"sebebin" - Traduction Turc en Arabe

    • سبب
        
    • الأسباب
        
    • أسباب
        
    • سبباً
        
    • أسبابك
        
    • الدافع
        
    • دافع
        
    • أجله
        
    • الدوافع
        
    • دافعك
        
    • مسوّغ
        
    • سببا
        
    • سببٌ
        
    • يدعوكِ
        
    • هل لهذا السبب
        
    Bizi buraya kadar getirttiğine göre, iyi bir sebebin olmalı, Harold. Open Subtitles من الأفضل أن يكون لديك سبب وجيه لسحبنا إلى هنا، هارولد
    Ama senin de benden nefret etmek için yeterince sebebin var. Open Subtitles لكن أنظر , أعلم أنـّكَ لديكَ أكثر من سبب لتكرهني ..
    Eğer her şey yolunda giderse onlar geldiğinde cesedi bulup polisi çağıracaklar ve senin de geçerli sebebin olacak. Open Subtitles عندما يأتون ليروا لو كان كلّ شيءٍ على ما يُرام، فإنّهم سيجدون الجثّة، ويتّصلون بالشرطة، وسيكون لديكِ سبب مُحتمل.
    Hayır, bence Kellog'u öldürmek için birçok iyi sebebin var. Open Subtitles كلا ، أعتقدُ أنّهُ لديكِ العديد من الأسباب لقتل كيلوغ.
    Yani, yapmamak için çok da bir sebebin yok ama. Open Subtitles اعني, انا اعلم انه ليس لديك سبب لكي لا تفعلي
    Sanıyorum ki burda olma sebebin o şeyin bize saldırmış olması. Open Subtitles والآن أفترض أن وجودك هنا هو سبب مهاجمة ذاك الشيء لنا
    İlk karşılaştığımızda önemli bir şey yapmak için tek bir sebebin olduğunu söylemiştin. Open Subtitles عندما تقابلنا لأول مرّة، قلت لي أن هناك سبب واحد لفعل شيء هام.
    Tek kaygın kaybetmekse kongredeki koltuğunu, öyleyse burada olmak için pek de bir sebebin yok. TED إن لم تكن مستعد لخسارة مقعدك في الكونغرس . هنالك سبب مقنع لكونك هناك.
    Anlamadığım şey ise... beni bu saatte ziyaret etme sebebin. Open Subtitles ولكن, ما لا أفهمه هو سبب اتصالك بى فى هذا الوقت
    Hayır, ben bazen başka bir sebebin varlığını da düşünürüm. Open Subtitles كلا .. أنا أحيانا أتعجب إذا كان هناك سبب آخر على الإطلاق
    senin mutlu olmak için sebebin var. sevgilin kalbini kırmadı tabi. Open Subtitles عندك سبب لتكون سعيدا حبيبتك لم تكسر قلبك
    Bilesin diye söylüyorum, hayatta kalmak için iyi bir sebebin olmalı. Open Subtitles نظراً للحالة التى هو عليها . يجب أنه لديه سبب قوى للبقاء حياً
    Senin hayatını mahveden bir adamın ölmesini istemen için bir sebebin vardır. Open Subtitles لديك سبب مقنع لتتمنى موت الرجل الذي حطّم حياتك
    Biliyorum, bana inanmak için sebebin yok, ama bana güvenmek zorundasın tamam mı? Open Subtitles ، ليس لديك سبب يجعلك تُصدّقني لكنّك يجب أن تثق بي
    Bana inanmak için sebebin olmadığını biliyorum ama bana güvenmelisin, tamam mı? Open Subtitles ، ليس لديك سبب يجعلك تُصدّقني لكنّك يجب أن تثق بي
    Senin... senin beni kurtarmak için bir sebebin yoktu, ama kurtardın. Open Subtitles وأنتِ لم يكن لديكِ سبب يدفعكِ لإنقاذي لكنكِ فعلتِ
    Yani bu çocuğa yardım etmek için her ne sebebin var, ya da, Sana neyi ya da kimi hatırlatıyor bilemem ama... seni iyleştimeyeceği, Onları geri getirmeyeceği kesin. Open Subtitles و لذلك أياً ما كانت الأسباب التي تدفعك لمساعدة هذا الفتى لأنه يذكرك بشخص ما لن تجعلك تتحسن و لن تعيدهم للحياه
    Bu şekilde giyinmek için bir sebebin olmalı... Open Subtitles لابد وأن لديكِ عدة أسباب كي تتأنقين في ثوب كهذا
    Bir sırra ortak olduysan iyi bir sebebin olduğundan kuşkum yok. Open Subtitles إن وافقت على عدم البوح بهذا السرّ، أنا واثق أنّ لك سبباً وجيهاً.
    Bak, senin katılmak için sebebin olduğunu biliyorum alınmak yok ama, artık gizli olduğunu düşünmüyorum. Open Subtitles أعلم أن لديك أسبابك للانضمام إليهم، لكون بدون إهانة بدأت أشعر أنّك لم تعُد تتظاهر، أشعر وكأنك منهم قلبًا وقالبًا.
    Test pilotunun öldüğüne ve senin onu öldürmek için sebebin olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نظن أن طياركم الإختباري قد مات و نظن أنه لديك الدافع لقتله
    Çünkü senin paran olduğunu ve onu ifade vermekten alıkoymak için sebebin olduğunu biliyorlardı. Open Subtitles لأنهم يعرفون كان لديك المال و دافع لمنعه من الإدلاء بشهادته.
    Yaşamak için hiçbir sebebin olmazdı. Aramayı, cep telefonuna yönlendiririm. Open Subtitles لن يبقى لك شئ لتعيش من أجله ساقوم بتحويلها على هاتفك النقال
    Onun ölmesini istemen için geçerli sebebin vardı. Open Subtitles لديك كُلّ الدوافع في العالمِ لتريدها ميتة
    Eğer teselli olacaksa, senin sebebin daha ilginç. Open Subtitles وإذا كان في ذلك بعض العزاء أعتقد أن دافعك أشد إثارة للاهتمام
    Senin hep bir sebebin var değil mi Damon? Open Subtitles دومًا هناك مسوّغ لإثمك يا (دايمُن)، صحيح؟
    Şu çok bilinen sözleri kaleme alan da o olmuştur, 'Kalp, sebebin bilmediği sebeplere sahiptir.' TED إنه من خط تلك الكلمات المشهورة القلب له أسبابه والتي لا يعرف سببا لها.
    Senin dönmek için daha iyi bir sebebin varsa söyle de duyalım. Open Subtitles لذا إن كان لديك سببٌ أفضل للعودة فلنسمعه يا رجل
    Bana yardım etmek ya da bana inanmak için sebebin olmadığını biliyorum ama Wyatt hakkında bilgi almam gerek. Open Subtitles أعرف أنّه لا يوجد سبب يدعوكِ لمساعدتي أو حتّى تصديقي "لكنّي أريد أن أعرف عن "وايت
    Bir haftadan fazla süredir okula gitmeme sebebin bu mu? Open Subtitles هل لهذا السبب تغيبتي عن المدرسة لمدة اسبوع ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus