"söylersen" - Traduction Turc en Arabe

• أخبرت
• قلتها
• أخبرتنا
• قلتي
• أخبرتِ
• اخبرتني
• أخبرتهم
• أخبرتيني
• إذا قلت
• أخبرتها
• اخبرت
• إذا أخبرتني
• تقولها
• قُل
• أخبرتنى

Eğer burada olduğumu başkasına söylersen peşine takılacağım ilk kişi sen olursun.
إن أخبرت أي أحد آخر أني أتيت، ستكون أول واحد ممّن سأطاردهم.

Ama bunu söylediğimi birine söylersen, üssünü bulur havaya uçururum.
لكن لو أخبرت أحد أني قلت هذا سأجد مقرك وسأدمره

Böyle söylersen, sen de izin vermezsin yılanın etrafınfda sinsice dolanıp hayatını mahvetmesine.
لقد قلتها بنفسك ولا يجب أن تترك الأفعى تزحف في الجوار وتخرب حياتك

Eğer nasıl becerdiğini söylersen pozisyonlarını alacağız.
سنشتري ما لديك فقط إذا أخبرتنا كيفية تلاعبك بنا

Ve seninle yarım bile yatabildiğini söylersen, yalancısın demektir.
وإن قلتي بأنه ضاجعك حتى بالنصف فأنتي كاذبة

İnsanların çılgına döneceğini düşündüğünü biliyorum, ama insanlara gerçeği söylersen, belki seni şaşırtırlar.
أعرف أنكِ تعتقدين أن الناس سيفزعون ولكن إذا أخبرتِ الجميع الحقيقة ربما سيفاجئونكِ

Eğer bana söylersen, ben de duyarım, ve sonra cevap benim de içimde olur!
اذا اخبرتني ساسمعه وبعد ذلك الجواب سيكون بداخلي

Karma o kadar aptal ki, onlara gerçeği söylersen, karavanlarına binip buradan gidecekler. Bu benim problemim değil.
لو أخبرتهم بالحقيقة فسوف يصعدون في شاحنتهم ويعودون إلى منزلهم

Tamam bak ne diyeceğim. Eğer faraşın nerede olduğunu söylersen bunu sana veririm.
سأعطيكِ هذا الآن اذا أخبرتيني أين نحتفظ بالمجرفة ؟

söylersen ne olur biliyor musun?
حسنا , هل تدرين ما الذي سيحدث إذا أخبرت أحدا؟

Sana vurduğumu birine söylersen, aileni bu şehirden sürerim.
اذا أخبرت احدا اني ضربتك سأطرد عائلتك نهائيا من البلدة

Eğer birine söylersen, eğer polisi ararsan, sen ve kibar arkadaşın...
إذا أخبرت أحد بما حدث أوإذاأخبرتالشرطة.. أنتوصديقكالمحترم..

Bu şekilde söylersen, sadece ben cevap verebilirim.
لو قلتها بهذه الطريقة ، أنا فقط أستطيع إجابتك

- Eğer bize adını söylersen.
إذا أخبرتنا عن إسمك هل يمكنني أن أشاهد رجل الثلج معكم؟ إذا أخبرتنا عن إسمك

Ben bulmadan önce sen söylersen kızmayabilirim.
لو قلتي لي قبل ان أكتشف ذالك ربما لم انزعج

Eğer o aileye şansı olduğunu söylersen, yapacağın tek şey umutlarını yükseltmek olur. Ohhh!
وإن أخبرتِ عائلته غير ذلك، فأنت ترفعين من آمالهم وحسب

Eğer bana biriyle, kırıştırdığını söylersen o zaman kızgın olurum.
لو اخبرتني بانك تضاجعين شخص ما عند ذلك ساكون غاضبا 982 01: 03: 01,532

Ciddiyim, bunu söylersen bir daha sana hiçbir konuda asla güvenmem.
أنا جادة إن أخبرتهم لن أثق بكي ثانية بعد الآن

Anahtarın kim olduğunu söylersen bana, gitmene izin veririm.
إذا أخبرتيني من يكون المفتاح سأتركك تذهبين

Bunun da tesadüf olduğunu söylersen yüzünün ortasına yumruğu geçiririm!
، إذا قلت لى صدفة . سأوجه قبضتى فى وجهكِ

Eğer ona her sene daha genç göründüğünü söylersen, ...bağışı ikiye katlıyor.
, لو أنكِ أخبرتها أنها تبدو أصغر كل عام فسوف تضاعف التبرع

Sana iyi davrandığımı birine söylersen, sonun bunun gibi olur.
اذا اخبرت احد انني كنت لطيفة معك سأفجرك كهذا الرجل

Eğer kızın nerede olduğunu söylersen sana bazı cevaplar verebilirim.
أستطيع أن أحصل لك على أجوبة إذا أخبرتني بمكان الفتاة.

Ve... Yok yok, sen söyle! Sen söylersen daha komik olur.
كلا ، قلها انت ، إنها أكثر إضحاكا عندما تقولها انت..

O lafı bir daha söylersen hiçbir yere gidemezsin.
مهلاً, مهلاً. قُل هذا مجدداً ولن تذهب إلى حفلة الرقص

Belirli bir sebep söylersen, o zaman bu konuda düşünürüm.
إذا أخبرتنى عن سبب معين عندها يمكن أن أفكر بالأمر