"sarılı" - Traduction Turc en Arabe

    • ملفوفة
        
    • ملفوف
        
    • الأصفر
        
    • محاصرون
        
    • مغطى
        
    • ملفوفا
        
    • الملفوف
        
    • محاط
        
    • مغلفة
        
    • ملفوفاً
        
    • محاطون
        
    • محاطين
        
    • تفاحة حمراء
        
    Babamın, beni, vücüdum alçıyla sarılı, tekerlekli sandalyemle,iterek dışarı çıkarışını ve güneşi, ilk defa yüzümde hissedişimi hatırlıyorum. TED أتذكر أبي يدفعني للخارج بالكرسي المتحرك، و أنا ملفوفة في صبة جبص كاملة، و أشعر بأشعة الشمس على وجهي لأول مرة.
    Babam Rachel'ı bir battaniyeye sarılı bulmuştu. Open Subtitles في عربة أحد المستوطنين ملفوفة في بطانية من بوسطن
    59'da, bodrumda, gazetelere sarılı bir çocuk cesedi bulundu. Open Subtitles في سنة 59 رضيع وجد ميت ملفوف في جرانين في البدروم
    Seramik bir fibere sarılı bir kablo arıyormuşuz? Open Subtitles أفهم أننا نبحث عن سلك ملفوف مُمغنط هذا صحيح
    Hayır, Flash ve sarılı adam birbirleriyle savaşırken onlardan çıkan elektriği izliyordum. Open Subtitles كلا، أعني البرق والرجل ذو الرداء الأصفر عندما تشاجرا سوياً عند السيارات، كنت أشاهد أشعة الكهرباء القادمة منهم،
    Etrafımız katillerle sarılı. Open Subtitles نحن محاصرون بواسطة مجموعة من القتلة.
    Bununla acı bibere sarılı kamyon tekeri yiyebilirim ve bebek gibi uyuyabilirim. Open Subtitles مع هذا يمكنني التهام اطار سيارة مغطى بالفلفل و انام كالطفل
    Bilirsiniz maceranın bu bölümünde sosislere sarılı vaziyette ölümle yüz yüze kalma gibi bir huyunuz olduğu aklıma geldi. Open Subtitles وتعرف لذا توقعت انك تنوي ان ينتهي بك المطاف ملفوفا بالنقانق وتواجه الموت المحقق في هذا الجزء من المغامره
    Tabancaya sarılı şalın üzerinde, içinden ateş edildiğinin izleri vardı. Open Subtitles وكذلك الأيشارب الملفوف به المسدس يبين ان الطلقة عبرت من خلاله
    Bir düşünün, efendim, 10,000 $'ın etrafında sarılı tam buna benzer bir kağıt parçası bulunuyordu. Open Subtitles بالتفكير بالأمر كان هناك قطعة ورق كهذه ملفوفة حول الـ 10 آلاف
    Beze sarılı bir parça asidik sabun. Open Subtitles قطعة صابون كربوليكي ملفوفة داخل قماشة صغيرة،
    Kanıtlamak için bugünün gazetesine sarılı bir parmak gönder. Open Subtitles أرسل لنا إحدى أصابعه ملفوفة في جريدة اليوم لتثبت أنه بحوزتك
    doldurulmuş mantarlar, domuz pastırması sarılı tütsülenmiş etler, tavuk kebaplar, ve domuz salamı. Open Subtitles حشوتها بالمشروم ملفوفة بلحم الخنزير المدخن الدجاج بالطرقة الماليزية ، و الآناناس
    Esas tahta bu. Atın birinin üzerinden aşırdığım tülbente sarılı. Open Subtitles هذا الحقيقي ملفوف بقماش الجبل الذي نزعته من الحصان
    Oğlumun bayrağa sarılı tabutta eve dönmesini kaldıramam ben. Open Subtitles لا استطيع تحمّل عودة ابننا إلى البيت في نعش ملفوف بالعلم الأمريكي.
    Oğlumun bayrağa sarılı tabutta eve dönmesini kaldıramam ben. Open Subtitles لا استطيع تحمّل عودة ابننا إلى الوطن في نعش ملفوف بالعلم الأمريكي.
    sarılı herifler nerede? Open Subtitles أين جميع الرجال الذين يرتدون اللباس الأصفر ؟
    Ama etrafımızın sarılı olduğunu düşünüyoruz. Open Subtitles لكننا نظن باننا محاصرون.
    Orada mezarlık falan var, evin arkasında. Tamam mı? Bir şeye sarılı duruyordu çocuk, alt katta. Open Subtitles هنالك مقبرة من أغراض المخيمين في المنزل وقد كانت الفتاة في القبو مغطى بشرنقة او ماشابة
    Karbon monoksit zehirlenmesinden ölmüş ve o da dezenfeksiyon muşambasına sarılı olarak bulunmuş. Open Subtitles كان ومحام. وقال انه أول أكسيد الكربون تسمم وعثر عليه ملفوفا في قماش القنب التبخير.
    Bu da, silahın üzerine sarılı bulunan ve kırmızı bir renkle lekelenmiş mendille bağlantı kurmama neden oldu. Open Subtitles هذا كان له علاقة ايضا باللون الأحمر نفسه الموجود على المنديل الملفوف حول المسدس
    Şimdi beni görebilseydin etrafım cesur askerlerimizle sarılı hepsi benim adamım ve onları seviyorum. Open Subtitles يجب أن تشاهدينى الان اجلس محاط من قبل هؤلاء الرجال المخلصين لوطننا رجالى
    İçinde siyah bir kağıda sarılı paket var. 10 dakika içinde sana getirsinler. Open Subtitles بداخله توجد حقيبة مغلفة بورق أسود اجعلهم يحضروها اليك خلال 10 دقائق
    500 yıldır sarılı durumda. Hava bozulmasına sebep oldu. Open Subtitles لقد كان ملفوفاً هكذا منذ 500 عام الهواء لا يناسبهم
    Dedektifler, etrafımız şüphelerle sarılı durumda. Open Subtitles الباحثين، نحن محاطون من كل جانب من قبل المشككون
    Eğer bizi öldürmek istiyorsa, neden etrafımız Jaffa'larla sarılı değil? Open Subtitles لو أرادنا أمواتاً، لكنا محاطين الآن بحفنة من (الجافا)؟
    40 kırmızı elma, aşkım, eşarba sarılı... 40 kırmızı elma, aşkım, eşarba sarılı... Open Subtitles أربعون تفاحة حمراء ... تلفهاحبيبتيفيمنديل أربعون تفاحة حمراء ... تلفهاحبيبتيفيمنديل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus