"saatlerin" - Traduction Turc en Arabe

    • الساعات
        
    • ساعاتك
        
    • ساعات
        
    Sonra oturma odasındaki tüm saatlerin yanlış olduğunu fark ettim. Open Subtitles ولاحظت أن كل الساعات في غرفة الجلوس كانت كلها خاطئة
    Taşıma ve katılımcıların toplanması ve toplanma yeri için izinler almak için harcadığım saatlerin sayısı. TED هذا عدد الساعات التي قضيتها في التخطيط والتنفيذ، من الحصول على التصاريح إلى جمع المشاركين وإيجاد أماكن.
    Bunu, şehrin sokaklarındaki saatlerin ne kadar senkronize olduğuna bakarak bile görebilirsiniz. TED يمكنك رؤية ذلك حتى في أشياء مثل مدى تزامن الساعات في أحد شوارع المدينة.
    Bir salyangozun yarışır gibi gitmesi çiçeklerin günü karşılamak için açması güneş saatimdeki saatlerin nehir gibi akması çiçeklerin gece için kapanması... Open Subtitles و لرؤية حلزون يمر وازهارى تتفتح فجأة كأنه يوم جديد الساعات تُسرعُ عبر ساعتي الشمسيةِ.
    Bu anda bana gelirsen, dakikaların saat olur, saatlerin gün, ve günlerin bir ömür olur. Open Subtitles إذا أتيت لي في هذه اللحظة دقائقك سوف تصبح ساعات ساعاتك سوف تصبح أيام
    saatlerin hiçbiri çalışmıyor. Ne yazık, hepsi de çok hoş. Open Subtitles جميع الساعات تعمل إنهارائعة,إنهمجميعاًرائعون.
    Vücutlarındaki yüksek elektrik aktivitesi kollarındaki saatlerin bozulmasını yol açar. Open Subtitles النشاط الكهربائى الزائد فى أجسامهم يجعل الساعات لا تعمل
    saatlerin çalıştığını henüz bilmiyorlar. Onları vermeye hiç niyetim yok. Open Subtitles لم يعلموا ان الساعات عملت لا انوى ان ننتهى من هذا
    Son saatlerin ışığında, bunu tutarsız bulurdum. Open Subtitles فى ضوء هذة الساعات الماضية أنا أجد أن هذا متناقض
    Sonuna kadar çalışan bizler bu son saatlerin pahalıya mal olduğunu ve yine de konsantrasyonumuz azalmadığını bileceğiz. Open Subtitles ندرك بأنّ هذه الساعات النهائية رغم ذلك سلسلة أفكارنا ما تضاءلت
    Ama saatlerin 76'dan sonra üretimi durdurulmamış mıydı? Open Subtitles ولكن أولم يتوقف تصنيع الساعات بعد عام 1976؟
    Günün 16 saatini zaten onunla geçiriyorsun, şimdi de o saatlerin bazılarında çıplak ve ıslak olduğunu öğreniyorum. Open Subtitles لقد أمضيتِ بالفعل 16 ساعة في اليوم مع الرجل و الأن إكتشفتُ أن بعض تلكَ الساعات كنتِ عارية و رطبة أثنائها ساعات؟
    Sonra tüm saatlerin 4.13'ü gösterdiğini fark ettiniz. Open Subtitles وثم لاحظت أن كل الساعات كانت تشير لـ 4.13
    Ama bu saatlerin tümü aynı zamanı gösteriyordu. 4.13'ü. Open Subtitles لكن كل هذه الساعات كانت تحمل وقتاً واحداً الرابعة و13 دقيقة، وليست ذات دلالة
    Orada saatlerin, yıllara dönüşmesi olayını anlayamadım. Open Subtitles لم أفهم فقط مفهوم تحول الساعات إلى سنوات هناك بالأسفل
    Fikir, dünyadaki saatlerin normal hızlarında sürmesi, sizin uzaydaki saatinizin ise; Open Subtitles الفكرة هي أن الساعات على الأرض .. تتحرك بسرعتها الطبيعية
    Bu saatlerin kocamın kişiliğiyle hiçbir alakası yoktu. Open Subtitles تلك الساعات ليس لها دور بماذا كان عليه زوجي
    Umarım artık saatlerin içerisinde nasıl potansiyel bir tehlike olduğunu anlamışsındır. Open Subtitles اتمنى ان تكونا على علم بخصوص الخطورة المحتملة للمعلومة الموجودة في تلك الساعات
    saatlerin içinde sınırdan geçirilmiş üç tane mikroçip var. Open Subtitles هناك ثلاث شرائح صغيرة مخبأة في مؤخرة الساعات
    Sosyal hayatın ne olur? Bunlar en yoğun saatlerin. Open Subtitles هذه هي ساعاتك الذهبية
    Oh, Radyolu saatlerin satışı için daha çok etikete ihtiyacım var. Open Subtitles و أريدك أن تعيد إلصاق ساعات الراديو تلك ، إنها للبيع

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus