Bahçıvanlık bana, bahçe ekmenin ve yetiştirmenin, hayatımızı şekillendirmekle aynı Süreç olduğunu öğretti. | TED | البستنة علمتني أن زرع الحديقة والاعتناء بها هي نفس العملية في تكوين حياتنا. |
Bu Süreç, düşmeye başladığı noktadan yere kadar çok fazla tampon bölge gerektirir. | TED | هذه العملية تتطلب الكثير من مسافة الحماية بين نقطة بدء سقوطها و الأرض |
Tüm Süreç, sonra açığa çıkacak olan gerçekliğimizin yüzeyinin altında gizli. | Open Subtitles | العملية كلها تقوم تحت غطاء من الحقيقة وسنشكره كلنا عليها لاحقا |
Bütün bu Süreç çok güzeldir. Tabi eğer fark ediliyorsa. | Open Subtitles | هذه العملية جميلة لكن هذا فقط ما إذا شاهدها أحد |
Ama unutmayın, bu Süreç güçlü olduğu kadar da ...özünde öngörülemezdir de. | Open Subtitles | ولكن تذكر بالرغم من بساطة تلك العملية الا انها غير متوقعة بالمرة |
Aynı Süreç bugün de gerçekleşiyor 7,000 ışık yılı uzaklığındaki, Kartal Nebula'sında. | Open Subtitles | تحدث ذات العملية الآن على بُعد 7000 سنة ضوئية، في سديم النسر |
Ve bence bütün bu Süreç ona çok iyi geliyor | Open Subtitles | وأعتقد أن هذه العملية برمتها وقد تم شفاء حقاً لها. |
Tüm bu Süreç boyuncaki desteğinin çok şey ifade ettiğini bilmeni isterim. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم فقط كما كان دعمك مهماً طوال هذه العملية بكاملها |
Graham Wiles bu sürece daha fazla bileşen ekleyerek atık Süreç işlemlerini değer yaratan projelere çevirmiştir. | TED | ام مؤسسة جراهام ويلز استمرت في وضع عناصر الى تلك العملية لكي تحول المخلفات الى مواد ذات قيمة |
Ve bu Süreç devam eder. | TED | وتستمتر هذه العملية مراراً ومراراً ومراراً. |
Bu Süreç tamamen soyut ve oldukça olağan dışıdır. | TED | هذه العملية تجريدية تماما وفي غاية السهولة. |
Ve fotoğraf makinesiyle bir fotoğraf çektiğinizde, Süreç deklanşöre bastığınızda biter. | TED | وحين تلتقط صورة بالكاميرا تنتهي العملية بضغط الزر |
Bu Süreç, koloninin yaşı ve buna benzer şeylerle değişir. | TED | هذه العملية تتغير مع تقدم عمر المستعمرة، وهي تتغير مثل هذا. |
Ama Süreç çok pahalıdır ve dünya etrafında birçok ülke için maliyet-engelleyicidir. | TED | ولكن هذه العملية مكلفة للغاية وغير مجدية إقتصادياً بالنسبة للعديد من البلدان حول العالم. |
Bu Süreç, bir virüsün popülasyon içindeki yayılım biçimiyle birebir aynı. | TED | هذه العملية مشابهة للطريقة التي ينتشر بها الفيروس بين الجموع. |
Süreç daha iyi oldukça, sürtüşme de azalıyor. | TED | كلما كانت العملية أفضل، كان الاحتكاك أقل. |
Bu Süreç içine ayrıca her çeşit gelişmiş teknolojiyi de entegre edebilirsiniz. | TED | ويمكننا تسخير ودمج جميع أنواع التكنولوجيا المتقدمة بهذه العملية. |
Ve Süreç içerisinde, Afrika kendi inisiyatifini almaktan yoksun bırakılmış olur. | TED | وفي هذه العملية تُجرد أفريقيا من المبادرة الذاتية. |
eğer 20 katlı bir binayı çimento ve betondan inşa etseydik Süreç çimento ve 1,200 ton karbondioksit üretimi ile sonuçlanırdı. | TED | لو بنينا مبنى من عشرين طابق من الاسمنت والصلب، ستُنتج عملية التصنيع من ذلك الاسمنت 1200 طن من ثاني أكسيد الكربون. |
Bak tüm bu ayık yaşama işi bir Süreç. | Open Subtitles | اسمعي, هذه هي الحياة الواقعيه إنها عمليه |
Bağcığı muhtemelen, uyluk atardamarına bağladı ama Süreç başarısız oldu. | Open Subtitles | ربّما إستخدم رباط الحذاء لربط شريان الفخذ، ولكنّ الإجراء فشل |
Daha da kötüsü, bu Süreç her yaz devam ediyor. | Open Subtitles | ماذا بعد : بما أن هذه العمليّة تتكرر كل صيف |
Süreç yeniliği, ürün yeniliğinden farklıdır. | TED | يختلف أبتكار العمليات عن ابتكار المنتجات. |
Tüm bu Süreç tek yönlü ayna ile araştırmacılar tarafından gözlemlenebilir. | TED | والعملية بأكملها يمكن أن تتم معاينتها من قبل الباحثين من خلال مرآة أحادية الاتجاه. |
Süreç biraz zorlu ve... Kolyeyi de yok edecek. | Open Subtitles | فالعمليّة صعبة وستتلف القلادة |
Bu rejimler bu Süreç boyunca bizde bir iz bıraktı. | TED | ھذه الأنظمة أوجدت شيئا في أنفسنا خلال تلك الفترة. |