Bütün gün masa başında, Satıcıların gelip gidişini izliyorum. | Open Subtitles | إنني أجلس على ذلك المكتب. أراقب كل الباعة المتجولون يمرون. يوم بالداخل و يوم بالخارج |
Satıcıların kartlarını o soğukta nasıl düzelttiklerini izlemek... Şu feneri almak iyi fikirdi. | Open Subtitles | لا ، لقد كان ممتعًا مشاهدة الباعة يوظبّون عرباتهم في ذلك البرد |
Bin yıldır Satıcıların müdahalesi olmadan gayet iyi iş çıkardı. | Open Subtitles | حسناً، إنّها كانت على ما يرام لآلاف السنين دون تدخل من الباعة. |
Satıcıların bu mahallede çalıştığı biliniyor ve polisin geldiğini bildikleri anda hapları fırlatırlar. | Open Subtitles | من المعروف، أن التجار يعملون فى هذا الحي. و هم فقط يقومون بقذف المخدرات عندما يعلمون أن الشرطة مُقبلة. |
Şimdi, eğer anahtar Satıcıların aklını ele geçirirsen rüyalarını ele geçirirsen korku yaratır korkuyu tetiklersen o zaman uyartıları alırısın. | Open Subtitles | الآن، إذا كنت تستطيع غزو عقول. التجار الرئيسيين غزو أحلامهم لخلق أجواء من الخوف .. |
Virüsün bize Satıcıların yerini verebilmesi için açık artırmayı çökertmesi lazım. | Open Subtitles | لكى يعطينا الفيروس المكان الفيزيائى للباعة يجب أن يقتحم المزاد |
Satıcıların arasına karışın ve ele başını bulun! Bu kadar basit! | Open Subtitles | مهمتكما واضحة ، كانت التغلل بين المروجين لمعرفة المورد بسـيطة وسـهلة |
Alıcılara yapılan baskılar Satıcıların risk almasına neden oluyor ve muhtemelen tacizci yöneticilerin kollarına yolluyor. | TED | الحملات علي المشترين تجعل البائعين يتحملون المخاطر وترميهم في أحضان وسطاء من المحتمل أن يكونوا خطرين. |
Sistemlerine girdiklerimizi anlamadan Satıcıların yerini bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نعرف مكان الباعة قبل أن يكتشفوا أنه تم اختراق أجهزتهم |
Dünya çapında Satıcıların ve dolandırıcıların kullandığı taktik. | Open Subtitles | يستخدم من قبل الباعة والمخادعين في جميع أنحاء العالم |
Satıcıların burada olduğumuzu anlamasına 50 saniye var. | Open Subtitles | متبقى 50 ثانية حتى يعرف الباعة أننا هنا |
Wolcott'la beraber paniklemiş Satıcıların mallarını alıyorlar. | Open Subtitles | يشتري من الباعة المذعورين الذين ورطهم (ولكوت) |
Satıcıların çoğu ondan tedarik ediyor. | Open Subtitles | العديد من الباعة يشترون منها. |
Satıcıların sinyali hâlâ aktif. | Open Subtitles | إشارة الباعة مازالت تعمل |
Öbür Satıcıların isimlerini almalıyım. | Open Subtitles | سوف أحتاج أسماء التجار الآخرين حسناً ؟ |
Satıcıların öldürdüğünüz için sizi indirmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | أنها ستتوجه لإسقاطه لقتل هؤلاء التجار. |
Tüm dünyadaki Satıcıların yaşamı ona bağlı. | Open Subtitles | حياة التجار جميعا تعتمد على ذلك - أعي ذلك |
Eric bize Satıcıların yerini bildirecek bir virüs hazırladı. | Open Subtitles | (ايريك) صمم فيروس حصان طروادة ليعطينا المكان الفيزيائى للباعة |
Evet, Sam' i buradan alıp Satıcıların çalıştığı başka bir köşe bulacağız işi kimin tezgahladığını bulmaya çalışacağız. | Open Subtitles | نعم , نعم سنأتي ب(سام) إلى هنا ونعرف من زاوية آخرى مع من يتعامل هؤلاء المروجين ونكتشف من يدير هذا العرض |
- Satıcıların yaptıkları şey bu. | Open Subtitles | هذا ما يفعل المروجين |
Peki, seyyar Satıcıların listesi gelince bana haber ver. | Open Subtitles | حسناً، اطلعيني عندما تأتي قائمة البائعين |
İşler gizli kapaklı yürütülüyor ama sonuçta alıcılarla Satıcıların birbirine ulaşması için bir yol olmalı. | Open Subtitles | ،إنه سري لكن لا بد من وجود طريقة للاتصال بالمشترين مع البائعين |