerine göre kötü ruhları kovma temelli bir tatil. | Open Subtitles | إنّها عُطلة مبنيّة على تقليد من القرن السادس عشر لطرد الأرواح الشريرة. |
Yeryüzünden dokunaçlar çıkacak ve buradaki tüm sefil ruhları yok edecekler. | Open Subtitles | ستنهض المخالب من الأرض وسيدمرون كلّ الأرواح الشقية في هذا المكان. |
Öğrencilerine, metu hakkında bir sınav yapıyordu. Bunlar vücutta kanı, havayı, idrarı ve hatta kötü ruhları taşıyan damarlar. | TED | فهي تختبر تلامذتها بواسطة الأسئلة السريعة، أوعية الجسم التي تنقل الدم، الهواء، البول، وحتّى الأرواح الشريرة. |
Vampir ruhları her tarafa doğru dağıldı ve kendilerine bir yer buldu. | Open Subtitles | حيث تناثرت أرواح مصاصي الدماء في كلّ الاتجاهات وتهبط إلى كلّ اتّجاه. |
Ama bugün kaybettiklerimizin ruhları başka bir yerdeler ve bizi izliyorlar. | Open Subtitles | ولكن اليوم أرواح الناس الذين فقدنا هي في مكان آخر، تراقبنا |
Bana göre, savaş ve hastalıktan etkilenen ruhları iyileştirmeye başlamanın yolu bedenleri için rahat ve ekonomik arayüzler oluşturmaktır. | TED | بالنسبة لي نقطة البدء بعلاج أرواح أولائك المصابين بالحرب والمرض هي بإنتاج واجهات مريحة و بأسعار معقولة لأجسادهم |
Doğru söylüyorsun, oğlum kutsal topraklarda ruhları çok daha huzurlu olacaktır. | Open Subtitles | أنت على حق يا بنيّ سترقد أرواحهم بسلام في أرضٍ مقدسة |
Eğer gerçekten Tonane'nin halkına saygınız varsa, onların ruhları gibi davranmamalısınız. | Open Subtitles | لو حقا تحترم قوم توناني, لا يجب أن تتظاهر بصفة أرواحهم |
Savaş alanında ruhları toplarken kimin kime hizmet ettiğini biliyordum... | Open Subtitles | عندما كنت اجمع الارواح في المعركة واعرف من خدم من |
Bu kutsal ateşte, atalarımızın ruhları kabile reisi aracılığıyla konuşur ve bize, suyun nereden alınacağını, otlakların nerede olduğunu ve nereye gidip avlanılacağını tavsiye eder. | TED | وعند هذه النار المقدسة، روح أسلافنا تتحدث عبر الزعيم وترشدنا إلى مكان الماء، أين نجد المرعى، وإلى أين نذهب ونصيد. |
Bazıları onların aslan olmadığını düşündü çılgınlık yaymaya gelen ölmüş büyücülerin ruhları. | Open Subtitles | اعتقد البعض انهما ليس اسدين انما ارواح اطباء تقليديين عادوا لنشر الجنون |
Bir adam mührünü başkasına basıyorsa ruhları kan yeminiyle bağlanmış demektir. | Open Subtitles | ليضمن الرجل بصمة رجلاً آخر، عليه ربط الروح بقَسمِ من دم |
Ve bu şekilde yaşamaktan bıktım, bir kasabadan diğer kasabaya, gözlerinin olması gereken yerde delikler olan, ruhları yaralanmış köşelerde dikilen insanlar. | TED | وقد سئمت من العيش هكذا اتنقل من بلدة الى بلدة و اناس يقفون حول الاركان يحملون ثقوبا مكان اعينهم، ارواحهم معطوبة. |
Bu şarkıyı ruhları çağırıp birisini ele geçirmek için söylerler. | Open Subtitles | إنهم يغنونها للاتصال بالأرواح ألتي تسيطر على شخص ما |
Yama iyi kötü ayrımı yapmaz. O sadece ruhları ister. | Open Subtitles | ياما, لايهتم بطيب أو شرير إنه يريد أرواحاً فقط |
Tanrım, dostlarımızın ve mesai arkadaşlarımızın ruhları için dua ediyoruz. | Open Subtitles | إلهَنا نُصلي لأجلِ أرواحِ زُملائنا و أصدقائَنا |
Wisteria Lane'in bir parçası olan insanların ruhları... | Open Subtitles | أشباح الناس الذين كانوا جزء من ويستريا لين |
Bir an için Cyrus'ı ve hapis ruhları unut. | Open Subtitles | , إنسَي أمر سيروس ، من الذي يحبس الأرواحَ . لثانية ملعونة |
Cesetlerine ya da eşyalarına dokunmayız çünkü ruhları onlara sarılı kalır. | Open Subtitles | لا نلمس حتّى جثثهم أو ممتلكاتهم لأنّ روحهم تبقى عالقةً فيها |