Dinle beni dostum, işte seni içeri almamam için bazı sebepler... | Open Subtitles | اسمعني ياصديقي هنا العديد الكثير من الاسباب لن اسمح لك الدخول |
Doğru olanı, doğru şekilde, doğru sebepler için yapmayı istemek. | TED | الرغبة في القيام بما هو صحيح على النحو الصحيح للأسباب الصحيحة |
Eğer akılcı sebepler varsa bunların ne olduğu tespit edilsin. | Open Subtitles | اذا كان هناك اسباب وجيهة لذلك فجد ما هم |
Dr Jackson'ı burada tutan sebepler hep duygularıyla bezeli, hep öyleydi. | Open Subtitles | الدكتور جاكسون لديه دوافع للبقاء هنا مصبوغة بنوع من العواطف وكان دائما كذلك |
Ama dikkatinizi çekmek istediğim bir takım hafifletici sebepler var efendim. | Open Subtitles | لكن هناك عوامل مخففة يا سيدتي أود أن ألفت نظرك إليها. |
Sanırım bu sebepler, onun aleyhinde oy vermeniz için yeterlidir. | Open Subtitles | أعتقد بأنها أسباب كافية لرهبانك حتى يصوتوا بعزلك عن منصبك |
İnsanlar çok çeşitli sebepler yüzünden yalnızlık çekerler. | Open Subtitles | الناس وحيدون في هذا العالمِ للكثير مِنْ الأسبابِ المختلفةِ |
En belirgin sebepler doğal afet, savaş ve jeopolitik unsurlar gibi şoklardır. | TED | لقد كانت الصدمات أقدم الأسباب إطلاقًا، مثل الكوارث الطبيعية، والحروب، والعوامل الجيوسياسية. |
Telgrafın sebebi buydu, böylece tüm bu sebepler olmayacaktı, ki benim çılgınlığımın telafisi olanaksızdı. | Open Subtitles | ذلك سبب ارسالي للبرقية لتختفي هذه الاسباب حتى يكون جنوني قابل للعلاج |
Bizden nefret etmeleri için grilere sebepler vermeyi bırakmalıyız. Hey, siz, dağılın. | Open Subtitles | توقف على اعطاهم الاسباب الكئيبه من اجل اكراهنا |
Ne yapmamı istiyorsun? sebepler, sarsıntılar mı yaratayım? | Open Subtitles | , هل تريد اختراع الاسباب الصدمات ؟ |
Bu noktada, hanımefendiye, sadece iyi sebepler için savaştığımızı anlattım. | Open Subtitles | بينما نحن - كما وضحت للفرسة نتقاتل فقط للأسباب الجيدة |
Ertesi ay evlenmiş olmamız gerekiyordu... ama süre azaldıkça düşünmeye başladım... bunu yanlış sebepler yüzünden yapıyorum diye. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أتزوجه الشهر القادم لكن عندما اقترب الموعد بدأت فى التفكير.. أننى كنت أفعل ذلك للأسباب الخاطئة |
İşler ve işleyişler, her zamanki sebepler yüzünden şu an size de olduğu gibi, el ayak birbirine dolaşınca uygulanmak içinler. | Open Subtitles | كما تقرع وتتغوط في أحشائك للأسباب المعتادة برغم حزنك العميق الشخصي |
Birlikte olmamız için sebepler ve olmamamız için. | Open Subtitles | .. اسباب لصالح وضد لا ، توقف عن فعل ذلك - |
İçmemeniz için sebepler var. | Open Subtitles | هناك اسباب يجب ان لا يشرب الخمر بسببها, |
Hiçbir şeyden korkusu olmadığını gösteren halkımın, hiç bir mantıklı temele dayanmadan, yıkıntı halindeki kiliselerden eşyaları almamız gibi, asla düşünülmemiş sebepler göstererek ayaklanma çıkarmak büyük bir vefasızlıktır. | Open Subtitles | نعتبر أنه من الجحود أن شعبناً ورعايانا يثورون ضدنا بدون أي دوافع |
Sonraki konu, düşmanlık ya da diğer sebepler. | Open Subtitles | التالي .. الضغائن أو اي دوافع أخرى |
Kararımı etkileyen... başka sebepler de olabilir demek. | Open Subtitles | هذا يعني أنه ربما هناك عوامل أخرى تؤثر في قراري |
Arapçanın ve Latincenin farklı olmasının birçok sebebi var, fakat bunlar başlıca sebepler. | TED | هناك عدة أسباب وراء اختلاف العربية عن اللاتينية، ولكن إليكم أهمها. |
İnsanlar çok çeşitli sebepler yüzünden yalnızlık çekerler. | Open Subtitles | الناس وحيدون في هذا العالمِ للكثير مِنْ الأسبابِ المختلفة |
Evet, sebepler vardı, ama hiç biri yeterince iyi değildi. | Open Subtitles | نعم.. كان لدي بعض الأسباب ولكن أيا منها لا يكفي. |
Ablanız ve Bay Bingley konusuna gelince, beni etkileyen sebepler yeterli görünmese de, bir dostuma yardım etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | أما عن مسألة أختك و سيد (بينجلي) رغم أن دوافعي بدت لكِ سطحية إلا أنها كانت في خدمة صديق |
Olağan sebepler, uykusuzluk ki hastada yok; migren, yine hastamızda yok ve kafa travması olsaydı tomografide görünürdü. | Open Subtitles | العوامل الأشيع هي الأرق الذي لم يعانِ منه والشقيقة التي لم يصب بها وصدمة الرأس التي لم تظهر بالمسح الطبقي |
Peki ya bu sebepler kendi sonumuzu hazırlamaya başladıysa? | Open Subtitles | وما الذي يحدث حينما تكون تلك الدوافع اقتربت من نهايتها؟ |
Tüm bu sebepler için yaşamak zorunda olduğunuz şeye intikam denir gerçekten sizi yaşama bağlayan tek şeydir. | Open Subtitles | عندما تَعِيشَ من أجل الإنتقامُ يُمْكِنُ أَنْ يُزيلَ عظام حياتك |
Yanlış sebepler de olsa bu hayatta bize birçok şey bahşedilir. | Open Subtitles | هناك العديد من الأأشياء تُعطى لنا فى هذه الحياة لأسباب خاطئة. |