Tanıklar, saldırganın otuz yaşına yakın, çekici bir sarışın olduğunu belirtti. | Open Subtitles | وصف الشهود القاتل بأنة أمرآة شقراء جذابة فى العشرين من عمرها |
Tüm bildiğim, şimdiden öldürdüğü Tanıklar var. Seni öldürmeye geliyor. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه قتل كل الشهود وهو قادم لقتلك |
Morgda bir ceset var ve Tanıklar seni katil olarak teşhis etti. | Open Subtitles | لدينا جثة في المشرحة وكثير من الشهود يمكنهم التعرف على هويتك كقاتل |
Bir tecavüzcünün izini sürmek bir katilinkinden kolaydır, çünkü Tanıklar vardır. | Open Subtitles | من الاسهل ان نتعقب مغتصب بدلا من قاتل بسبب وجود شهود |
Bunu da yerine getirdiğinde, Tanıklar tanık olmaktan çıkacak siz de buradan çıkacaksınız. | Open Subtitles | عندما يحدث ذلك ، الشهود لن يكون هناك شهود ضدكم وسوف تخرج لتكسب |
Ortada bir cinayet var ve tek Tanıklar bir karı koca. | Open Subtitles | تم إرتكاب جريمة القتل و الشهود الوحيدين هما الزوج و زوجته. |
Tanıklar, kavganın kulübün önünde başladığını ve buraya kadar geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | ولقد أبلغ الشهود بنشوب مشارجة خارج النادي ثم إنتقلت إلى هنا |
Aynı Tanıklar veya ifadeler sizin için geçerli değil. | TED | أنت لا تحصل على نفس الشهود أو الشهادة نفسها. |
Peki neden hepimiz birleşip Mary ve Bukeni gibi Tanıklar ordusu oluşturmuyoruz? | TED | إذن فلماذا لا نكون جميعًا جيشا قويا من الشهود المدنيين، مثل ماري وبوكيني؟ |
Tanıklar resmi gördüklerinde aradığımız, Oakley mi değil mi bileceğiz. | Open Subtitles | عندما يرى الشهود هذه الصورة يمكننا التاكد من ان أوكلى هو رجلنا |
Üçüncüsü, Tanıklar Bay Graham Rogers, Bay Thomas Callahan ve Bay ve Bayan Paul Lukash- aslında ateş edildiğini gördüler. | Open Subtitles | ثالثا، الشهود – السيد جراهام روجرز السيد توماس كالاهان والسيد والسيدة بول لوكاش بالفعل شاهدوا الطلقة تضرب |
Konu hakkında ifade verecek başka Tanıklar çağırmadan önce onun karakteri hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | كنت انوى ان استدعى امامكم العديد من الشهود لصالحها ليتحدثوا عن شخصيتها |
Tanıklar arasında Polis Müfettişi Hearne'ün ifadesini dinlediniz. | Open Subtitles | من بين الشهود ، لقد استمعتم اٍلى هيرن كبير المفتشين |
Olay yerindeki Tanıklar arka arkaya silah sesleri duyduklarını söylüyor. | Open Subtitles | أبلغ شهود العيان أنه كان هناك تتابع سريع لطلقات النار |
Uzaktaki Tanıklar, yayını izleyenler olayı değiştiriyor. | TED | شهود العيان من على البعد، الحضور ممن يشاهدون الحدث، إنهم مهمّونَ. |
Ama Alman sınırına ulaştığına dair Tanıklar varsa çağırabilirsiniz. | Open Subtitles | لكن يمكنك جلب شهود على انه قد وصل إلى سلك الالمان الشائك |
Mahkum için çeşitli Tanıklar çağırabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نقدم ، باسم السجين شهود على شخصيته |
Onu göle götürdüğünü gören Tanıklar var. Dün gece temiz hava almak istediğini mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | لدي شهود يقول أنهم شاهدوها تخرجه من البحيرة تظنها أرادت استنشاق بعض الهواء ؟ |
Ya bu Snapchat neslini etkili bir Tanıklar ordusuna çevirebilirsek. | TED | ماذا لو استطعنا تحويل جيل سنابشات ليكونوا أكثر فعالية وشهود مدنيين آمنين؟ |
Cinayet işlerken yakalamak ve o olaya Tanıklar bulmak. | Open Subtitles | متلبسة بإرتكاب جريمة قتل وأن نجهز شهودا على وحشيتها |
Beklenmeyen Tanıklar veya acıklı itiraflar olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك شهودٌ مفاجئين أو إعترافات باكية |
Bu 32 örnekte olduğu gibi. Eğer bu doğru değilse, Tanıklar söyleyebilir. | Open Subtitles | لقد فعل هذا بالفعل فى 32 حالة إذا لم يكن هذا صحيحاً ، فالشاهد يمكنة قول هذا |
Onlar dava ile bağlantılı Tanıklar. | Open Subtitles | هم شهودَ بالإرتباط مع القضية |
Onun vurulmadan önce ellerini havaya kaldırdığını söyleyen Tanıklar var. | Open Subtitles | عندما جاء من الركن لدينا شاهد عيان يزعم رؤيته المشتبه رافع يديه |
Tanıklar için endişelenmeyelim. | Open Subtitles | اعتقد اننا لا ينبغي ان نقلق بخصوص الشاهدة |
Deliller, parmak izleri, Tanıklar aleyhindeydi. | Open Subtitles | الادلة كانت كلها ضده: بصمات الأصابع ، والشهود. |
Yalancı Tanıklar, rüşvet almış Tanıklar, hikâyesini değiştiren Tanıklar. | Open Subtitles | الشهود يكذبون الشهود يرتشون ويتراجعون عن إفاداتهم |
Konuştuğumuz genç Tanıklar tarafından en çok tekrarlanan söz | Open Subtitles | دايل الكلمة التي كررها الشاهدون كثيرا هي: الرعب |
Jüri karşısına çıkan Tanıklar, içerde yalnız olmalı. | Open Subtitles | لا ، لا الشهود يدخلون ويدلون بشهادتهم وحدهم |
Tanıklar merhametli birinin onu arabadan çıkardığını söylüyor. | Open Subtitles | رأى شُهود عيان سامريّ صالح يُخرجه من السيّارة. |
Hikayeleri para karşılığı alıyorum Tanıklar hikayelerini satıyor. | Open Subtitles | إني اعمل مقالة على القصص القبالة للبيع، أقصد شهود العيان الذين يبيعون شهادتهم |