"söylemiyorsun" - Traduction Turc en Arabe

• تخبرني
• تخبريني
• تقولين
• تقل
• تقولي
• تخبرنا
• لا تقول
• تخبر
• تقولها
• تخبرنى
• تخبره
• تخبريه
• تخبرهم
• تَقُولُ
• تخبرينني

Neden bana, nereye gitmek istedigini söylemiyorsun ben de seni oraya götürdüm.
لمَ لا تخبرني أين تود الذهاب ، و سأتأكد بنفسي من ذلك

Neden cinayet gecesi 1 ile 5 arası nerede olduğunu söylemiyorsun?
لمَ لا تخبرني أين كنتَ بين الـ1 وحتى الـ5 ليلة القتل؟

Toplantıdan sonra nerede olduğunu öğrenmek istemiyorum ama neden bana söylemiyorsun?
لااريد ان اعرف اين كنتِ بعد الاجتماع لكن لماذا لا تخبريني

Bunu o siyah, delici gözleri için söylemiyorsun, öyle değil mi?
أنت لا تقولين ذلك لخاطر عينيه الداكنة التي تخترق أليس كذلك؟

Eğer benimle artık çıkmak istemiyorsan neden bunu söylemiyorsun ?
اذا لم تكن تريد الخروج معي لماذا لم تقل ذلك؟

Bebeğim, seni seviyorum. Neden sen de beni sevdiğini söylemiyorsun? - Hey, Bull.
عزيزتي , أحبكِ لماذا لا تقولي أحبكَ أيضا؟

Zihinde canlandırma için sağ ol. Neden asıl düşündüğünü söylemiyorsun?
شكراً على تلك الصورة التخليلية، لمَ لا تخبرنا برأيك الحقيقي؟

O yüzden neden bana söylemiyorsun, Lenny artık eğleniyor muyuz?
و الشظايا تمزق جسدك لذا. لماذا لا تخبرني يا ليني

O yüzden beni senden zorla öğrenmek zorunda bırakmadan neden doğruları söylemiyorsun?
لذا لمَ لا تخبرني بالحقيقة حتى لا أضطر إلى إخراجها منك بالقوة؟

Neden senin hakkında ne kadar kötü hissetmem gerektiğini söylemiyorsun?
لم لا تخبرني لأي مدى علي أن أشعر بالأسف بشأنك؟

Bak ben ne yaptığımı sana hep söylüyorum, sense hiç söylemiyorsun, baba.
أنا دائماً أخبرك ما أقوم به، لكنك لا تخبرني أبداً بما تقوم به.

Tamam, neden bana neye baktığını söylemiyorsun ve ben kontrol etmiyorum?
حسناً، لماذا لا تخبريني ما الذّي تبحثين عنه وأنا سأتفقد الأمر

Neden Stanton hakkındaki kararını söylemiyorsun?
لماذا لا تخبريني فقط ما فعله بأمر ستانتون

Daha iyi hissedeyim diye söylemiyorsun, değil mi? Arka çıksanıza.
أنتِ لا تقولين ذلك فقط لتجعليني أشعر بتحسن، أليس كذلك؟

Babamın öldüğünü söylüyorsun ama nasıl ya da ne zaman öldüğünü söylemiyorsun.
تخبرينني إن والدي قد مات.. ولكن لا تقولين لي متى وكيف مات

Dinle beni, sen bir şey söylemiyorsun hiçbir şey yapmıyorsun.
اسمعني، لا تقل شيئاً لا تفعل شيئاً ولا تكتب شيئاً

Neden direk söylemiyorsun? Neden her şeyi birbirine karıştırıp konuşuyorsun?
لماذا لم تقولي هذا فقط لماذا كل شيء يجري عكس رغبتنا الآن ؟

"Biz ne yaptık?" Niye sen söylemiyorsun?
ماذا فعلنا؟ لماذا لا تخبرنا أنت يا فيشر؟

Bak, adamlarımı gelecek göreve hazırlamam gerekiyor, neden bana neye ihtiyacımız olacağını söylemiyorsun?
انظر، أحتاج لتحضير رجالي للمهمة القادمة لذا، لما لا تقول لي عمّا نحتاج

Yani, kendi öğrencin seni dövüyor ve sen kimseye söylemiyorsun, öyle mi?
إذاً هل يقوم طلابك بإبراحك ضرباً و لا تخبر أحداً بذلك ؟

Aynı anlama geliyor, bunu biliyorsun. Sadece söylemiyorsun.
يعني نفسي الشي, وتعرف ذلك ولا تريد أن تقولها

Neden bana hiçbir zaman iyi iş çıkardığımı söylemiyorsun?
لم لا يمكنك أبدا أن تخبرنى أننى أبليت حسنا؟

"Sen 1 numarasın." Neden ona kendisini umursadığını açıkça söylemiyorsun?
لم لا تحاول أن تخبره حقاً أنك تهتم به فعلاً

Ona tam da bizim evdeyken kapıya bir adamın geldiğini neden söylemiyorsun?
لما لا تخبريه كيف عندما كنتي بأرجاء منزلنا؟ والفتى أتى إلى الباب؟

Neden onlara doğruyu söylemiyorsun?
لماذا لم تخبرهم بالحقيقة ؟ لأنه لا ينبغي لهما أن يعرفا الحقيقة

Yetimhane dışında olmayı tercih ettiğini söylemiyorsun, değil mi?
أنت لا تَقُولُ بأنّك تُفضّلُ أَنْ لا تَكُونَ في ملجأِ الأيتام ، أليس كذلك؟