"sahipti" - Traduction Turc en Arabe

    • كان لديه
        
    • كان لديها
        
    • كان لدى
        
    • كان يمتلك
        
    • كانت لديه
        
    • كَانَ عِنْدَهُ
        
    • كان يملك
        
    • كان له
        
    • إمتلك
        
    • إنها تملك
        
    • مثيلاً لها
        
    • كان لدية
        
    • كانت تمتلك
        
    • لها قوة
        
    • جمعت
        
    Muhtemelen anahtarı, şifresi ve belki alarmın kombinasyonuna bile sahipti. Open Subtitles ربما كان لديه المفاتيح,الشفرة وربما كان يعرف حتى أرقام الخزنة
    Ve o yalnız değildi, ona yardım edecek arkadaşlara sahipti. Open Subtitles ولم يكن وحده ، لقد كان لديه أصدقاءه الذين يساعدوه
    Kız kardeşinin ölmeden önce zor zamanlar geçirmiş olabileceğini kavrama yetisine sahipti. Open Subtitles كان لديها تفاهم محدد لما قد تعيشه أختها تلك الأسابيع قبل موتها
    Ve 1957 -- Birleşik Devletler Şili'nin bugün sahip olduğu aynı ekonomiye sahipti. TED و عام 1957 كان لدى الولايات المتحدة نفس الإقتصاد الموجود لدى تشيلي االيوم.
    Bu yeteneklere yükselmeye yakın bir evrim aşamasında olduğu için sahipti. Open Subtitles كان يمتلك قدرات لأنه كان متطوراً أكثر وقريب من الارتقاء
    Öyleyse, gerçekten peşinde olduğu şeyi izlemek için yeterince gizliliğe sahipti. Open Subtitles اذن كانت لديه الكثير من الخصوصية ليرى ما الذي كان سيلاحقه
    Bu kutuyu her kim yaptıysa, kesinlikle yoğun bir inanca sahipti. Open Subtitles أي كان من صنع هذا الصندوق كان لديه قناعة راسخة وشديدة
    Ve Platon, bizim sahip olduğumuz aynı kaygılara çokça sahipti. TED و أفلاطون ، كان لديه الكثير من المخاوف نفسها التي لدينا.
    Evet, bütün o harika küçük altın elmalara sahipti, ve Atlanta önde koşuyordu ve Hippomenes küçük bir altın elma yuvarlıyordu TED حسنا، كان لديه جميع تلك التفاحات الذهبيه الرائعه، كانت تتعداه، وكان يدحرج تفاحة ذهبية صغيرة.
    Ben de Tezsler gibi Bartok'un müziğini seviyordum ve Tezsler Bartok'un bugüne kadar basılmış tüm kayıtlarına sahipti. TED أحب موسيقى بارتوك مثل السيد تسزلر عمليا كان لديه كل تسجيلات بارتوك الصادرة
    Her çeşit ipe sahipti, farklı uzunluklarda bütün renklerde beyaz ve kırmızı yeşil ve sarı turuncu ve şarap rengi, mor ve mavi. Open Subtitles كان لديه حبل من كل لون وكل طول أبيض وأحمر أخضر وأصفر
    Bir zamanlar birilerinin bebeğiydi ve onu seven bir anneyle babaya sahipti ama şimdi burada bankta yarı ölü bir şekilde yatıyor ve onun anne ve babası tüm amcaları nerede? Open Subtitles انه كان رضيعا في يوم من الأيام و كان لديه أب و أم يحبانه
    Zapt edilmesi gereken bir güce sahipti ama rezalet bir Yüce'ydi. Open Subtitles لقد كان لديها قوة تؤخذ في الحسبان لكنها كانت قائدة فظيعة
    O zamanki doktora öğrencilerimden biri, Dr. Mary Schweitzer, bu işi yapabilecek bilgi donanımına sahipti. TED وواحد من طلابي طلبة الدراسات العليا الدكتور ماري سشويتزير كان لديها خلفية علمية وافية عن القيام بذلك الامر ..
    Marksist sol, bu fikre 100 yıl önce sahipti. Ama pek yolunda gitmedi, değil mi? TED كان لدى اليسار الماركسي هذه الفكرة منذ 100 عام ولم تنجح كما ينبغي، أليس كذلك؟
    Gördüğüm en kusursuz dişlere sahipti. Open Subtitles فقط أنه كان يمتلك تقريباً أكثر أسنان مثالية
    Rastgele mutasyona sahipti ve her iki elinde de altı parmağı vardı, eğer bir atıcıysanız, gerçekten faydası olduğu ortaya çıkıyor. TED ولقد كانت لديه طفرة عشوائية جعلته يمتلك ستة أصابع في كل من يديه الذي تبين أنه أمر جيد في حال كونك رامي إغاثة
    Ebeveynlerin sadece hayatının ilk 18 senesine sahipti. Open Subtitles الآن، أبويك فقط كَانَ عِنْدَهُ أنت لأولاً 18,
    Üst düzeyden ergenlik çağı kurtarıcı kompleksine sahipti. Kurtarıcı kompleksi mi? Open Subtitles كان يملك شعور المراهق المعقد للأنقاذ في الأوقات الكبيرة
    Yeni aşı, bu, son virüsler üzerinde, eski aşıya göre iki kat daha fazla etkiye sahipti. Ve bizde hemen bunu kullanmaya başladık. TED اللقاح الجديد كان له تأثير مضاعف أكثر بمرتين من اللقاح السابق لذا فقد بدأنا مباشرة باستعمال هذا اللقاح.
    Hercules, dünyanın o güne kadar görmediği bir güce sahipti. Open Subtitles إمتلك هرقل قوة لم يسبق للعالم أَن رأى مثيلاً لها
    Tanrım, görüp görebileceğiniz en güzel gözlere sahipti. Open Subtitles رباه، إنها تملك أجمل عينان من الممكن أن تروها
    Yaşamı sürdürebilmek için gereken şeylerden bolcasına sahipti. Open Subtitles كان لدية وفرة من المواد المختلفة الضرورية لتحمل الحياة
    O, gerçekten de harika bir işleyen zihne sahipti. Open Subtitles فقد كانت تمتلك عقلا حيويا نشيطا
    Herkül dünyanın o güne kadar görmediği bir güce sahipti, bu öyle bir güçtü ki sadece kalbi bu güçle yarışabiliyordu. Open Subtitles إمتلك (هرقل) قوة لم يسبق للعالم أَن رأى مثيلاً لها قوة فاقت فقط قوة قلبه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus