| Vampirlere karşı işlenen suçlar artış göstermekte. Şerif bile birkaç gün önce öldü. | Open Subtitles | الجرائم ضد مصاصي الدماء في معدل مرتفع وقد فقدنا مدير شرطة منذ يوم |
| Orada ağır suçlar birimi açılıyor. Buraya bir buçuk saat uzaklıkta. | Open Subtitles | ثمّة وظيفة شاغرة بوحدة الجرائم الكبرى إنها على بعد ساعة ونصف |
| Sanırım bu suçlar ile ilgili gereksiz yere sansasyon yaratıIıyor. | Open Subtitles | أعتقد بأنّ هناك بهرجة لا مبرّر لها حيال هذه الجرائم |
| Siber suçlar çığırından çıktı. | TED | لقد خرجت الجريمة الإلكترونية عن السيطرة. |
| Mali suçlar bölümümüz, bir yılı aşkındır kara para aklama davasında çalışıyor. | Open Subtitles | قسم الجرائم المالية لدينا يعمل في قضية غسل الأموال لأكثر من عام |
| Tamam bak işlediğin suçlar konusunda hatam varsa... Buradan çekip giderim. | Open Subtitles | إذا كنت بريء من الجرائم التي أعتقد أنك إرتكبتها إذن سأغادر |
| Eve gelip beni tutukladılar ve beni Ciddi suçlar Birimi'ne getirdiler. | Open Subtitles | لقد جاؤوا لمنزلي وألقوا القبض عليَّ وقاموا بإحضاري لـوحدة الجرائم الخطيرة |
| Duyduğumuz kadarıyla ajan Büro'nun cinsel suçlar biriminde çalışmış ünlü bir profil uzmanı. | Open Subtitles | العميلة.كما علمنا هي محللة شخصيات مشهورة و التي كانت في وحدة الجرائم الجنسية |
| Bu menfur suçlar, şehir ve eyalet düzeyinde derinlemesine soruşturuluyor. | Open Subtitles | هذه الجرائم البشعة يتم التحقيق بدقة على مستوى المحافظة والدولة |
| Ben, Entelektüel suçlar Soruşturma Birimi şefi Kim Jae Myeong. | Open Subtitles | أنا قائد وحدة التحقيق .في الجرائم الفكرية، كيم جاي ميونغ |
| Hayatında bu gibi koruyucu faktörler olmadan Christopher büyük ihtimalle başka, daha ciddi suçlar işleyecekti. | TED | بدون هذه العوامل في حياته، كريستوفر سوف يستمر بإرتكاب الجرائم. |
| Şimdi, tarih boyunca, insanlar din adı altında dehşet suçlar işlediler ve vahşete sebep oldular. | TED | الآن، وعبر التاريخ، ارتكب الناس الكثير من الجرائم والأعمال الوحشية باسم الدين. |
| Polis merkezleri çoktan veri güdümlü yükümlülükleri uyguluyorlar, bu sadece suçlar için. | TED | فأقسام الشرطة تطبق المساءلة المعتمدة على البيانات، فقط من أجل الجرائم. |
| Son 12 saat içerisinde ihbar edilen suçlar: | Open Subtitles | الجرائم التي تم التبليغ عنها خلال ال12ساعةالماضية: |
| Dinle dostum. suçlar, cinayetler... Bütün günümü dolduruyor. | Open Subtitles | إسمع يا صاحبي الجرائم والقتل يملء يومي أنا الآن أأكل ولست في العمل |
| Kanal 8, Bay Area'da organize suçlar üzerine bir program yapıyor. | Open Subtitles | فإن القناة ال8 تريد اجراء تحقيقاً خاصاً عن الجريمة المنظمة في منطقة الخليج |
| Genel kanı; Ajan Mulder'ın, FBI'daki şiddet içeren suçlar bölümünün en iyi analisti olduğu şeklinde. | Open Subtitles | بالتفكير عموما يعد كافضل محلل في قسم الجريمة والعنف |
| Papaz olmak içine doğana dek küçük suçlar işlemişti. | Open Subtitles | لقد عاش مع حياة تافهة مع الجريمة قبل ان يجد ندائه |
| Hastaların içinde gazlı bez unutur sonrada yanlış saydı diye hemşireleri suçlar. | Open Subtitles | هو ينسى اسفنجات داخل المرضى ثم يلوم الممرضات إذا اخطئوا في العد |
| İşsizlik ve suçlar kesilirse ne valiye ne de başsavcıya ihtiyaç kalır. | Open Subtitles | من خلال توظيفكِ هؤلاء وتقليصكِ للجرائم أنتِ تفعلين أكثر مما يفعله الحاكم والمدعي العام |
| Savcılığınızın Ağır suçlar Teftiş Masasını ziyaret etmişti. | Open Subtitles | أتى إلى قسم المراجعة الجنائية فى مكتبك ؟ |
| Cinayet oranı artıyor, suçlar artıyor ama devriye polisi yok. | Open Subtitles | معدلات جرائم القتل ترتفع ، الجنايات مرتفعة ، الدوريات شاغرة |
| Alkollü araç kullanmaktan Rikers'a kadar götürüp başka suçlar da çıkartmışlar. | Open Subtitles | بعض وثيقة الهوية الوحيدة غبية، لكنهم أخذوه على طول الطريق حتى رايكرز وادعى أنه كان، مثل، كل هذه التهم الأخرى. |
| Onun gibiler sorunları için hep toplumu suçlar. | Open Subtitles | أولئك الناس يلومون مشاكلهم دوماً على المجتمع |
| Her gün fetus pozisyonuna girip başımın üstüne yorganı çeksem aranızdan kimse beni suçlar mı? | TED | هل كان سيلومني أحد منكم لو انطويت على نفسي وغطيت راسي كل يوم؟ |
| Israrla Yaşam Boyu İşlediğin suçlar Tanrı Ve İnsana Hakarettir | Open Subtitles | لكن إصرارك على حياة الإجرام هو شيء بغيض جداً أمام الله و الأناس |
| Cinsel suçlar konusunda uzmanım ve İspanyolca biliyorum. | Open Subtitles | انا تخصصت بالجرائم الجنسية وانا اتحدث الاسبانية |
| Yani bu herif Ağır suçlar birimince çifte cinayetten aranıyordu. | Open Subtitles | أنا أعني ذلك، لكن عنف فويت تسبب بجرائم قتل كثيرة |
| Bu suçlar bir hayli kabarık ve hepsi de kötü. | Open Subtitles | جرائمك العديدة في الكمية والشريرة في الطابع |
| İşlediği suçlar çok zekice ve ayrıntılarına kadar planlanmış. | Open Subtitles | جرائمه في الغالب تكون ذكية و محكمة التخطيط |
| "Kendi isledikleri suçlar ve katliamlar hakkinda hikayeler yayinladilar" | Open Subtitles | نشروا القصص حول جرائمهم والمذبحة |